Mimarlar Odası afyoncu mu ?

"Ben öyle demedim, demek istemedim" demek çok mu masum?

Hayır, hiçte değil.

Hatta daha da fena...

Onun yerine "uyuşuk, ya da afyon yutmuş" halini yeğlerim.

Diğeri aleni aptal yerine konmak gibi.

Hatta geri zekâlı...

Hayrettir ki son zamanlarda bu tavır, yöneticiler tarafından çok kullanılır oldu.

Bir de bile bile saflığa yatmaları yok mu?

"Kim dedi! Kim öldürdü! Ben duymadım!" gibi.

O daha da itici ve alaycı.

Buna rağmen, yandaşlarının kafalarını kuma sokup bu laflara itibar etmeleri de çok düşündürücü.

Ama gerçekleri görenler, aptal yerine konmak istenmeyenlerin sayısı da hiç az değil.

Son günlerde Mimarlar Odasının çiçeği burnunda ki yeni yönetiminin çalışmalarını takip ediyorum.

Bozulmazsa, bozdurulmazsa duruşları inanılmaz.

Etkiden, etkilenmekten uzak, olması gerektiği gibi bir görüntü çiziyorlar.

Meslekleri açısından ticari olarak bağlantılı oldukları Belediye ve onun başkanına rağmen...

Yönetim kurullarında AKP Belediye Meclis üyesi olan ya da partinin görüşüne yakınlığıyla bilinenler olmasına rağmen.

Görüşlerini; ideallerine, halkın çoğunluk isteğine göre biçimlendiriyorlar. Çok da iyi yapıyorlar.

Ona biat etmediklerinden olacak, belli ki Başkan bu konuda çok sinirli...

Ne hikmetse, eski yönetimi daima yanında gören söz konusu STK'yı bu kez böyle görmüyor.

Topluma söylediği afyon yutma halini "ben size söylemedim onlar gibilere söyledim" diyerek oda yetkililerine yapıştırıveriyor.

Bizim şu ünlü meydan için daha önce yapılan projeyi kastederek "Yahu o projeyi siz yapmadınız mı? Neden şimdi sahiplenmiyorsunuz?" diyerek oda mensuplarına sesleniyor.

İyi de o günlerde mimarlar meydan projesini tasarlarken;

Tarihi doku yok olsun,

Alan ticari bir sıfat üstlensin,

Proje halkın isteklerine rağmen gelişsin,

Proje tamamlanmadan yollar kapatılarak halka zulüm çektirilsin,

Ortasına Amerikanvari bir reklam panosu yerleştirilsin,

Yap-İşlet-Devret modeliyle ulusalcılara peşkeş çekilsin,

Birileri zevk yapsın diye proje hazırlamadılar ki.

Kaldı ki her proje mükemmel değildir.

Bazen yapan bile bir sene sonra yaptığını beğenmez.

Sözün özü; Mimarlar Odası en sonunda halkın sesi olmayı başarabilmiştir.

Hatta 2.derece SİT alanı olan yerlerin 3.dereceye düşürülmesini eleştirip, bu konunun takipçisi olacağını açıklayarak Bolu'nun tarihi mirasına sahip çıkmaya aday olmuştur.

Bu duruşa tüm STK'lar vakit geçirmeden destek vermelidir.

Unutmayalım:

Bolu; onu yönetmek için yetki verdiklerimizin değil, Bolulular'ındır.

Bolulular'ın bu konudaki dinamikleri de gerçek görevini yapan STK'lardır.