Her halde bir yanlışlık var, düzeltmek lazım !

   Denizli'ye iki kez gittim.
   Biri Antalya dönüşü, öbürü de bizim Boluspor'un şu ünlü finali için.
   Muhlis büyük bir şehir...
   Kendi halinde.
   Stadyumda demişlerdi, Denizliler maçta çok çekirdek yermiş.
   Maç sonunda kamyon kamyon kabuk taşınırmış çöplüğe.
   Bu anı dışında güzel bir kent kaldı hatırımda.
   Ne yalan söyleyeyim, büyüklüğü ve diğer özelliklerinin dışında halkını çok benzettim bize.
   Dedim ya "muhlis ve kendi halinde"
   Şimdi diyeceksiniz ki "Denizli ne alaka?"
   Anlatayım;
   Ankara'dan dönüyorum, girişte panoda bir afiş.
   Başkanımız bir ödül alıyor.
   Merak edip dikkat kesiliyorum.
   Resmin altında "EN TEMİZ 2.İL" yazıyor.
   İyi de en temiz ili anladım, ödülü de, ancak bizim Başkanın orada ne işi var, onu pek anlayamadım öncesinde.
   İşi ters çevirdim, ödülü bizim başkan birine veriyorsa, acaba kime veriyor diye düşünmeye başladım.
   Sonra "Allah, Allah" dedim, bu işte başka bir iş var.
   Uzun zamandır uzak kaldığım Bolu haberlerine bir baktım ki,
   Gözlerime inanamadım.
   Ödülü alan bizim Başkan, ödülü veren Çevre ve Şehircilik Bakanı.
   O zaman, temiz ilde bizim Bolu olmalı.
   Aman Allah'ım! Olamaz.
   Bu kadarı hakikaten çok fazla...
   Ama olmuş işte, Denizli birinci olmuş, bizde ikinci.
   Basından takip eden Ankara'lı hısımlara rezil oluyorum.
   Çünkü pislikten sürekli kaçtığım Ankara'da ki dostlarıma devamlı bu serzenişte bulunurken,
   Basına yansıyan bu haber oldu mu şimdi?
   Aleni yalancı çıktık cümle âleme.
   Şimdi demezler mi "Hatun atıp tutuyorsun, hani sizin oralarda yaşanmazdı tozdan pislikten" diye.
   Şaka değil ki.
   Bir tarafta Bakan var, öbür tarafta Başkan.
   Sabaha kadar anlatsam, yalvarsam bana kimse inanmaz.
   Şoku atlatmaya çalışırken bir an için birinciyle, ikinciyi düşünmeye başlıyorum.
   Denizli ve Bolu'yu...
   Sonra Denizlileri ve Boluluları...
   Bağlantıyı kurunca "Muhlis ve kendi halinde"
   "O zaman ödül bu halklara verildi" diyerek avutuyorum kendi kendime.
   Denizli'yi bilmem ama biz hakikaten hak ettik bu ödülü be.
   Belgeselcisi de gelsin, araştırmacısı da.
   Kim gelirse gelsin,
   Baksınlar ne şartlarda yaşıyoruz.
   Bu ödül bize az bile.
   Yalnız afişlere yanlış yazılmış, düzeltmek lazım;
   "PİSLİKTE YAŞAYABİLEN HALK" diye.