BolununSesi; 33 yıldır sadece halkın desteği ile yaşıyor

Güne bakış

Esra Yıldız

    8 Kasım 2009

      Bir pazar sabahı yine ilk ben aralıyorum evin perdelerini, o güzel, yazdan kalma gün ışığını içeriye davet ederek.

      Beni serin ve temiz havanın karşılayacağını beklerken, içinde duman kokusunu taşıyan hava akımı davetsiz misafir kimliğiyle şöyle bir omzunu bükerek giriveriyor sinsice pencerenin aralığından. Hemen daha kendine gelememişlikle doğalgaz çalışmaları aklıma geliyor. Çalışmaların özellikle yol kapatma ile ilgili plansızlığı, çukurun başına kadar giden sürücülerin sinirle geriye dönmeleri, geç kalan asfalt yama çalışmaları, doğalgazın ilimize getireceği hava temizliği, aynı zamanda cebimize getireceği yangını düşünüyorum.

      Şöyle bir geriye çekildiğimde, oğlumun geceden hazırladığı Boluspor atkısı gözüme ilişiyor. İçimin heyecandan bir an burkulduğunu hissediyorum. Bugün yine maç heyecanı var buralarda. Camianın kötü günler geçirdiği, hocanın görevi bıraktığı şu günlerde seyircinin tepkileri, açık oturumlar, yeni hoca dedikoduları derken, bir gazetede yer alan ve çok güldüğüm  "Eyvah yine maç var" başlığı aklıma geliyor. Kafamı ister istemez stadyum tarafına çevirerek şöyle bir içimi çekiyorum, inşallah diyorum, inşallah bu gün şu olumsuzlukları bir kenara atar seviniriz diyorum. Bu arada ışıklandırma kulelerinin o ihtişamlı görüntüsünün şehre bir hava kattığını düşünüyorum.

      Dönüşte bir haber kanalını açmak için televizyonun düğmesine uzandığımda, son günlerde kamuoyunu çokça meşgul eden GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ürünler ile ilgili program karşılıyor beni. Daha mutfağa gitmeden kahvaltı için planladığım ürünlerin kimlikleri beni rahatsız ediyor. Benim için çok değerli iki varlığın ayak ve nefes seslerini duymaya başladığım dakikalarda, kahvaltı için onların önüne süreceğim ürünlerin içlerinde taşıdığı insani müdahaleler içimi ürpertiyor. Aklımdan emperyalist dünya düzeninin insanı ne hale getirdiğini düşünüyorum, her türlü hırsın ve ihtirasın dünyayı ele geçirdiğini, yaşlı gezegenin de gözyaşları içinde tüm gayreti ile olumsuzluklara omuz verdiğini, zorlandığını.

      Aman şu pazar günü daha güzel şeylerle kendimi meşgul etmeliyim derken kanal değiştiriyorum, önce Erman Toroğlu'nun kalın sesi, daha sonra diğer haber kanallarındaki ıslak imza gerilimi, siyasilerin atışmaları derken daha da bunalıma girmeden kendimi 65. Kanala atıyorum. O güzel kliplerin yayınlandığı kanala. Hiç olmazsa sahte de olsa güzelliklerin öne çıktığı kliplerin arasından sızan o bildik ses tınıları içimi ısıtıyor. Boş ver düşünme diyorum, kapat kulaklarını o feryatlara, bir Pazar sabahı da olsa.

      İçeriye doğru yol alırken gözüm her zamanki gibi takvimin sayılarına takılıyor. Çok hüzünlü bir haftaya girdiğimi görüyorum, kendimi güzel şeyler ile rehabilite etmeye çalıştığım şu dakikalarda. Salı 10 Kasım, Çarşamba 11. Biri, çok sevdiğimiz hemen hemen her şeyi ona borçlu olduğumuz Atamız'ın ölüm günü, diğeri beni bir az daha olgunluğa götüren gün. Yaş günüm.

      Kapıya yöneliyorum, onu açtığımda açlık ve ihtiyaç kokan mahzun bakışlar ile bana bakan köpeğim Çıtır'ın yanında ne yapacağımı bilmediğim ama inatla ne yapacağımı öğrenmeye çalıştığım geri dönüşüm sıfatlı boş ambalajlar ile karşılaşıyorum. Onları zorlama duyguları ile değil, içimden gelen çevrecilik bilinci ile ulaştırılması gereken yerlere ulaştırmak istiyorum. Yapılan organizasyonun yeterli olmadığını düşünüp bir kere daha sinirlendiğimi hissediyorum.

      Yok, yok. Bize bu pazar sabahı da zehir...

      Ne yapsak ne etsek kurtulamıyoruz günlük sorunlardan ve gelecek kaygılarından. Niye böyle olduk, neden? Bu muydu insanlığa reva? Yarını düşünmeden yaşamak haram mıydı şu dünyada?

      Arkamdan bir ses duyuyorum, kendime geliyorum. Bu ses ve benzer sesler için mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum alelacele.

      "Anneciğim! Günaydın!"

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Çok söyleyen değil, çok iş yapan yöneticeye muhtaçsınız.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Antalya Hurdacı Kepez Hurdacı