Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

Sadece gazeteci olmak

Esra Yıldız

    9 Temmuz 2010
       Bazı konularda, küçük şehir olmak çok zordur.
       Hele, bu şehrin büyük takımı olmak daha da zordur.
       Büyüklük, dar imkânlarda başarılı olmakla kazanılır. Katık yiyerek tok gözükmek, şehrin her köşesinden destek alarak ayakta kalmaya çalışmak; hiç de kolay değildir.
       Başarılı olmaya çalışırken, değişik enstrümanları devreye sokmak işin esasıdır. Bu enstrümanların görevi, yokluğun verdiği eksiklikleri tamamlama çabasıdır.
       Bu çabalar sürerken, diğer camialarda olmayan alışılmış işlerin dışına çıkılabilir. Teamüllere uyulmaz.
       Her haliyle takımına, âşık olduğu rengin sahibine duyduğu sevgi; bazılarını mesleğinde kabul edilmeyecek davranışlara sürükler. 
       Aslında bu durum karşılıksız da değildir. Yöneten kısım da, karşı tarafa başka yerlerde görülmeyecek ayrıcalıklar tanır. Belki de bunun en kısa tarifi hep birlikte aile olabilmektir.
       Boluspor'da son günlerin en önemli konusu tabii ki transfer hareketleridir. Kurulmak istenen takımın kalitesinin alınacak oyuncu kalitesiyle paralel olduğu düşünülürse, transfer edilecek kaliteli oyuncuların peşinde birkaç kulübün olması gayet normaldir. Bu bağlamda çıkan sonuç, transferin gizli olması gerçeğidir.
      Transfer komitesinden bir şekilde dışarıya sızan isimlerin transferler gerçekleşmeden basına düşmesi kulübe zarar verebildiğinden; yönetimin basından bu haberlere sansür getirmesini istemek ne kadar etik değilse, kulübün gazetecesine sunduğu özgür ve sonsuz samimi ortam da o kadar olağan dışıdır.
      Bu karşılıklı taviz, yukarıda da izah ettiğim gibi, sadece bizim gibi mütevazi ve küçük kulüplerde olabilir.
      Aslında ortak paye nedir? Herkesin âşık olduğu Boluspor gerçeği ve onun başarısıdır.
      Bir anda bunu unutarak karşılıklı suçlamalara girip, hele bir de intikam uğruna bulunduğu konum ya da elinde bulundurduğu silahları faaliyete geçirmek; her iki tarafça tamamen anlaşılmaz ve kabul edilemezdir.
      Bundan sonra gazeteci gazeteciliğini yapmalı, yönetici de yönetici sınırlarına dönmelidir. Çekilinilen sınırlar içinde kalarak yapılacak icraatlardan kimse kimseyi sorumlu tutmamalıdır. Ancak burada bir şey unutulmamalıdır ki; gazetecilik mesleğini seçenler, tarafsızlık ilkesini benimsek zorunda olduklarından, bu durumda  "Aynı zamanda Boluspor taraftarıyım" deyiminden vazgeçmelidir.
      Hem Boluspor'u sevmek, hem de gazetecilik yapma adına ona zarar vermek; bir koltuğa sığmayacak iki karpuz gibidir.
      Sözün kısası meslektaşlarım; ya gerçek taraftarlığı ve onun gereklerini, ya da gerçek gazetecilik ve onun gereklerini yerine getirmelidir. Yok böyle olmak istemiyor, eskisi gibi her ikisini de götürmek istiyorlarsa; bazı kurallara boyun eğmek zorundadırlar.
     Tıpkı transfer komitesinin bir üyesi gibi...  
     
