İlklere devam...!

Ticaret Odası?nın eski başkanlarından Vedat Turan Ağabeyimiz yaklaşık 1,5 ay önce gazetemizin konuk yazar bölümünde Bolu Ticaret ve Sanayi Odası?nda yaşanan ilkleri yazmıştı. ?Ticaret Odası?na ombdusman mı gerekiyor? başlıklı yazısında, ?Bir süre hasbelkader yönetim kurulu başkanlığı yaptığım Ticaret ve Sanayi Odası için böyle bir yazı yazmam gerekeceği doğrusu hiç aklıma gelmezdi. Olanları üzüntü ve şaşkınlıkla izliyorum. Herhalde bu dönem, oda tarihine ilklerin yaşandığı bir dönem olarak geçecektir. 31 kişi ile toplanan mecliste 2 kişi dışında 29 kişinin yönetim kurulu başkanı hakkında olumsuz oy kullandığı ilk meclis. 9 kişilik yönetim kurulunda 8 kişinin başkanı istemediği bir yönetim kurulu. Danışman kullanan ilk yönetim kurulu...? diye devam ederek, yazısının son bölümünde,

?...Yönetim kurulu daha ne kadar başkansız toplanacaktır? Başkanla toplansa bile, bu olaylardan sonra o yönetim kurulundan Bolu'ya ne fayda gelecektir?

Bazı arkadaşlar artık Kamuran?ın geçen hafta 2. defa yazdığı fıkradaki* gibi delikten bir şey görünmediğini herhalde anlamışlardır? demişti.

-Fıkradaki gibi herkesin delikten bakıp bir şey göremediği yere sırayla bakıp duracağımıza, evvela bir aynaya bakıp kendimize çeki düzen vermemiz daha önemlidir.

Doğaya zehir saçmayın!

Yaklaşık 12 yıl önce Dörtdivan tarafını çekirge sürüleri basmış, ekili alanlarda bitkilerin yapraklarını yiyerek zarar vermişti. O zamanki işgüzar Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri biyolojik mücadeleyi hiç düşünmeden, çekirgeleri yok etmek uğruna doğal dengeyi hiç düşünmeden havadan zehir saçmışlardı. Bu ilaçlamadan sonra bölgede arıcılık yapan vatandaşların, hemen hemen bütün arıları öldüğü gibi, çekirgelerle birlikte toprakta ne kadar canlı organizma varsa, ağır derecede etkilenmiş veya yok olmuştu.

Halbuki örneğin çekirgelerin çok olduğu bölgelere, çekirgeleri yiyen hindiler sürüler halinde bırakılabilirdi.

Şimdi de sayıları hızla artan kenelere karşı ilaçlı mücadele verildiğini duyunca, 12 sene önce çekirgelere karşı verilen zirai mücadelede arılarını kaybeden ve ölmüş arı kovanlarının başında hüngür hüngür ağlayan Kuzören Emirler Köyü?nden Şadi ağabeyimiz gözümün önüne geliyor.

Albert Einstein `Bal arıları yok olduktan 4 yıl sonra insanlık da biter. Çünkü, çiçek ve bitki türlerinin tüm polenleri arıların ayaklarına yapışır. Arılar 130 bin farklı bitki türüne konarak üremelerini sağlar. Bunlar arasında kabak, kavun, çilek ve tüm meyveler var. Sadece bir kovandaki arılar bir gün içinde bir milyon çiçeği döller. İşte bu sona ererse bitkiler yok olur. Önce bitkiyle beslenen hayvanlar, daha sonra da insanlar ölür` demiştir. İnsan için gereken besinlerin yaklaşık üçte birinin böcekler aracılığıyla döllenen bitkilerden geldiği, bu şekilde yapılan döllenmenin yüzde 80'inin de bal arıları tarafından gerçekleştirildiği ifade ediliyor.

-Tarım İl Müdürlüğü keneleri öldürmek için zirai ilaçlar kullanarak, kenelerle birlikte aslında bütün böcekleri yok ediyor. Keneden korkan evinde otursun. Yaylaya dağa bayıra gitmesin. Lütfen doğaya zehir saçarak doğal dengeyi tamamen bozmayalım. Hemşehrimiz osuran boğamızın kulakları çınlasın. Kendisine diyorum ki, Amerika?daki Kızılderili?lere sahip çıkıncaya kadar, yapabiliyorsan önce kendi yaşadığın yerdeki doğal dengenin bozulmasına engel ol!

Jigolo basın!

?Seçimler geldi, size gün doğdu? diyenlere en güzel cevabı, geçen haftaki ?Bolu'nun sesi olmak kolay değil!? başlıklı aday adayı Serhan Oksay hakkındaki yazımla verdim sanıyorum. Sonrasında da aday adayı Serhan Oksay?ın aday adaylığı reklamı bütün gazetelerin internet sitelerinde var, haftada 100 binlere ulaşan tıklanma rekorlarına rağmen, bolununsesi Gazetesi?nin internet sitesinde olmayışının sebebi işte bu. Çünkü bizim gazetecilik anlayışımızda asli görevimizi yerine getirmek var. Bugün yaygın (bunlara artık ulusal demeye insanın dili varmıyor) basınımızın halini (birkaçı dışında) hep birlikte izliyoruz.

-Yalakalıktan hoşlanan adaylarımız için, bu hizmete tıpa tıp uygun bir vaziyette talip olan oldukça fazla sayıda basın organımız var. Hatta öyle ki henüz adaylar bile belli olmamasına rağmen, bazı basıncılar saf, bön ve aptal tabir edebileceğimiz bazı aday adaylarını kafakola almışlar bile. Bu aday adayları ilk üçe bile giremeyecekleri halde, kendilerini pohpohlayan bazı basın organlarına kesenin ağzını açıp duruveriyorlar.

Demirel?in dönüşü

Boluspor?un çeşitli kademelerinde görev yapan Muharrem Demirel Hoca, geçtiğimiz sezon genel menajer olarak göreve getirilmiş ancak Teknik Direktör Kemal Kılıç?a karşı duruş göstererek görevinden istifa etmişti. O günlerde neredeyse hocanın emrine giren yönetim kurulu, daha sonra gecikmiş bir kararla Kemal Kılıç?ı göndermişti.

Bu sezon isabetli bir karar alınarak Muharrem Demirel tekrar genel menajerlik görevine getirilmiş. Kendisini eskiden beri severiz, güveniriz, dürüst bir arkadaşımızdır. Başkan gibi o da Akpınarlıdır. Boluspor?a faydalı olacağına eminiz.