BolununSesi; Halkın Gazetesi

İzzet Baysal çok yalnız

Esra Yıldız

    6 Eylül 2012

     

    Hafta sonu geziniyorum.

    Aklıma üniversitemizin açılacağı geliyor, oraya doğru yollanıyorum.

    Tıp Fakültesi'ni geçer geçmez rahmetlinin anıtını görüyorum.

    Merhum İzzet Baysal'ın...

    Hava çok güzel, çıkalım diyorum anıtın yanına, birkaç dua okur ruhunu şad ederiz diye.

    Orada yaşlı bir teyze...

    Başındaki büyük bir örtüyü; kabri tam önüne almamaya da dikkat ederek, sermeye çalışıyor.

    Belli ki namaza hazırlanıyor.

    Yaklaşıyorum yanına, "Hayırdır teyze?"

    "Namaz kılacağım iki rekât, sonra da bu mübarek adama dua edeceğim kızım" diyor.

    Gözleri buğulu, duyguları yoğun, dokunsan ağlayacak.

    Belli ki; fakültede bir yakını derman bulmuş,

    Öyle görmüş ya;

    Koşmuş gelmiş sebep olana, iki dua edecek.

    Ama öncesinde Allah'tan rıza isteyecek.

    Yani önce namaz kılacak, sonra dualarının kabulünü dileyecek.

    Sivri otlara takılan örtüsünü sermeye çalışan teyzeyi seyrederken, aklıma birden Ankara Bilkent geliyor.

    Kampüse girmeden inşa edilen, rahmetli İhsan Doğramacı'nın anıt mezarı ve önüne yapılan muhteşem cami.

    Orada yatan; şakır şakır para basan özel bir üniversiteyi kuran bir bilim adamı,

    Diğer tarafta da vergisi ödenmiş birikimleriyle bir üniversite inşa edip, devlete bağışlayan bir hayırsever.

    İkisi de nur içinde yatsın.

    Ama bizimkinde diğeri gibi kendisine yakışan bir ibadet yeri olmaması, içimi acıtıyor birden.

    Şimdi birileri tepki gösterecek, biliyorum.

    "Ne alakası var, ne işi var orada mescidin?" diye.

    Hiç unutmam,

    O gün benzer tepkiyi verenlerin düşüncesine tam karşı olanlar; Bilkent Camisi'nin girişinin her iki tarafında yapılan diğer semavi dinlerin dua odaları için de benzer patırtıyı koparttılar.

    Zihniyet, aynı zihniyet...

    Ama gidin, görün o odaları.

    Arada bir şükrünü sumak isteyen yabancı öğrencilerin ellerini göğe kaldırmasını,

    Aynı Yaratan'a.

    Hem de caminin muhteşemliği, sanki "ben tüm semavi dinleri kapsayan son kitabın ibadet yeriyim!" der gibi ezerken o odaları.

    Ben demiyorum bunu, eserin mimarı diyor eleştiriler karşısında yaptığı savunmasında.

    Niye yazdım şimdi ben bunları?

    Teyzeyi görünce eksiklik gördüm, yapayalnız hissettim anıt mezarı.

    Dedim ya; içim birden sızladı. Hava sıcakken, üşüdüm, üzüldüm.

    Yakışır dedim buraya da oradaki gibi bir yapı.

    Şükranlarımızı kar soğuk demeden sunmak, ona daha yakın olmak için.

    İdolümüze, kahramanımıza, İzzet Baysal'ımıza...


     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak