Demokrasi havarileri

Bu ülkede demokrasi olduğundan hiç kimse bahsetmesin.
"Hep aynı yüzler, yetenekler. Yeni yüzler çıkmıyor" diye hayıflanmasın.
Sistem öyle bir sistem ki babadan oğula geçen saltanat gibi.
Seçme ancak onların arasından olacak kadar dar.
Dışarıya bakman imkânsız...
Oyuna dâhil olan bizlerin kukla olduğu, kullanıldığı bir sistem...
İktidarı elde edenlerin, sanki saltanatlarını koruyup kollama telaşını sahneye koyduğu bir tiyatro oyunu gibi.
Siyasi partilerde; delege seçimiyle başlayan, ta ki genel başkana kadar uzayan bir iktidar savaşı.
Gerisi tamamen hikâye, hatta masal...
Futbolda yaşanan şike ya da teşvik komedisine benzer.
Herkes yapıyor ama yapmamış gibi davranıp, "en demokratik biziz" diyor.
Bu ara demokrasi kavgasında mangalda kül bırakmayan CHP delege seçimi yapıyor.
Sırası geldiğinde diğerlerinin yaptığı gibi...
Kendi partisinden, hem de Belediye Meclis Üyesi olan Mimar Naci Yörük delege seçimi yöntemine veryansın ediyor.
"Cumhuriyet Halk Partisi gibi sosyal demokrat çizgisi ön planda olan bir partide, bütün seçimlerin üye bazında yapılması lazım... Delege sistemi bizim partimize hiç yakışmıyor"
Söyledikleri doğru mu? Doğru.
Bunun üzerine CHP merkez ilçe başkanı Sayın Suat Turpçu ise blok liste kararını tüzük gereğince aldıklarını söyleyerek;" Merkez ilçe yönetimi olarak bu kararı uyguladık" diyerek kendisine cevap veriyor.
Onunki de tüzük gereği aldığı emri uygulama açısından doğru ama uyguladığı eylem içeriğinin taşıdığı anlam bakımından bir o kadar yanlış.
Eminim uygulamak zorunda olduğu yöntemden o da rahatsız.
Tüzük;
Saltanatı koruma anayasası.
Disiplin kurulu;
Saltanata karşı gelenlerin cezalandırıldığı parti içi kuruluş...
Ve kravatlı, lacivert elbise giymiş, sözde dava adamı görünüşlü zavallı yerel siyasetçiler.
Önce Milletvekillerinin, sonra da Genel Başkanlarının konumunu kolama görevini almış parasız bekçiler.
Tüzükle yönlendirilen, yeri geldiğinde disiplin kurulu kararıyla saf dışı bırakılabilen saltanat bekçileri...
Sadece ilerde belki bende bir şey olurum diye bekleyen binlerden birileri.
Görüntüde milletçe destekliyormuş görüntüsü verdiğimiz Arap Baharı demokrasi hareketini bırakalım da kendimize dönüp bir bakalım.
İşin neresindeyiz?
Güya modelmişiz.
Böyle mi model oluyoruz demokratik olmayanlara, olmak isteyenlere.
Modelimiz; dön dolaş dur, aynı adamları yıllarca seçmeye mecbur kal modeli.
Yeni biri çıkmak istese, başını hemen ez.
Bu arada "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" ı da uygulamayı unutma!
Hayırlı olsun komik parti içi seçiminiz.
Halka, halkın iradesine, özellikle tabanınıza tam anlamıyla yansıyan...
Uğraşıp durmayın.
Hazırlayın bir liste verin basına olup bitsin.
Artık herkes bu oyunları iyi biliyor.
Sizin demokrasi havarisi olmadığınızın, sadece birer piyon olduğunuzun artık farkında.
Esas Arap baharı; Arap coğrafyasına değil, bize, bizim gibilere lazım...