BolununSesi; 33 yıldır sadece halkın desteği ile yaşıyor

Benden olan, olmayan...

Esra Yıldız

    13 Nisan 2009

    Demokratik toplumlarda karmaşayı önlemek için yetkiyi bireylere ve onun oluşturdukları örgütlere teslim etmek esastır. Bu mertebeye gelenler hizmet için bu payeye ulaşırlar. Yani o toplumun hizmetkârı olmaya soyunurlar. Aynı şekilde seçilmeden, belli bir eğitimden geçip ücretli çalışan devlet çalışanları gibi.

     

    Ne olursa olsun göreve gelen ya da getirilen kişiler o toplumun emrinde çalışıyorum duygusunu hiç unutmamalıdır. Bu duyguyu unutmanın sonu kendini toplumun üstünde görmek, sanki ulvi bir görevlendirme almış gibi kibirlenmektir.

     

    Yerel seçimlerin bittiği şu günlerde bu hislerimi yazıya dökmek istedim. Çünkü seçilenin tüm toplumu, tüm toplumunda seçileni kucaklaması gerekliliğinin olduğu bir dönemdeyiz. Seçmen büyük bir çoğunlukla bir düşünce ve ideolojisi olan örgütün temsilcilerine vekâletini vermiştir. Vermeyenler ise seçimden sonra buna saygı göstermeli, bu vekillere yardımcı olmalıdır. Ama kendi düşünce kalıbında yönetenleri takip etmeli, zamanı gelince bumu topluma anlatarak daha iyi yöneteceğim iddiası ile yönetime yine talip olmalıdır. Kısaca seçende seçilende seçim sonrası birbirine saygılı, tahammüllü ama bir o kadarda rekabetçi olmalıdır.

     

    Tüm siyasi düşünce ve akımlar toplum yaşamının tüm katmanlarına huzur ve mutluluk getirmeyi amaçlar. Bu amaç iktidar hırsı ve zırh gibi görülmeye başlanırsa işte o zaman tehlike çanları çalmaya başlar. Sonucunda  tüm katmanlarda zulüm başlar. Zulüm öyle bir aşamaya çıkar ki seçmeyenler dışlanarak ikinci sınıf gibi görülmeye başlanır. Daha da ileri gidilirse bunlar illegal olup devlete karşı örgütlenmeye başlarlar. Demokrasi içinde olmayan sınıflamalar başlar, benden olan, benden olmayan kıstaslaşmaları derinleşir. Her yer bölgelere ayrılır.

     

    Böl, parçala, yönet. Size neyi hatırlatıyor. Sınırlarımızın dışına, etrafımıza bakarsak bunu net olarak görebiliriz. Şimdiye kadar başarılı olamayanlar son yıllarda uyguladıkları planları bizde de yürürlüğe koydular. Bizi bize yabancı yapmaya çalışanlar siyasileri de kendilerine paravan yapmak için uğraş veriyorlar. Bu oyuna ait olan siyasiler ise önce kendilerine vekalet vermeyenlere, sonra işi ilerletip verenlere zulüm yapmaya başlıyorlar.

     

    Bu kan ile yıkanan topraklarda yaşayan bizlerin çok uyanık olup bu oyunlara gelmememiz lazım. Göreve gelen siyasilerimiz de halkın içinden geldiklerini unutmadan onların hizmetkârı oldukları düşüncesi ile asli görevleri olan toplum refahını en üst düzeye taşımanın yollarını aramalıdır. Şahsi intikam, çıkar ve devamlı iktidar peşinde koşanlar en büyük günaha sahip olup tarih sayfasına kara leke olarak düşeceklerini unutmamalıdırlar.    

     

    Kıyılarımız kırmızıya boyanmamıştır, bu bölgeler iktidarda olan sizlere sadece bir uyarı yapmıştır. Sizin göreviniz kırmızıya boyanan bu yerlerde daha çok çalışarak onların güvenini tekrar kazanmak olmalıdır. Dışlamak değil.

     

     

                                                                                                                  

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Antalya Hurdacı Kepez Hurdacı