Sizde mi öyle düşünüyorsunuz?

Pazar sabahı, Bolunun Sesi sayfasına girdiğimde resimli ilk haberi okudum. AKP genel başkan yardımcısı arkasında oturmuş başı örtülü, muhlis, saf, bakışlarında itaatkâr ve teslimiyetçi ifade bulunan partili kadınların oluşturduğu fonun önünde yer alan resmin altında şöyle diyor: "Türkiye´de son yıllarda birçok şey değişti. İktidar döneminde 7 yıl boyunca hem ekonomik anlamda, hem demokratik anlamda büyük gelişmeler yaşandı. Bu değişimler sadece Türkiye´de olmadı, dünyada da bir değişim yaşandı. Amerika Birleşik Devletlerinde ilk defa zenci bir cumhurbaşkanı göreve geldi. Bu hayal edilmesi bile çok imkân dâhilinde olan bir şey değildi. Bunun etkilerini dünya siyasetinde de görmeye başladık ve göreceğiz, öyle tahmin ediyorum´´ İşte o an, içimde sürekli bastırmaya çalıştığım haksızlık isyanının sert esintisinin şakaklarıma çarparak beynimin içinde başka yerleri uyuşturmak üzere yol aldığını hissetim, soğuk bir terle beraber. Benim halkım bu kadar rahat kandırılmamalı, uyutulmamalıydı. Biz, bu kadar büyük bir aptal topluluk haline gelmemeliydik. Konuşmada verilen örnek Amerika'nın zenci cumhurbaşkanı... Kenyalı zenci bir kunte kintenin oğlu, hatta ailesinde birçok Müslüman olan bizden biri. Konuşmacıya göre böyle birinin başkan olmasının etkilerini dünya siyasetinde de görmeye başladık. Dünyaya sonunda barış getirecek, o hayran olduğumuz imparatorluğun başına demokrasi ile gelen, ezilmiş halklarının içinden çıkan, en az bizim kadar saf, temiz, masum ve davasına itaatkâr biri. Böyle birinin ABD'ye başkan olması nasıl hayal edilebilirdi ki? Arka fondakiler dikkatle dinliyorlar genel başkan yardımcılarını. Artık kendi düşüncelerinin her yerde egemen olduğunu, kendi gibi düşünenlerin çok önemli yerlere geldiklerini düşünerek, hayranlıkla içlerini geçiriyorlardı belki. Yıllardır kendi düşüncelerine tehlike gördükleri ABD'nin başına, artık kendilerine yakın biri gelmişti. Sonunda tehlike geçmiş, hatta destek bile görebilecekleri süper bir güç vardı arkalarında. Evet, sizler ve fondakiler, daha dün protesto ediyordunuz, bu gün davranış ve söylemleriniz başka... Şimdi size hatırlatayım, çok değil daha dün gibi. Gazze'de bırakın ellerinde silah, ekmek ve ilaç bile olmayan bir avuç insanoğlunun, Allah kulunun, aç bebeğin üstüne fosfor bombası yağarken, o adil, o ezilmiş azınlığın içinden çıkan, dünyayı kurtaracak, barışı tesis edecek hatta sizden biri bile sayılabilecek başkandan anlamlı bir ses yükseldi sıcak ve oval ofisinden... "İsrail'in kendini savunma hakkını savunuyorum" Hangi savunma? Neyi nereden savunma. Sizde mi öyle düşünüyorsunuz genel başkan yardımcım, arka fonda oturan ve çocukları ile beraber kafalarına fosfor bombası yağan anneler gibi aynı düşünen, giyinen, inançlı kadınlarım, hatta İl ve Belediye Başkanım, Milletvekillerim.