SOL KİMLİK

 

   Son seçimlerde muhalefetin daha önceki mahalli seçimlere göre oy oranını artırdığını görüyoruz.

 

Bu durumda olan partiler, seçim mağlubu da olsalar kendilerinin başarılı olduklarını, oy oranlarını iktidar partisinin devlet imkânlarını kullanmalarına rağmen artırdıklarından bahsederek nerdeyse zafer ile çıktıklarını söylerler.

 

Bu sahne daha önce den hatırladığımız sahnelerin tekrarlanmasından başka bir şey değildir.

 

Bunlarının içinde yer alan, iktidardaki partiye göre görüş ve ideoloji bakımından ayrılabilecek ana muhalefet partisi CHP siyasi arenada en önemli partidir.

 

CHP solda yer aldığını iddia eden siyasal partiler yelpazesinde sosyal demokrat kimliği ile ve yüce Atatürk ün kurduğu bir parti çok önemli bir görev üstlenir.

 

Ama yıllar geçtikçe bu parti kimliğinden ve ilkelerinden uzaklaşmış, artık merkeze yakın hatta sağ partilerin uygulamalarının aynısını, açılım bahanesi ile yapar hale gelmiştir. Sağ partilerin yıllarca hükümet ettiği ülkemizde ana muhalefette kalsa da, siyasi görüşümüzü yansıtsa da yansıtmasa da oy uğruna ilkelerinden vazgeçen bir CHP içimizi sızlatır hale gelmiştir.

 

CHP büyük bir hızla kendine gelmeli, eski kimliğine bir an önce dönmelidir.

 

 Ülke çıkarlarını gözeten, sınırlarımızın korumasız olarak ulusal sermayeye açıldığını ve bundan zarar gördüğümüzü ve göreceğimizi gören, semavi dinlerin kutsal kitaplarının bahsettiği sosyal, ekonomik kuralların kendi ideolojisine daha yakın olduğunu ve bu kıstasların sağ partilerin tüzüğüne ters olduğunu halka anlatan, hayvancılığı, tarımı geliştirip cazip hale getirerek bu sefer şehirden köye göçü sağlayan, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşların haksız dayatmalarına bilimsel yaklaşarak karşı gelen, karma ekonomi modelini oturtarak sermaye hareketlerini izleyen, parti rozetindeki tüm ilkeleri çağımıza uygun halde temsil eden CHP partili partisiz her kesimin özlemidir.

 

Atatürk ün kurduğu parti sadece yolsuzlukları takip eden müfettiş kimliğinden kurtularak bunun yanında ülkemizi geleceğe hazırlayan politikalar üreten, üretken, devrimci kimliğine bürünmelidir.