BolununSesi; Halkın Gazetesi

Tuhaf bir bayram kutlaması

Esra Yıldız

    8 Kasım 2011

       Bilmeden teslim olmak...
       Yavaş yavaş.
       Ortaya konan sisteme ayak uydurarak...
       Birbirimizi, geçmişimizi, birliğimizi hatırlatacak her şeyi yok ederek, ettirerek...
       Bayramlarımızı, geleneklerimizi, yaşayış ya da kültürümüzü yansıtan eserleri ortadan kaldırarak...
       Hatırlayın, daha dün sudan sebeplerle iptal edilen Cumhuriyet Bayramı'nı. İnsanları bayramdan nefret ettirmeye görevli, seçilerek görsel basına yerleştirilen Kurban Bayramı görüntülerini... Daha düne kadar eski yapıların çivisine bile dokundurmayan zihniyetin Ressam Mehmet Yücetürk binasında aldığı yıkım kararını...
       Buna rağmen, "ben sadece bankadaki paramı, masamın üzerindeki işimi bilirim, bana ne!" diyen muhatap mesleki oda mensuplarını sessizliğe teşvik eden düzeni, yaratılan korku imparatorluğunu düşünün.
       Yalanlarla ortaya çıkartılarak, sonrasında öldü gösterilen Usame Bin Ladin üstünden dinimize yapılan saldırıları, sistematik olarak yayınlanan karikatürleri... İslamiyet'in bir terör dinine dönüştürülme çabalarını... Bu çaba sahipleriyle yaptığımız ortaklıkları, çektirdiğimiz resimleri. 
       Yeni Anayasa'da ulusal kimliğimizin garantisi "Türklük" ibaresini kaldırma çalışmalarını...
       Sözde demokrasi dayatmalarıyla, topraklarımızda göz göre göre derinleştirilmeye çalışılan etnik azınlık ve misyonerlik çalışmalarını...
       Birlik ve beraberliğimizi ortaya koyan "Kızılay" gibi kuruluşların sistematik yayınlarla halkın gözünde yıpratılarak, dış destekli bağışçı kuruluşların mantar gibi çoğaltılmasını...
       Eyalet ve başkanlık sistemiyle ilgili yapılan son sürat hazırlıkları.
       "Kalkınma Ajansları" adı altında Türkiye'yi on iki bölgeye ayırarak, yönetimi yerel yöneticilere teslim eden ısınma hareketlerini...
       Süslü laflar, lacivert takım elbiseler ama aynı zamanda gaflet uykusu içinde.
       Batmaya namzet Avrupa Birliği'ne girme hayalleriyle, dayatılan her şeyi kayıtsız şartsız kabul ederek...
       Hatta komşularımızı karşımıza alacak kadar aceleci ve aptal.
       Önce Yugoslavya, Rusya, Afganistan, Irak...
       Şimdi Libya, Suriye...
       Sıradaysa Pakistan ve İran...
       Ya sonra?
       Oynanan, oynatılan oyunu görmezden gelerek...
       Hepsi petrol, gaz ve su gibi yer altı, yer üstü zenginliklerinin tam üstünde. Bizim gibi!
       Öte yanda her yönden batma sinyalleri veren Amerika ve Avrupa.
       Onlara dünden daha fazla ne lazım? Para lazım; bu yüzden de can, kan, sis, pus ve kargaşa.
       Gazze'de, Afrika'da, Balkanlar'da yüz binler birbirini öldürürken sesi çıkmayanların "Demokrasi getireceğiz!" diye bomba yağdırdıkları ülkeleri, öldürdükleri sivil halkları düşünün.
       Sonra üzerine zorla oturdukları kaynakları...
       Önce o halkların nasıl kandırıldıklarını, nasıl birbirlerine düşürüldüklerini, düşman ettirildiklerini, kendilerine sonrasında bomba yağdırarak işgal edenlerden önce nasıl aman dilettirildiklerini bir düşünün.
       Sonrada kendinizi, kendimizi...
       Bayramlarınızı, kültürünüzü, Türklüğünüzü, milli değerlerinizi, dininizi düşünün.
       Hepsinin sonsuza kadar devam etmesi dileğiyle...
       Kurban Bayramınız kutlu olsun.

                                                                                                  

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak