BolununSesi; Halkın Gazetesi

Sonunda "EYVAH" diyeceğin şeye başında "EYVALLAH" dersen...

Esra Yıldız

    29 Ocak 2013

       Çocukluğumdan beri bu ülkede kan eksik olmadı ki.
       Cinayet, faili meçhulde...
       Belki de her ay hunharca öldürülen konsolosluk görevlilerimizin haberleriyle büyüdük.
       "O bitti." dedik, Kürt Sorunu ile karşı karşıya geldik, getirildik.
       Anaların yakarışı arasında, al bayrağın sarıp sarmaladığı sandıklar içinde nice evlatlarımızı sonsuzluğa uğurladık.
       Biri bitti, diğeri başladı. Sadece konu başlığı değişti; Ermeni Sorunu yerine Kürt Sorunu...
       Amaç aynı. Kargaşa çıkarmak, bu kargaşayla beslenecek gizli emelleri gerçekleştirmek.
       Düşünün ki; Apo diye biri çıkmış, Türk Ordusu ile baş edebilecek kadar büyük bir organizasyona imza atmış. Öyle mi?
       Mümkün mü böyle bir şey? Tabii ki değil.
       Esas onların arkasındaki gölgeleri görmemiz gerekiyor.
       Palazlandıranları, besleyenleri, çıkarı olanları...
       Şimdi nereden nerelere geldik?
       Dünya ekonomik sosyal krizlerle boğuşurken, görevli olarak geldiği belli sıcak paraların yardımıyla biz krizleri teğet geçtik.
       Birden yükselen değer, hatta bölgemizde güç olduk.
       Doğrusu; öyle hissettirildik.
       Heyt be! Kim tutar seni?
       Bir de "Şu terörü bitirsek, ne olur?" dedik.  
       Oraya giden parayı ekonomiye bir kazandırırsak,
       Ekmek kadayıfının üstüne kaymak olmaz mı?
       O zaman; bırak gururu, başlasın müzakereler.
       Ne isterlerse ver gitsin.
       Eğitimmiş, savunma hakkıymış.
       Ne olacak ki?
       Ya arkadakiler?
       Kuklaların ipini tutan gerçek aktörler?
       Onların istedikleri, sadece birilerine azınlık haklarının verilmesi mi?
       Onun için mi bu kadar patırtı kütürtü?
       Vah, vah! Ne kadar masumane değil mi?
       Dün Irak'ta, bugün Suriye'de gerçekleştirilen operasyonlarla kurulan, bugün bakanlarımızın bile sokulmadığı Kürt Bölgeleri'ni bir düşünün.
       Dün komşularımızın topraklarında barınıp, sınırlarımıza vurdu kaçtı yapanlar; bugün birer birer devlet kimlikleriyle karşımıza çıkıyorlar.
       Şimdi Suriye'de benzer bir organizasyon, bizim de desteğimizle sürdürülmeye devam ediyor.
       Suriye'ye açık destek veren Rusya ve İran'la geldiğimiz nokta belli. Geçmişte Ermeni yakınlaşmasıyla diğer Türk Devletleri ile limoni olduk.  Ekle Irak ve Suriye'yi. Sonuç; bize diş bileyen düşmanlarla çevrili bir ülke olduk.
       Ne fark eder ki?
       Biz nasıl olsa NATO toprağıyız.
       Kim ne yapar ki bize? Ne zarar verebilir?
       Zaten Patriotlar da geldi.
       İyi de o NATO'yu oluşturan da, Patriotları getirenler de o terör örgütünün ve benzerlerinin gerçek iplerini tutan aktörler değil mi?
       Görünüşte dost, görünmezde düşman...
       Peki, ne ister bizden bunlar?
       Ne isteyecekler ki?
       Kürt kardeşlerimize bugün ana dilde savunma hakkı, yarın kamuda, öbür gün eğitim öyle mi?
       Yavaş yavaş.
       Şimdi kafanı kaldırıyorsun; tüm çevren sana düşman olmuş komşularla dolu ve kaynaklarının tamamına yakını yabancıların eline geçmiş. Kime doğrulacağı belli olmayan güçlü silahlar kendi ellerinle topraklarına kurulmuş; kültür, diyalog yalanlarıyla dinine düşman olan kilise ve onlara bağlı olan ruhban okulları birer birer açılmış. Hala daha sınırda askerini öldürüp, memleketine yollayanlar; orada burada artık adam yerine konur olmuş.
       Çember gittikçe daralıyor.
       Peki, kim koruyacak seni?
       Ordu.
       O nerede?
       Gün aşırı yapılan sivil operasyonlarla morali bozulmuş ve komuta kademesinin neredeyse tamamı içerde.
       Yargılanıp aklanmayı bekliyor. Ne hikmetse, yargılanma da uzayıp gidiyor.
       Ve sonunda başbakandan bir inilti, bir itiraf:
       "Amacım yargıyı yargılamak değil ama doğru adımlar atmak lazım. Bunların içinde karacısı var, denizcisi var. Terörle mücadele etmek için onlara ihtiyacımız var ama oralara gönderilecek subayımız kalmadı."
       Günaydın Başbakanım...

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak