BolununSesi; 33 yıldır sadece halkın desteği ile yaşıyor

Atam'a...

Esra Yıldız

    10 Kasım 2012

       Hüzünlüdür Kasım ayı.
       Hem yaşımın başlangıç taşını hem de 10 Kasım'ı barındırır.
       10 Kasım'la başlayan şok; hayat filminin hızlandığını kanıtlayan yaş günüm olan 11 Kasım'la devam eder her sene.
       Sanki 10 Kasım'da uçup giden o olağanüstü insan, ertesi gün kulağıma; "Kızım sen ancak bu ilkelerle yol alan bir yerde yaşayabilirdin" diye fısıldar gibi.
       O karanlık 11 Kasım günü dünyaya gözlerimi açtığımda, bilmeden bir gün önceki matemi.
       Daha çok değil, şurada birkaç hafta önce, 29 Ekimde bir köyden geçiyorum.
       Harap hale gelmiş, tarumar hale gelmiş bir köy okulunun önünden.
       Artık çürümüş direği üstünde, belki de o günlerden kalan siyahlaşmış al bayrağıyla ağlayan.
       Evlere bakıyorum, bir tek bayrak bile yok.
       Sanki normal bir günmüş gibi.
       Cumhuriyetin kabulü, Cumhurun umurunda değil gibi.
       Hem de "köylü milletin efendisidir" sıfatını alanlar tarafından.
       İniyorum şehre. Orada da anlamsız bir sessizlik...
       Radyoda engellenecek yürüyüşlerin beyanatları çığrışıyor.
       Yol kenarında bekletilen otobüsleri görüyorum.
       Otobüsün kenarında bekleyen, bizden tanıdık insanları.
       O penceresine al beyaz bayrağını asmaya korkacak kadar ayrıştırılan, saflaştırılan insanları.
       Bir gün öncesinde, bozuk yol üzerindeki rögarın üstünde verilen beyanatları, ertesi gün yapılan alternatif bayram kutlamalarını.
       "Ne yaparlarsa yapsınlar, yine de astım evimin camına bayrağı abla" diyen polis tanıdığı.
       Geçenlerde ne güzel yazmış Süha Bey köşesinde, bayramlarda yapmış olduğumuz hummalı hazırlıkları.
       Heyecanla, safça, kol kola...
       İhanet içinde olan siyasilerden, güdümlü olaylardan, suni gündemlerden bir habersiz...
       Nasıl bir ayrışma bu; Atatürkçüler ve imanlılar.
       Sanki Atatürkçülük imansızlık gibi...
       Hatta bayrak asmak, Cumhuriyet bayramını kutlamak...
       Bu günde Anıtkabir'e yürümek...
       Günlerdir kopartılan bir yaygara; "Anıta organize toplu yürümek yasak"
       Beyler; sığmaz ki Atatürk sevgisi tek tek yürümeye!
       Sizin dindarlığınıza ya da dinsizliğinize...
       Cumhuriyeti kuran, getirdikleriyle, siyahın beyazın, solcunun sağcının kendini ifade etmesini sağlayan bir adamı anmayı, yine onlar engeller hale geldiler.
       İhanetin daniskası.
       Kavganın bitmesi, kol kola girilmesi gereken günlerde ayrışmanın, kavganın en büyüğünü yaşar hale geldik.
       Getirildik.
       Atatürk'ü anmayı, bayrağı asmayı korkar hele geldiysek...
       11 Kasımdan da nefret eder hale geldim.
       Ama üzülme,
       İnanıyorum; dini, inanışı ve onun kitabını siyasetin bile en üstündeki rafa koyan, seni ve senin ilkelerini anlayan büyük bir çoğunluk var bu ülkede.
       Ne senin ne dinin arkasına aşağılıkça saklanan.
       Böyle düşününce doğrulurum, kamburum yok olur. Ne keder kalır ne gam.
       Tohumun iyisi en kıraç topraklarda bile, bir gün gelir filiz atar be Atam.

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Antalya Hurdacı Kepez Hurdacı