    • Kaan10 Temmuz 2010 . 13:48

      Gazeteci bildiğini yazar,adamın işi budur.Yönetici kendi cephe arkadaşlarını iyi seçsinki kulüpte konuşulan isimler dışarı çıkmasın.Mesela bir örnek verelim;Denizliden Yusuf Şimşek Boluspor'a gelecekmiş lafı dolanıyor.Ne hikmetse bu futbolcu ile İstabul'da yemek yiyen Recep Aydoğanlının resmi Bolu internet sitelerine düşüyor.Bu resmi o gazeteciler daha doğrusu suçladığınız gazeteciler çekmediyse kim çekip gönderdi buda size bir uzman sorusu.Yöneticiniz yediği yemeğin resmini çekip gönderiyor,gazetecilerdende nabız almasını istiyor.Bu oyuncu için gündem oluşturuyor.Gelen yorumlara göre transfer ediliyor.Bu arada kabak bizim çocuklara patlıyor.Hiçkimseyi Boluspor sevgisi ile tehtit etmeyin.Siz futbolculara saçtığınız paraların hesabını verin
    • berkay özcan10 Temmuz 2010 . 13:26

      ben konuyu anlamış değilim ? esra hanımın bütün yazılarını yakından takip ediyorum. neden bu şekilde bir yazı yazdığını anlamadım ? kimleri kastederek yazıldı ?esra hanımın anlayamadığı birşeyler var.oyuncu transferleri bir kaç gün önceden biliniyor. bazı ağbilere yakın taraftar gurup üyeleri aranıyor mail atılıyor msj yollanıyor bu kişilerin ayrıcalığı nedir ? çok önemli birşey sizin ayrıcalığınız nedir ? gazeteci olarak diğer gazeteci arkadaşlardan farkınız haber önceliğinizmi ? işte esra hanım sorunun ana nedeni bu kimsenin bilmediği tarftar olarak bir konuda buradan birilerini terbiye edeceksiniz ve bu bilgileri herkesin bildiği biyerden alacaksınız sonrada gazeteci olmak tan bahsedeceksiniz.bence siz boluspor yazmayın ?
    • bekir günce10 Temmuz 2010 . 12:09

      esra hanım öncelikle neden bu yazıyı yazma ihtiyacı duyduğunu açıklamalı ? bir sorunmu var ? yapılan oyuncu transferleri gizli yapılamayacak kadar değerleri belli menjerlerin bir kaç takımı bolu dahil karşı karşıya getirebileceği kalitede ve bu oyuncuların zaten menejerleri türkiyeyi karıştırıyor futbol transfer piyasası boludan ibarettir gizemi yaratmayalım lütfen. alınan oyunculara değerinden kat kat fazla paralar teklif ediliyor ve alınıyor duyarlı gazetecilik örneği gösterip bunları boluspor memfaatlrini düşünerek sormayı deneyin deneyenleride eleştirip terbiye etmeyin buradan gözünü başarı ve kendini ıspat hırsı bürümüş idarecilerin bolusporun geleceğini tehlikeye atmaları konusunda yazılar yazın lütfennnnnnnnnn.
    • ser10 Temmuz 2010 . 00:35

      Müthiş,her cümlesi bir anlam dolu. Elinize sağlık
    • Kemal 9 Temmuz 2010 . 23:43

      Esra Hanım meslektaşlarım derken bunu evhanımlığı içinmi söylediniz?Sizin gibi hem evhanımı hemde yazan yok sanırım.Size tanınan bazı çizgileri eşinize polislik yaparken fazlası ile aştığınızı düşünüyorum.Taraftara ders verirsiniz,gazetecilere ders verirsiniz?Bolu halkının terbiye edilmesi işini üstlenmiş gibi gözüküyorsunuz ve yönetim aleyhinde kim iki kelam ederse anında kaleme sarılıyorsunuz.Peki sizce bu etikmi?Bırakında insanlar düşünelerini özgürce yazabilsinler yoksa bu taraftar haberi nerden alacak?Sizin acemiliğinizden olsa gerek altını çizmeden de geçemeyeceğim;Türkiye'de yapılan hiçbir transfer sır değildir olamazda.Bu camia çok küçüktür,kim kimin nereye gittiğini herkes bilir.Bilinmeyen küçük şeylerin mide bulandırdığıdır...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak