BolununSesi; Halkın Gazetesi

Biz neyiz

Esra Yıldız

    10 Eylül 2013
     "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol"
       Ah, ah!
       Ne söz ama!
       Söz; sözün hası da, ders alan nerede?
       Flört yapanlar bile; yüzüğü sol ele takana kadar, "Ben şöyleyim, ben böyleyim" der,
       Aynı çatı altına girdin mi, eyvah ki eyvah!
       Kanımıza işlemiş yazı tura gibi olmak.
       İşe geldi mi yazı, gelmedi mi tura.
       İkiyüzlülük var her türlü piyasada...
       Daha taze, olimpiyatlar sanki umurunda.
       Siyasetçi olmasa, olası spor yarışmalarının birine bile uğramaz.
       Belki de hayatında atletizm pisti bile görmemiştir.
       Ama iş "Olimpiyatları bile ayağınıza getirdik, ne haber?" diyerek caka satmak olunca, hepsi birden en fanatik olimpiyatçı oluverdiler.
       Tıpkı dün reklam için rabiacı oldukları gibi.
       Top tüfek, çoluk çocuk hep beraber çıkıp gittiler ta Arjantin'e.
       Direkten döndük, olmadı. Olmayınca da bak ne dediler verdikleri demeçlerde;
       "Alamadınız diyenler kına yaksın!"
       "İstemeyenlere halk sandıkta cevabı verir!"
       Biri bakan, biri başbakan...
       Esas hedeflerinin siyasi rant olduğu söylemlerinden belli değil mi?
       Yoksa bunlar; neredeyse iç çamaşırla koşan elin atletlerini burada koştururlar mı?
       Hayatta.
       Maksat; sıcak para denizi bitti, ekonomi kötüye gidiyor ya "dünyadaki Müslümanları
    korumak için savaşa girdik, bak olimpiyatları aldık" naraları bahane.
       Bu örnekler ne bir olacak nede iki.
       Kavalın ilk deliği de ikiyüzlü, sondaki de aynımı aynı.
       Televizyonu açıyorsun; iki yorumcu, bir misafir.
       Yorumcular, misafirin görevdeyken becerdiği vukuatlarını adları gibi biliyorlar.
       Bilmelerine rağmen; bilmiyorlarmış gibi, kendisine bir yağcılık, bir yağcılık...
       Sanki maskeyi hazırlayıp, takmışlar da çıkmışlar.
       Öteki zaten mutlu, şaşkın ve o biçim havalarda...
       Sebep ne peki?
       Ya aldıkları reklam ya da şu anda görevde olandan almaya çalıştıkları intikam.
       Çalıver hele "Boluluyum Bolulu", burası Bolu orası nere?
       Yazılı basına bakıyorsun; bir fotoğraf...
       Başkanın elinde bir olta, palamut var ucunda.
       Denizden sanmayın, güya Büyüksu Deresi'nden tutmuş.
       Tutmuş da onunla kalmayıp, gazeteci misafirlerine ikram ediyormuş.
       Bırakın balığını yemeyi, içinden bir tanesi o dereye ayağını bile sokamaz.
       Sokamaz ama sütunlarından bize servis ettikleri "Başkan o sudan balık tuttu, bize elleriyle yedirdi!".
       Siz sanalda yediniz de vatandaş yer mi acaba?
       Yani ne başkan ne de misafirleri resim karesinde göründükleri gibi.
       Cevabınız kulaklarımda; "Herkes öyle, ne fark eder ki?" doğru.
       Cenaze var, bir bakıyorsun milletin vekili tam kapının önünde saf tutmuş.
       Tutmuş ki; çıkan cemaati selamlayacak, "Ben buradayım!" deyip masaj verecek.
       Ebediyete göçmüş merhum ya da merhume bahane...
       Vekil olmasa, kim gider cenazeye?
       Hoca cemaate seslenir; "merhumu nasıl bilirdiniz?"
       Pek tanımıyorduk ama iyi biliriz.
       Vekil oynar, vatandaş oynar. Oyun eskimez hep sahnede.
       Vekilin biri çıkıyor, "Vallahi ortaklarla aldığımız o arsada bir kuruş rant yok!" diyor.
       Derken de dün nasıl ticaretle uğraşıyorsa, bugün de aynı şekilde uğraştığından dem vurarak; ufacık ticarethanesini bugün nasıl birçok şubeye çıkardığından bahsediyor.
       "Devletle iş yapmadım." derken, elli parça parseli tertemiz tek parçaya çevirmeyi devletle yaptığını unutuveriyor.
       Yani kısaca demek istiyor ki; "Bu işte rant kesinlikle yok, bizimkisi sadece bir hobi."
       Bunu da diğerleri gibi yedik ya, hadi hayırlısı.
       Yaz yaz bitmez. Maskeyi de maskeyi takanları da.
       Bak şuracığa yazıyorum; kent meydanında sanat merkezinin yanında yapılan tek katlı yapılar sergi salonu olacak demelerine rağmen kafeteryaya dönüşecek.
       Nereden mi biliyorum? Vallahi tecrübe.
       Tüm bu gel gitleri yeriz ya da yemeyiz.
       Esas ağrıma giden ne biliyor musunuz?
       O makamlardan gördükleri bu millet bu kadar da mı keriz?

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak