"Yalakalık" suç sayılmıyor!

Bahçelievler Polis Karakolu'nun hemen yanı başında bulunan Şafak Büfe'ye bile hırsız girmesinin ardından can ve mal güvenliğimizden sorumlu olan polisimizin dikkatini hırsızlık olaylarına daha fazla çekebilmek amacıyla, "Karakolu da soyarlarsa şaşırmayın" başlıklı bir haber yapmıştım. Köşe yazımda da; Ahmet Yerlikaya'nın büfesinin soyulduğunu her yerde anlatmasına rağmen, daha sonra ifade değiştirerek soyulmadığını anlatmaya çalışmasına bir anlam verememiş, "Soyuldu ama soyulmadım diyor" başlıklı bir yazı yazmıştım.

Belli araştırmalara dayanarak en doğru şekil-de okurlarımızı bilgilendirmeye çalışırken, yaptı-ğımız haberlerin doğru olduğunu kendileri de çok iyi bildikleri halde, Bolu eski Emniyet Müdürü Uğur Gür'ün emriyle Bolu Emniyet Müdürlüğü; gerçek dışı haber yapmak, polise olan güveni sarsmak, polisi küçük düşürücü ifadeler kullan-mak gibi suçlardan hakkımda dava açmıştı. Bu davanın henüz daha ikinci celsesinde haberleri-mizin doğru olduğu kanıtlandı ve beraat ettim.

Başta Uğur Gür olmak üzere devlet adına görev yapan hiç kimse, mahkemeye gitmeden önce, haberimizin doğru olup olmadığı yönünde beni dinleme gereği dahi duymadı. Görevlerini kötüye kullanarak, devletin gücü ile vatandaş üzerinde baskı kurabileceklerini düşünen bu zihniyet artık çöktü. Devlet adına görev yapan(!) bu kişilerin şahsıma yönelttikleri silahlar sürekli geri tepiyor ve kendileri yaralanırken, güven duygusunun da zedelenmesine neden oluyorlar. Bu kişilerin, bulundukları camiaya daha fazla zarar vermeden, gereğini yapmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca hala daha Edirne menşeli haberler yapmaya çalışan bazı yerel gazetelere sesleniyorum; yalakalık yapmak mahkemede suç sayılmıyor. Siz aynen böyle devam edin, vatandaş da size gülmeye devam ediyor!

Ahbap çavuş ilişkisi ağır bastı!

"Aklın yolu birdir" düşüncesiyle bazı AKP'lilerle bile iddiaya girerek, AKP Bolu Belediye Başkan adayının Ali Ercoşkun olacağı yolunda tahminde bulunmuştum. Belli ki AKP Genel Merkezi'nde ahbap-çavuş ilişkisi daha ağır bastı ve başkan adayı Alaaddin Yılmaz olarak belirlendi. Demek ki herkesin aklı ve mantığı bir değilmiş.

-Alaaddin Yılmaz'a girdiği seçim yarışında başarılar diliyorum.

Özkurede kendisini garantiledi(!)

İki ay önce seçimlere DYP, MHP ve ANAP'ın birlikte konsensüs oluşturarak girmesi gerektiğini söyleyen Mustafa Özkurede, önce kendisi DYP'nin başkan adayı olarak ortaya çıktı. Ar-dından MHP'nin ortaya koyarak konsensüsün adayı olarak sunduğu Yusuf Yaman isminde mu-tabık görünmekle beraber, Yaman'ın mutlaka DYP'den aday olması gerektiği gerekçesiyle konsensüse yanaşmadı. Her seçimde olduğu gibi bu seçim öncesinde de cengaverce ortaya çıka-cağını bildiği İsmail Necdet Arafat'ı dört gözle bekledi. Kazanmayı ve kaybetmeyi bugüne ka-dar hiçbir zaman hesaba katmayan ve her zaman kendisini iyi niyetli bir kişi olarak gördüğüm Ara-fat'ın ortaya çıkmasına çok sevinerek adeta, "A-manın sen nerede kaldın. Seçilemeyeceğimi bil-diğim halde, neredeyse adaylık meselesi benim üzerimde kalacaktı. Buyur kazanamayacak ada-yımız sen ol. Senin için feragat ediyorum. Ben birinci sıra İl Genel Meclis üyesi olmaya razıyım" diyerek kendisinin her halükarda birinci sıradan meclis üyesi seçilmesini garanti altına aldı.

-Özkurede'nin bundan sonra konsensüs- monsensüs düşüneceğini hiç sanmıyorum. DYP, MHP ve ANAP bu seçimde hep birlikte kaybederken, Özkurede birinci sıradan İl Genel Meclis Üyesi olur. Özkurede işini bilir. Sulu dereye getirir, susuz geri götürür !

Önceden karar alınabiliyormuş!

Daha önce kar yağdıktan, çocuklar okullarına geldikten sonra okulları tatil eden Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, vermiş veriştirmiştik.

Bu defa kar yağışı başlamadan önce okulların tatil edildiği açıklandı. Hatta Pazar gününden tekrar açıklama yapılarak Pazartesi gününün de tatil edildiği ilan edildi.

Demek ki; hava tahmin raporları iyi değerlendirildiği zaman, bir gün sonrası için isabetli kararlar alınabiliyormuş.

Önceden alınan isabetli kararlarla öğrenci, veli ve öğretmenlerimizin mağdur olmaları önlendiği için yetkililerimizi bu kez kutluyorum.