BolununSesi; Halkın Gazetesi

Değişim mi? O da ne?

Esra Yıldız

    16 Şubat 2013

       Yaşarken yapılan her eylemin yarattığı sonuçlar o kadar önemli ki;
       Sebep-sonuç gibi...
       Aynı içe çekilen oksijenin sonra dışa verilen karbondioksite dönmesine benzer.
       Biz biliriz ki; oksijen yararlıdır, diğeri ise zararlı.
       Oysaki öyle midir?
       Tabii ki değil. Aslında bize ölümü çağrıştıran şeyler, bir başkasına yaşam alanı sağlar.
       Önemli olan her ikisinin arasındaki dengedir, hani şu "ekolojik denge" dediğimiz.
       Dengelerin bozulması; hem de ani değişimler yaşam alanlarını bozarken, bir yandan da yaşayanları derinden etkiler.
       Travmalar ölüm getirmese bile; ağır hasarlar meydana getirir, yarınlara "bitmişlik" eker.
       Aslında yaptığımız her eylemin çoğunu, yaşamımızı kolaylaştırmak için yaparız.
       Bazen bu eylemlerin arkasında pis rant kokusu ve şüpheleri olsa da amacın o olduğunu biliriz.
       Şehirden geçen ya da onun yakınından kıvrılan bir akarsuyu; çürümüş çalı çırpıdan, ağaçlardan temizlemeyi yöre halkına bir hizmet bilir, gerçekte bilgisizlik denizinde yüzeriz.
       Bu eylem sonucunda "Nasıl da daha önce temizlenmeyen dereyi temizledik!" diyerek böbürlenirken; o çürümüşlüğün içinde yaşayan binlerce canlıyı, başka bir yaratan yaratmış gibi, yok ettiğimizi bilmeyiz.
       Bize nasıl hizmet ettiklerini...
       Bu yüzden deresinden bir tek çürümüş çalıyı bile kaldırmayı izne bağlayan zihniyetin caddesini, bulvarını şehirde taklit etmeyi matah biliriz.
       Dedim ya; gece rüyamda gördüğüm hayallerimi, gündüz yürürlüğe koyarım.
       Hiçbir şey bilmeden ya da sadece Necip Fazıl'ın dizelerini bilmenin her şeyi bilmek anlamına geldiği edasıyla...
       Koskoca şehrin ortasından geçen yolu; her noktasını betonlayarak, mecburiyetten betonlanmış benzerlerini süsleyen sahte yeşil ya da suyollarıyla süslemeye çalışırım.
       Amaç; sözde çağdaşlığı yakalamaktır.
       Taklit ederek; taklit edilmeyi hayal edip, kendi biçimini yaratmayı düşünmeden...
       Betonlarla çevrilmiş bir şekilde, evrak ve iş içinde boğulan insanların bir bahar sabahında veya öğle saatinde güneşlenerek kendini bulacağı mekanları çok bulur; kızgın güneşte kızışmış, yine her yerin beton olduğu açık alışveriş mekanlarının benzerine mahkum ederiz.
       Daha dün gölgesine yatan kedi köpeği toplar; parmaklıklar arasına hapsederken, insanla yaşamaya alışmış kurdu, kuşu, solucanı betona değişiriz.
       Ne kadar da çabalasak, artık Şenzelize sakiniyizdir.
       Yaşadığımız tramvayı atlatmaya çalışırken, belki evrim geçirmeye başlarız.
       Sokaklarda aval aval gezerken, hızla değişen yaşamsal alanlarımıza nasıl uyum sağlayacağımızı düşünürüz.
        Ya içine asfalt giren, yapılaşmaya açılan köylerimiz?
        Oralardan feryatlar yükselir: "Ne 18.maddesi? Buraları en verimli araziler!"
        Feryada kulak bile asılmaz; çünkü rüya görülmüştür bir kere. O yol oradan geçecektir.
       Geçerken de yapılaşmayı arkasında getirerek.
       O mis gibi toprak kokan tarlalar; birer birer rant arsalarına dönüşecektir.
       Yeni ortaklar, yeni zenginler...
       Bize ise kalan; tarımsızlıktan kalan doymuş mekanik yağ ve GDO'lu ürünler...
       Şanzelize'de toplanıp yılbaşı kutlayanlar, aslında benzer toprakları uyduyla takip ederler.
       Çünkü bilirler ki; oralar korunmazsa, yarınlarda bu alanlarda toplanacak sağlıklı nesiller olmaz.
       Daha dün onlar pislik ve hastalıklar içinde yüzerken, "Dünyada mekan, ahirette iman!" diyen benim ecdadıma inat; insanların topraklarına, tarlalarına, bahçelerine, evlerine kanun zoruyla girilir.
       Alıştırmadan, psikolojisini düşünmeden...
       Kısaca değişimler; hem çevreye, hem de insana saygı ister.
       Saygı da bilimsellikten geçer.
       Hem ilahi, hem de onun beslediği insani.
       Çocukluğumda; Arnavut taş kaplama sokaklarımı, ziftli asfalt işgal etmişti.
       Bugün ise; orta yaşımı beton ve bilgisizlik...
                                                                                   

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük İnsanlar, bütün acılara şikâyetsiz katlanırlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak