BolununSesi, yazılmayanları ve yazılamayanları yazdığı için OKUNUYOR

Bolu'ya KÖSTEK Düzce?ye DESTEK

Kamuran Alagözoğlu

    1 Mart 2005

    Depremde, iki kardeş birlikte enkaz altında kalmıştır. Kurtarma ekipleri, daha çok feryat ettiği, sesi daha çok çıktığı için adı ?Düzce? olan kardeşi enkaz altından kurtarıp, yoğun bakıma almıştır. Düzce?ye acilen kan lazımdır. Hemen, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen diğer "Bolu" adlı kardeşe koşulmuş ve Bolu'dan alınan kan Düzce?ye nakledilmiştir.

    DİE, BİGEP ve DİGEP?in rehberliğinde, olay aynen yukarıdaki kara mizah örneğinde olduğu gibi değil midir? Bolu ile Düzce kardeş değil midir? Hesap yöntem hatası ile Bolu'ya KÖSTEK, Düzce?ye ise DESTEK olunmuyor mu? Bu da, doğal olarak kardeşleri birbirine düşürmüyor mu?

    Öncelikli sorunumuz hava kirliliğidir!

    Kılıçarslan Köyü yakınlarından kalıcı konutlara doğru ilerlerken, yaklaşık 1 km. uzaktan Umutkent Mahallesi üzerinden çıkan simsiyah dumanı görünce, ?yangın var? sanarak hemen dumanın çıktığı bölgeye yöneliyorum. Yangın bölgesine yaklaştığımda görüyorum ki, duman muhtarlığın yakınındaki bir bacadan fışkırıyor.

    Bilindiği gibi bu bölgede bir zabıta ekibi, sürekli ring halinde görev yapıyor(!) Ama onların takıldığı konu, sadece zamansız çöp çıkaranlara ceza yazmak. Çünkü çöp konusunda bir türlü başarılı olamayan Başkan?ın tek takıntısı, ÇÖP?ten başka bir şey değil.

    Bu durumda zabıtanın çöp kovalarken, başını kaldırıp bacalardan çıkan dumanı görememesi gayet doğal(!)

    Kalıcı konutlardan verdiğim bu örnek, gördüklerimizden sadece biri.

    Evimin kaloriferini kendim yaktığım için, bacadan çıkan dumanın rengine bakarak, yakma hatasından mı, yoksa kalitesiz kömürden mi kaynaklandığını çok rahat anlayabiliyorum. İlgili ve yetkililerin de, çıkan dumana göre bir bakışta benim gibi teşhis koyabileceklerine eminim.

    Bolu'da standart dışı kalitesiz kömür satıldığı, kalorifercilerin bir çoğunun doğru yakmayı bildiği halde, kömürü çabuk tutuşturmak için, bile bile yakma hatası yaptığı bilindiği ve görüldüğü halde, ilgili ve yetkililerden hiç kimse neden kılını kıpırdatmıyor ve koskoca bir şehrin göz göre göre zehirlenmesine göz yumuluyor?

    Bu memleketin öncelikli sorunu ÇÖP değil, HAVA KİRLİLİĞİDİR !

    Zehrin içinde spor olmaz Harbacı!

    Sabahları hava kirliliğinin en yoğun yaşandığı saatlerde çocuklarımı okullarına bırakırken, Bitur Restorant?ın sahiplerinden Hayrettin Harbacı?yı, eşofmanlarını giymiş, kafasına takkeyi çekmiş vaziyette şehir içinde sağlıklı yaşam için(!) yürüyüş yaparken görüyorum.

    Harbacı?nın sağlıklı yaşamı düşleyerek sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıkması kadar doğru bir düşünce olamaz. Ama insan bu işi biraz olsun hava kirliliğinin daha az olduğu bölgelerde yapar. Kirli havanın tam göbeğinde yürüyerek spor yapan Harbacı, ciğerlerine oksijen doldurayım derken, kükürt dioksit soluyor farkında değil.

    Halis ithal kömür, Halis?i yakmış!

    Pınarlar?ın sahiplerinden Halis Kaynarpınar geçenlerde İstanbul?a kadar gidip, uygun fiyattan 2 kamyon halis ithal kömür(!) almış gelmiş. Fakat getirdiği kömürden bir türlü istediği verimi alamamış.

    En sonunda, ?Bu kömür nasıl bir kömür?? diye üniversitede analiz yaptırmış. 6000 kalori diye aldığı kömür, 3000 kalori çıkmış.

    -Anlayacağınız, halis kömür aldığını zanneden Halis, kendisi yanmış!

    Zabıta yılbaşı, kılbaşı dinlemedi!

    Belediye Başkanlığı, bir süre önce özellikle içki satan büfelere, içki içilen yerlere kapanma saatlerini belirten yazılı bildirge göndermişti.

    Bu bildirgeye göre, bu tür yerlerin saat 24?te kapanması isteniyordu. Her ne hikmetse, bu uygulamaya yılbaşı gecesi geçildi. Zabıta ekipleri büfe büfe gezerek, saat 24?ten sonra işyerlerini kapatmaya zorladı.

    İmam uygun gördüyse...!

    Geçenlerde evlenen Uğur Gür Müdürümüzün oğlu için Bolu'da bazı camilerde, düğün hediyesi olarak altın almak için namaz çıkışında para toplanmış.

    Evlenen çifte hediye almak, eskiden beri gelen adetlerimizdendir, gelenektir. Ama cami çıkışında cemaattan bu şekilde para toplanarak hediye alındığını ilk kez duyduğum için, biraz abesime gitti.

    -Hoca efendilerimiz böyle uygun gördüyse, eskiden beri olmasa bile, ?eski köye yeni adet? deyip, bu uygulamayı da yeni adetlerimize ekleyebiliriz.

    Buzlu yolda direksiyon dersi!

    Bir okurum anlatıyor: -Yolda buzlanma olan bir havada Gölcük?e çıkarken, usta sürücülü araçların bile kayarak şarampole düştüğü bir zeminde, bir sürücü kursu aracı da içinde acemi bir bayan sürücüye direksiyon dersi veriyormuş.

    Okurum, ?Bu sürücü kurslarını veren öğretmenlerde hiç mi akıl yok. Nasıl bir cesaretle böyle bir havada acemi sürücüleri riske atarak Gölcük?e tırmanmaya kalkıyorlar!? diyerek tepkisini dile getiriyor.

    Rektörümüzden açıklama

    Geçen haftaki, ?Bu oyun kaçırılmazdı? başlıklı yazımda Yıldız Kenter?in oynadığı ?Oscar ve Pembe Meleği? adlı oyuna Rektörümüzün gelmediğini yazmıştım.

    Rektörümüz Yaşar Akbıyık işlerinin yoğunluğu nedeniyle oyuna gelemediğini açıklayarak, ?Bazı günler iki-üç programın gerçekleştiği etkinliklerin hepsine katılmam mümkün olamamaktadır? dedi.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak