Boluspor'a dair

Uzun zamandır yazmıyorum,
Kırgındım aslında.
"Hayır, eşin görevdeyken bile yaz, yazmayı bırakma" diyenlerin tuzağına düşmüşlüğünün verdiği kızgın ayrılıkla.
Sessiz sesiz ve geriden,
Tribünü terk edişle ve sevdanın beyaz camdan izlenişiyle geçen yıllar.
Vurdular, kırdılar, dedikodular, eskiler, yeniler.
Yanlış geçen yıllardan sonra, kayıtsız kalamadım, kalamazdım;
Son saatlerdeki sahipsizliğin ayak sesleri, bu yere basmayan haller yazılmalı, dikkat çekilmeliydi.
Ve yazdım halisane duygularımı;   
Bu sezon; feda sezonu olmalı.
İlk önce; egodan, nefisten, hırstan, kıskançlıktan feda...
Sonra başarının gelmesindeki acelecilikten...
Kötü duygulardan arınmış, sadece ve sadece kulübümüzün geleceğini düşünenlerin yılı.
Eski dargınlıkların, kırgınlıkların, çekişmelerin rafa kalktığı bir zaman.
Hiç olmazsa bu zaman...
Süper lige çıkma hayaliyle yapılan patinajların yıprattığı,
Ekonomik olarak uçurumun başına gelen kulübümüzü tekrar düzlüğe çıkarmanın sezonu, sezonları...
Hani derler ya sağdan sola, soldan sağa saysak hep çıkacak sayı aynı.
İşte onların, bayrağı bu sefer taşıyacakların;
Yıllardır aralarında görünmeyen ama var olan "süper lige çıkma şerefine nail olma" çekişmesinin gıptaya döndürüleceği bir sezon olmalı bu sezon.
Herkesin ama herkesin kötü denilebilecek duygularını ortadan kaldırdığı,
İyi yeteneklerini kulüp için harcayacağı bir iki yıl.
Onları destekleyen, geçmişteki yanlışları ortaya koyan değil kapatmaya çalışan bir camia...
İçerde dışarda olmak fark etmez,
Finansta kim başarılıysa,
İnsani ilişkilerde kim yetenekliyse,
Muhasebede, transferde, lobide, pazarlamada, sağlıkta, kurumsal düşüncede kim daha çok varsa,
Çıkartsın egosunu, hırsını, kıskançlığını, nefsini, koysun rafa.
Birleştirsin gücünü o çok sevdiğini söylediğini armaya.
Yoksa...
Yoksa elinizde kalacak sadece bir enkaz,
Enkazın altında kalacakların çığırdığı bir ağlama.