Yine kızıyorum ne yapayım

    Bir spor dalının başındaki kuruluş.
    Özerk, özerk olmasına ama her zaman siyasetin gölgesinde...
    Birde birkaç büyük kulüp var ki bunlarda söz konusu kurumu menfaatleri için bir o yana sündürüyor, bir bu yana.
    Birisi şampiyon olunca diğerleri hücuuuum federasyona... Ya federasyon haksız, ya da merkez hakem komitesinin atadığı hakemler.
    İş böyle devam ederken, aradan iyi sporcu yetişsin diye reformlar yapan kuruluş; yıllardır bunda başarı da sağlar, alt yaş grupları Avrupa ve dünya arenasında ciddi derece yaparlar.
    Bizde bu başarıları duydukça tamam, ilerde bunların oluşturduğu A takım kök söktürür dünya sahnesinde deriz.
    Ama bir süre sonra ne olur?
    Yok olur verir bunca yetenek. Ararsan onları, ya alt liglerde bulursun ya da rutubetli yedek kulübelerinde.
    Bir an süper ligde neden oynatılmaz bu pırlantalar diye düşünürsünüz. Ama avucunuzu yalarsınız.
     Çünkü baştaki kurum birilerinin bastırmasıyla yabancı kontenjanını ona çıkardı ve bu sayede bizim genç yetenekler, ya lejyonerlere su şişesi taşır ya da çift kalede eksik doldurur hale geldi.
    Peki, neden bu artırımın sebebi?
    Büyük takımlar yabancı getirip Avrupa kupalarına kalacak, böylelikle para kazanacak, federasyona para kazandıracak, ligin marka değeri artacak, sponsorlar bu sayede para akıtacak, akıtılan paralarda büyük takımlar ve federasyon tarafından paylaşılacak.
    Oh ne ala.
    Hal böyle olunca ulusal takımada oynayanlar da hep aynı. Alttan yetişmiyor ki onlar ne yapsın?  Senelerdir, Emreler, Topuzlar, Semihler, Tuncaylar, birkaç gurbetçi, birkaç devşirme. Onlarda gitti mi ne olacak belli değil. Zaten bu vahim durumu onlarda anlamış olacaklar ki teker teker yorulduklarını beyanla daha fazla rezil olmadan ulusal takımdan ayrılma sinyalleri veriyorlar.
    Peki, kim kurtaracak bizi? Karabük'ten geliyor imdada cevap. Daha dün birkaç kuruşa Bankasya Liginde oynayan Emenike Türk yapılacakmış da o da ulusal takımı kurtaracakmış.
    Ne hale geldik. Marka olduk marka.
    Birde takımı; mağlubiyet alınca eli cebinde, paraları bankada, yüzünde gülücük edası ile soyunma odasının yolunu tutan yabancı hocaya teslim ettik mi sana. Oldubitti maşallah. Zaten hocada yetişmiyor bu topraklarda artık!
    Ha bu arada unutmadan, paralarda havada uçuşuyor. Bize üç atan dünya zengini Almanlar 15 prim alırken bizimkiler 150 alıyor.
     Sonuç!
     Sonuç mu?
     Azerbaycan:1 Türkiye: 0
     Ne kadar yahşi değimli?