Uzlaşabilme

Basılı yayından takip ediyoruz.

AKP il başkanı ile CHP il genel meclisi üyesi sanki pinpon maçı yapıyorlar.

Top bir öbür sahaya düşüyor, sonra diğerine.

Galip kim belli değil.

Sonra iş kişiselliğe doğru kayıyor. Sen benden daha tecrübesizsin, daha az siyaset yaptın, seninin yaptığın siyaseti ben kulağıma damla diye damlatırım, vs.vs.vs.

Öbür tarafta Belediye Meclisi toplanıyor. Misilleşme diz boyu.

Kim kimin önünü keserse, diğeri de altta kalmamalı.

Hizmet sanki bahane. İş CHP, AKP maçına dönüşmüş. Kim kime gol atabilirse.

Beyler seçim bitti. Sizler bu toplumun hizmetkârlığına soyundunuz. Üzerinize vebal aldınız.

Kaldı ki hepiniz dışarıda birbirinizi tanır saygı gösterirsiniz. İçeri girince ne oluyor da değişiyorsunuz?  

Bırakın çekişmeye de hangi partiden olursa olsun, kim hangi konuda bilgili, birikimli ise o konuda faydalı olsun.

Yurt dışına varsa bir gezi muhalefetten de giden olsun. Sadece gitmek için değil, niçin gidileceğine bağlı olarak kimin gitmesi gerektiğine karar verilsin.

Partisine bakılmaksızın.

Kim faydalı olacaksa!

Nezaketen değil.

Parti işini artık unutun. O demokratik bir araç. Bolu için yapılacaklar belli. Oturun kafa kafaya verin, bu güzel il için neler yapabileceğinizi tartışın. Kardeşçe, karşılıksız.

Şimdi inanın böyle davrananlar kazanıyor.

Seçmen artık uzlaşmadan, huzurdan yana.

Aksini düşünürseniz yanılırsınız.