Kullanmak, Kullanılmak

  En uzman olduğumuz konular; kullanmak ve kullanılmak.

Bazıları cinlik yaparak kullanmayı, diğerleri de bildikleri halde bir hiç uğruna, saflığa yatıp ya da gerçekten safça davranıp kullanılmayı yeğlerler.

İşte size örmek:

Son günlerde ellerine tutuşturulan kâğıtları okuyan meclis üyeleri, köşe yazarları, gazeteler ve o kâğıtları yazıp onlara okutanlar.

Nereden böyle olduğu belli...

Şuradan:

Hiç bilgisi ve uzmanlığı olmadan ahkâm kesmeye, bilgi vermeye çalışan meclis üyeleri, kırılamayacak bazı kartellerin haberini yapan köşe yazarları ve gazeteler, çoğu eminim ki ahkâm kestikleri konularda kendi gibi düşünmeyenler gibi düşündükleri halde boyun eğiyorlar.

Ama belli etmiyorlar, edemezler de.

Ederlerse; parti disiplinine, hizmet ettikleri kartellere aykırı davranmış olurlar. Kendi fikirleri önemli değildir, önemli olan diğer görüşün tersini düşünmek ya da kartelin reklamını yapmak, sadece yazılanı, yazılması isteneni okumaktır.

Karşı görüşe ya da kuruluşa karşı yeni bir zafer kazanılmalıdır, kaybedilenin boyutunun ne olduğuna önem vermeden.

Örnek mi?  Kızılay arsasına bina yapmak, bazı kartellere yağdanlık görevi üstlenmek...

Kısaca kâğıdı yazanlar, yazılması gereken konuyu verenler belli.

Okuyanlar ise aslında bizleriz.

Birbirine düşen de...

Niye?

Onların siyasi çekişmelerine, ticari yalpalarına alet olmak için.

Onlar kullanıyorlar, biz kullanılıyoruz.

Onlar iyi olurken, biz kendi aramızda kötü oluyoruz.

Onlar kazandıklarını zannediyorlar, ama her zaman bir şeyleri kaybeden bizler oluyoruz.

Dostluklarımızı, ilkelerimizi, haklarımızı, çevremizi, yeşilimizi, yarınlarımızı, her şeyimizi...