BolununSesi; Halkın Gazetesi

Öncelikle öğrencinin hakkı değil midir?

Kamuran Alagözoğlu

    22 Ağustos 2005

    Geçen haftaki, ?Akademik rüşvet? başlıklı manşet haberimizde yazmadıklarımızın yarısını bu haftaya bırakmıştık. Ama hafta geçmeden Rektörümüzün taarruzuyla karşılaştık. Kendisi bizden, ?Kulun kölen olayım ağam! Biz ettik sen etme!? diye adeta yalvarmamızı bekliyor anlaşılan.

    Bu konuda kamuoyunun da merak ettiği bazı sorularımız olacak kendisine;

    1- Bütün kurumlar, bankalarla maaş ödemesi vs. için anlaşma yapmakta ve bu anlaşma karşılığı kurum lehine bir takım gelirler elde edilmektedir. Ancak bütün kurumlar bu işi teklif alma şeklinde, hatta açık artırmaya kadar götürerek herkesin gözü önünde şeffaflıkla yapmaktadır. Hatta yakın tarihte Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Müftülük, Emniyet Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, Hastanelerimiz, Milli Eğitim Müdürlüğü gibi kurumlar bütün bankalardan teklif toplamışlar, kuruma en yüksek rakamı veren banka ile anlaşmışlardır. Yani yukarıda adı geçen bazı kurumlar, bu işi tam bir şeffaflık içinde yapmış ve en küçük bir dedikoduya bile mahâl bırakmamıştır. En önemlisi bu paralar kurum yararına kullanılmıştır.

    Abant İzzet Baysal Üniversitesi?ne gelince Rektör Yaşar Akbıyık, neden diğer bankalardan teklif almayıp, sadece İş Bankası?nı tercih etmiştir?

    2- Hafta içerisinde banka müdürleri ile tek tek görüştüm ve kendilerinden teklif alınmadığını öğrendim. Banka müdürleri, Rektör?ün de itiraf ettiği gibi 4 yıl 9 ay gibi uzun bir süreliğine yapılacak öğrenci harç ödemeleri ve personel maaşları ile ilgili yapılan anlaşma rakamının 750.000 YTL?den çok daha yüksek olması gerektiğini, diğer bankalardan teklif alındığı ortamda, rakamın çok rahat 1.500.000 YTL?ye kadar yükselebileceğini ifade etti. Yani sayın Rektörümüz diğer bankalardan teklif almış olsa idi, bugün 1.050 YTL alan bir profesörümüz, belki 2.100 YTL alma imkanı bulacaktı. Ayrıca profesörlere 1.050 YTL verildiği ortamda, Rektörümüz de aynı rakamı mı almıştır? Yoksa onun Rektörlük katsayısı daha mı farklı olmuştur? Bu soruların cevapları da kamuoyu tarafından merak edilmektedir.

    3- Bu para sadece üniversite çalışanlarının maaş ödemesi karşılığı olarak değildir. Aksine büyük bölümü öğrencilerin harç ödemelerinden kaynaklanmaktadır. Bankaların, üniversitelerle yaptığı bu tür anlaşmalarda özellikle öğrencilerin yatırdığı harç paralarını ön planda tuttuğu, binlerce öğrencinin harç parası yatırmak için girip çıktığı bankanın zaman içerisinde müşterisi olacağını düşündüğü gözönüne alınırsa, konunun çok uzun soluklu bir yatırım olarak görüldüğü doğrudur. Yani bankanın hedefi, hesaba yatar yatmaz çekilen maaşlar değil, 3-5 yıl sonra müşterisi olmasını hedeflediği üniversite gençliğidir. Üstelik maaşlar yatar yatmaz bankadan çekilir, harçlar ise bankaya yatırılır. Oysa Rektör Akbıyık açıklamasında belirttiği gibi, ?Bu para çalışan personelin hakkıdır? demektedir. Yukarıdaki nedenlerle tam tersine bu para dağıtılacaksa, başta fakir öğrenciler gözetilerek, öncelikle öğrencilere dağıtılmalıdır. Bu para dağıtılırken, çoğu zor şartlar altında okuyan öğrenciler zaten düşünülmemiştir. Haberimizde de ifade ettiğimiz gibi öncelikle öğrencilerin hakkı olan para, seçim öncesi personele ulufe olarak dağıtılmamış mıdır?

    4- Öğrenci harçları yatırılma zamanı, İş Bankası önünde oluşan uzun kuyruklar Bolu halkı tarafından çok iyi bilinmektedir. Türkiye?deki diğer bütün üniversiteler, öğrenciye eziyet olmasın diye harç yatırma konusunda birkaç banka ile anlaşma yaparken, Rektörümüz neden bütün öğrencileri İş Bankası?na yönlendirmektedir? Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencilerine tek bir banka önünde kuyruk işkencesi çektirmek revâ mıdır?

    5- Ne Üniversitemiz tarihinde ne de diğer kurumlarda, bankalardan kurum yararına bağış şeklinde alınan bu tür paralar hiçbir zaman personele dağıtılmamış, daima kurum yararına kullanılmıştır. Üniversitemizde yapılacak rektörlük seçimi öncesi ise, Rektör Akbıyık Bolu'da böyle bir ?İLK?i gerçekleştirmiştir. Bu ?İLK?in sebebi, seçim değilse nedir? Kaldı ki bu para, yukarıda bahsettiğim gibi öncelikle öğrencilerin hakkı değil midir?

