Dost acı söyler

Nereden başlasam bilmiyorum?

Önce Abant'ın Davos'a dönüştürülmek istenmesinden başlayayım.

Şimdi soruyorum;

'Milli park ilan edilmiş bir yerin, kongre merkezine dönüştürüldüğü başka bir örnek var mı?'

Tabii ki yok. Bulamazsınız. Ancak olursa bizde olur.

Yaptığınızda da o güzelim Abant gölü fosseptik çukuru, ormanlar ise ya helikopter ya da uçak pisti olur.

Daha bugün iki otelin atıkları ile baş edemediniz. Ona da Bolu'nun parasıyla Bolu Belediyesi sahip çıktı, siz havasını attınız. Kimse bilmez, o atık sular ta Abant'tan kolektör hattı ile aşağıya kadar indirildi. Ne zahmetlerle.

Şimdi geldik paylaşılamayan Abant kapısına.

Seçimde vekâlet verdiğimiz Metin Yılmaz diyor ki; 'Abant kapısı Bolu Belediyesi'ne değil İl Özel İdaresi'ne verilsin.'

Aynı zatın il başkanı da diyor ki; 'Doğru, kapı Özel İdareye verilsin' Neden? Çünkü oranın bakımının ve düşünülen tesislerin yapımını Belediye beceremezmiş. Birde Boluspor kapılardan alacağı 450.000.-TL'sını ne yapacakmış?

İnanın bunların hepsi güçler savaşı. Bolu'yu Abant'ı düşünme savaşı değil. Kimin umurunda bunlar. Biri ak derse öbürü kara diyecek. Aynı kadın kollarında çalıştığım Anavatan Partisi'nin son zamanları gibi... O da böyle olunca tarihe gömüldü. Aklınızda olsun.

 

Beyefendiler; siz herhalde uzayda yaşıyorsunuz. Bolu'nun en kuvvetli sivil toplum örgütü dediğim Boluspor ile Bolu Belediyesi'nin omuz omuza vererek ne tesisler yapabildiğini görmüyor musunuz? Sevseniz de sevmeseniz de Bolu Belediyesi'nin son zamanlarda yaptığı eserler ortada.

 

İl Özel İdaresi Küçük Kaplıca'daki üç tane banyonun üstesinden gelsin de Davos eksik kalsın. O kapıları Boluspor'a verinde gelir 450 mi olur 1000 liramı olur görürsünüz.

Kızmayın, yüze karşı dost acı söyler.