BolununSesi, yazılmayanları ve yazılamayanları yazdığı için OKUNUYOR

Bak bir daha anlatayım

Esra Yıldız

    15 Haziran 2012

       Anlatamadık ki bir türlü.
       Ya da anlatıyoruz da anlayamıyoruz.
       Çünkü sazan millet olduk, ya da koyun.
       At gözlüğü takanları da unutmamak lazım.
       Yok efendim, çöp stoklama alanı yapılmışmış da,
       Yok efendim, su arıtılıyormuş muş da,
       Yok efendim, pis su arıtma sistemi kurulmuşmuş da,
       Muşta muş da muşmuş, onun için bu ödül verilmiş.
       Biliyoruz kardeşim neden ödülün verildiğini, gizlendiğin takma isim altında yazımın ardına gazel okuma.
       Bizim derdimiz başka bir şeye dikkat çekmek;
       Vicdanı olmayanların, vicdanını bir az olsun sızlatmayı denemek.
       Bas bas bağırıyoruz;
       Adam gibi stoklanan çöpten,
       Kireçten arındırılan sudan,
       Arıtılarak dereye verilen b.ktan daha mı değersiziz biz?
       Biz ödül niye verildiğini anladık da esas bizim ne anlattığımızı siz anlamadınız!
       Adam yazmış; "Sen ne biçim yazarsın! Ödülü veren Bakan değil, müsteşar!"
       Ulan ne fark eder.
       İster Bakan olsun, ister Müsteşar.
       Sen toz solumaktan kansere meyil kazanmışsın,
       Sokaktaki delikten çukurdan nevrin dönmüş,
       Hesapsızca kapatılan yollardan sinir sahibi olmuşsun,
       Hala daha ödülün kimin verdiğine takılmışsın.
       Madem o kadar akıllı ve cesursun, o zaman yolladığın mesajın altına gerçek ismini de bahşet ki hangi "at gözlüklü" olduğunu anlayalım.
       Belediye tabii ki hizmet yeridir, hizmet eder, hizmet götürür.
       Ederken, götürürken de azami dikkatli olur.
       "Her canlı ölümü tadacaktır" değil mi? Öyle der yaratan.
       O zaman;
       Ne malum ömrümüzün az kaldığı ya da bittiği.
       Sen yaşanılacak kent yaratırken, ben mecbur muyum son günlerimde bu kadar pis bir şehirde yaşamaya.
       Delikler içinde zıplayarak giden cenaze arabasına binmeyi.
       Benim hakkım değil mi adam gibi bir yerde son günlerimi, yıllarımı yaşamak.
       İnsan hakkı bu beyler, insan hakkı.
       "Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" diye bir şey vardır bilir misiniz?
       Nereden bileceksiniz ki?
       Siz özür dileyeceğinize, ancak küstahça size oy verenleri hazımsızlıkla suçlar, çocuklar gibi "kıskançlıktan patlayın emi" dersiniz.
       Biz öldükten sonra,
       Millet iki senedir balkon sezonunu açamadan kapattıktan sonra,
       Ağzımızı kapatmadan, derin derin nefes alarak şehrimizin sokaklarında dolaşamadıktan sonra,
       İlerde Bolu'yu Paris yapsanız ne yazar?
       Girersin, kazarsın, döşersin ve bitirirsin, başka yere geçersin.
       Her geçtiğin yere de özür pankartı asarsın.
       Bitirdiğin yerlerde normal yaşama devam edilir.
       Hizmet böyle yapılır.
       Şehrin her yeri şantiyeye çevrilmez ki?
       Oldu olacak millete baret, emniyet kemeri, oksijen maskesi de dağıtın.
       Bizim derdimiz hizmetin getirilmediğinde değil, getiriliş biçimine.
       Anladınız mı, anlatabildik mi bilmem?
       Anlamadıysanız boş ver zorlama.
       Nasıl olsa az kaldı, sandığı başınıza geçirdiğimizde anlarsınız.

                                                                           

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Eymen Home