    6- Sakin ve kendi halinde yaşam sürmeyi seven, eşeğe binip yarışmayan alemin işine karışmayan munis Bolu halkının bu özelliklerini çok iyi değerlendiren bazı kalemşörler var. Bu kalemşörler, akılları sıra Üniversitemiz camiasını gazetemize karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Rektör Akbıyık?a da her fırsatta sadakatle bağlılıklarını ifade eden bu zatlara da bir sözüm olacak;

    -?Rektörümüzden Allah razı olsun? diye kamuoyu önünde neden teşekkür etmediniz? Böyle bir ulufe dağıtımı, ülke genelini bilmiyorum ama, Bolu'da bir İLK. Bu İLK?i benden önce bildiğiniz halde neden yazmadınız? Bu paraları alırken sesiniz çıkmadı da, Kamuran duyup yazınca neden alınıyorsunuz? Akademik alanda gelemediğiniz yerlere, Rektör?e sonsuz sadakat göstererek mi gelmeyi düşünüyorsunuz yoksa?

    Sonuç olarak; Yukarıda sorduğum sorulardan dolayı, Üniversitemiz akademik ve idari personelinin büyük bölümünü tenzih ederim. Zaten doğru insanlar tarafından; doğru bilgiler, doğru adreslere ulaştırılmaktadır. Bu sorularımın asıl muhatapları da kendilerini çok iyi bilmektedir.

    Bizim görevimiz Rahmetli İzzet Baysal Babamızın Bolululara en büyük vasiyeti olan, ESERLERİNE SAHİP ÇIKMAKTAN İBARETTİR. Doğru iş yapan herkesin her zaman yanındayız. YANLIŞ?ın da karşısındayız.

    Akredite olduk

    Bolu'da kaç gazete var, neredeyse sayısı bile belli değil ama Türk Silahlı Kuvvetleri nezdinde akredite (benimsenen, kabul edilen, güvenilen) olan iki gazete var. Biri bolununsesi, diğeri ise Bolu Gündem Gazetesi. Hoş Bolu Gündem bu konu ile ilgili haberinde olayı günlük gazeteler bazında değerlendirerek sadece kendilerini yazmış ve büyük bir ayıp yapmış. Ama bu ayıp onlara yeter diyerek, ben buradan onların ismini yazma delikanlılığını gösteriyorum.

    -Bu vesile ile Atatürkçülük konusunda Başbakan?a karşı tavır sergilemeden, Lozan?da boy göstermeden gıyabımızda yapılan değerlendirmelerle, Gazetemizin; ülkesini ve ulusunu seven, dürüst, cesur, çalışkan, fedakâr ve güvenilir yayın yapan bir gazete olduğu da ispatlanmış oldu.

    Emanet para ile bize hava yapma!

    1974?lerde zamanın en meşhur pasajlarından bir idi Esatlar Pasajı. Ben pasajda Foto Tunç?un kalfası olarak çalışırken, diğer dükkanlarda çalışan kalfalar, çıraklar ve patronlar çok iyi bir uyum içinde komşuluk ilişkileri içindeydik.

    Rahmetli Oyuncakçı Erdoğan Durukan Abimizin yanında çalışan bir arkadaşımızın bazı kompleksleri vardı. Erdoğan Abi?nin senet paralarını tomarlar halinde cebinde taşır, beraber olduğumuz ortamlarda bize hava yapmak için ikide bir çıkarır sayardı.

    O hava yapmaya başladığı zaman pasajda Zonga Burhan başta olmak üzere herkes, ?Lan oğlum emanet paralarla bize hava yapma!? diye her seferinde ikâz ederdik. Ama o yine bu huyundan vazgeçmezdi. Çok yalan söylerdi.

    Her şeyini yakınen bildiğimiz için, ?bize olsun yapma? diye bu huylarından vazgeçmesi için defalarca uyardık ama başarılı olamadık. O zamanki pasaj efradından herkes de biliyor ki, bu arkadaşımız şimdi mutsuz bir yaşam sürüyor.

    Sonuç itibarı ile YALAN hiçbir zaman uzun ömürlü olmuyor.

    Kimin yalancı, dolandırıcı, düzenbaz, sahtekâr, hilebaz, münafık olduğunu vatandaş da biliyor artık.

    ?YALANCININ mumu, yatsıya kadar yanar? atasözü er ya da geç gerçek oluyor sonunda.

    Üste kaç para verdiniz?

    Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz Bolu'nun tanıtımı ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vermek için TGRT Televizyonu?nda Pazar günü saat 12.15?te yayınlanan, ?AB Yolunda Yerel Yönetimler? adlı, üste para verilerek çıkılan bir programa çıkmış. TGRT Televizyonu?nu, günün en ölü saatinde kim seyreder bilmiyorum. Günün en az reytingi olan bu saatinde yüzlerce kanaldan birine çıkmak için deli paralar verildiğini duyuyoruz. Bu paralar eminim ki tanıtım bütçesinden ödeniyordur.

    -Bu alemde en enayi herhalde biziz. Başkanımızı en iyi şekilde tanıtmak için çırpınıp duruyoruz. Üste para almak şöyle dursun, AKP?li dostlardan sürekli tenkit alıyoruz.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı , sahip olduğu , sahip olduğunu sandığı.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak