BolununSesi; Halkın Gazetesi

Karca... Kâhin Ahtapot ve Referandum...

M. Nevzat Özdemir

    12 Temmuz 2010

       Oh be!.. "Vuvuzela korosu" eşliğindeki Dünya Kupası 2010 nihayet bitti. İspanyollar hedefe ulaştılar. Bravo Amigos... Güzel maçtı... Gracias...

    Bu kupanın vuvuzeladan sonra ilginç bir sembolü de Almanya'daki "Kâhin Ahtapot" idi. Bütün maç sonuçlarını bilen bu ahtapotu Türkiye'ye getirtsek diyorum. Niçin mi? Zira yakında bizde de bir cümbüş başlayacak!. Referandum süreci cümbüşü... Kâhine sonucu şimdiden sorsak mı acep?...

    İşin şakasını bir yana bırakalım. Anayasa Mahkemesi'nden kararın çıkmasıyla sahne-i siyaset ısınmaya başladı. Liderler miting gezileri yaparken, yerel siyasetçiler de halkın toplu halde bulunduğu hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Yayla bayramlarımız da bunlardan biri...

    Dün, Pazar günü yine birkaç yerde yayla bayramı vardı. Ben Karca Yaylası'nda ki bayrama gittim. Baktım, siyasiler de oradalar... Meclis Başkan vekili Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, Bolu milletvekilleri Fatih Metin, Metin Yılmaz ile AKP İl Başkanı ve CHP İl Başkanı...

    Karca Köyü Seben İlçemizin en uzak köylerinden biri olduğu gibi yaylası da Bolu'ya oldukça uzak sayılır.. Buraya gitmek için önce Sultanbeyi Köyümüz'e uğruyorsunuz, oradan dağa tırmanıyorsunuz. Yolun yarısı çok güzel asfalt bir yol... Gerisi ise stabilize toprak... 30 Km civarında fakat manzara yine harika...

    Öyle güzel bir memlekete sahibiz ki belki de bizler tam farkında değiliz. Hani bir söz vardır ya; "Ol mâhiler ki derya içredürler, deryayı bilmezler"... Yani, "balıklar deniz içindedirler ama denizi bilmezler" diye... Galiba biz Bolulular tam bu durumdayız!..

    Karca Yaylası'na vardığımda önce çevrede bir "inceleme gezisi" yaptım. Bu benim bir alışkanlığımdır. Gittiğim yerlerde taşlara, otlara, böceklere, çiçeklere falan dikkatle bakarım. Merak işte!..

    Karca Köyü de buraya yakın...Aşağıda, vadide... Aladağ Suyu da oradan geçiyor.. Karşıda dağda, Seben / Kuzgölcük ve Kabak Köyleri görünüyor. Bir orman denizi içindeyiz adeta... İnsanların vaktiyle bu ücra köşelere niçin yerleştiklerini hep merak etmişimdir. Yaptığım küçük bir araştırmada Roma/Bizans döneminde de bu çevrede yaşanıldığını öğrendim. Ahşap, otantik Yayla Camii'nin bahçe kapısına konulan taşlar da o dönemin izlerinden... (Bknz FOTO) Netice itibariyle, çevrede iyi bir bilimsel araştırmaya ihtiyaç var, diyebilirim...

    Karca Yayla Bayramı'nı diğer yayla bayramlarından ayıran güzel bir özellik var. Mevlid ve etli bulgur plavı ikramından sonra yapılan "karakucak güreşleri"... Ben bu ata sporumuzu seyretmeyi çok sevdiğim için zaten buraya geldim. Karcalılar sağolsunlar; Cazgırıyla, davulcularıyla, güreş ağasıyla "ciddi bir organizasyon" gerçekleştirdiler... Sonuna kadar heyecanla seyrettim...

    Böyle toplantılara gidince bir kenara çekilip oturmam. Yöre halkı ile sohbeti çok severim. Hem de çaktırmadan siyasi nabza bakarım. Buralarda referandum halkın gündemine daha tam girmemiş. Konu zaman geçtikçe ısınacak gibi görünüyor...

    Aslında ben bu yazımda sadece referandumu işleyecektim ama vazgeçtim.

    Karca Yaylası'nın bende bıraktığı "güzel hissiyata", siyaseti fazla karıştırmayayım, istedim...

    Nasıl olsa önümüzde daha zaman çok... Aklımızdakileri sizlerle paylaşırız...

    Sözün Özü...

    Geliniz biz Bolu'nun bu "güzelliklerini, kültürel zenginliklerini" turizm kanalıyla değerlendirmenin yollarına bakalım dostlar...

    Referandumun sonucu zaten Kâhin Ahtapot'a falan kalmayacak kadar "açık ve net" değil mi?...

    *     *     *
    • Nevzat Hoca15 Temmuz 2010 . 18:42

      Sn.YUsufoğlu...
      Yazdığım yazının içine elma da koyarım, armut da koyarım, siyaset de koyarım, şarkı da koyarım, türkü de koyarım... Velhasıl, kafama göre, keyfime göre istediğimi koyarım...
      Senden icazet mi alacağım!...
    • O.Yusufoğlu15 Temmuz 2010 . 11:31

      Ben de her zaman güzel yorumlarıyla dikkatimi çeken
      Sayın 'Emanet.by'in yorumuna aynen katılıyorum...
      Karca köyü yayla şenliğinde 'ahtapot' ve 'siyaset' gibi saçmalıkların olmaması gerekirdi.
      Kâhinlere, ahtapotlara işimiz kaldıysa yandık!...
    • fırcala15 Temmuz 2010 . 00:33

      unabilirler.

      Dahası yönetim başında bulunan böyleleri, kendi çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan (dış) düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler.
    • fırcala15 Temmuz 2010 . 00:30

      sayın hocam ayrıca ne kadar farklı olursa olsun kopyaladıgım hitabeden çıkardıgım anlam degişmiyor tabikide bu okuyana yada yorumlayana göre degişir referandum ve ahtopot yazınıza karşı gönderdigim hitabeye kelalaka yada frenleri koyverme ifadenize göre kopyaladıgım hitabenin sadece şu 3 satırını cevap olarak size yada bu referandumda oy kullanacak vatandaşlarımıza tekrar hatırlatmak isterim..
      Zorla ya da ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemi yapım yerleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine eylemli olarak girilmiş olabilir.

      Bütün bu durumlardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık ve üstelik hainlik içinde bulunabilirler.

      Dahası yönetim başında bulunan böyleleri, kendi çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan (dış) düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler.
    • fırcala14 Temmuz 2010 . 23:11

      sayın hocam bende özür dilerim ama google a ATATÜRK ün gençlige hitabesi yazınca bu hitabe geliyor ilk sayfada o yazıyı size kopyalayıp gönderdigimde okumamıştım şimdi sizin kelalaka sözünüze gelince işte size kelalaka madem yazınızın sonucunda refandunmun sonucu belli diyorsunuz demekki benim sizin yazınıza göre yorumum sonuç evet olacak..buna karşı bende ATATÜRK ün gençlige hitabesini koymak istedim ama okumadan kopyaladıgım için bir acayip olmuş aslını koymak isterdim ama olmuş bir kere neden hitabe derseniz memleketimizin bütün kuruluşları bu hükümet tarafından yabancılara satılmış oldugu için ben de bu hükümet tarafından yapılan anayasa degişikliginin karşısında biri olarak hitabeyi yorum olarak koydum.bence bu hitabe tam alakadır.
    • Nevzat Hoca13 Temmuz 2010 . 18:24

      Adam oturuyor, üşenmiyor uyduruk bir Türkçe kullanarak güzelim "Gençliğe Hitabeyi" bozuyor.Sonra da bana gönderiyor..!Bu ne biçim bir "kelalâka" vaziyetidir!..
      Bu ne biçim bir "akıl tutulmasıdır" Yarabbi!..
      Gel de bu "fikri seviye" karşısında frenleri koyverme yahu!...
    • abadag13 Temmuz 2010 . 14:22

      Emanet.by katılıyorum...593 arkadaşım üzgünüm...
    • Emanet.by13 Temmuz 2010 . 13:35

      Sayın Nevzat Hoca,
      Amacım sizi bu kadar kızdırmak,üzmek değildi.
      Benim ki,'açık ve net' nazik bir eleştriydi...
      Her zaman yazılarınızı zevkle okur ve takdir ederim.
      Bir yayla bayramını, şenliğini hiç yoktan siyasete bulaştırmışsınız.
      Siyasi manada herkes sizin gibi düşünmeyebilir.
      Sizin gibi Liberal-İslamcı(nasıl bağdaşıyorsa)görüşü savunmaya bilir.
      Buna da saygı göstermelisiniz.
      Sizin gibi nazik, naif ve centilmen bir eğitimcinin
      okurlarına 'hadi başka kapıya!' gibi ifadeler kullanmasını doğrusu hoş bulmadım.
      Ve de zatıâlinize hiç yakıştıramadım!
      Anlaşılan 'ananı da al git diyen' zihniyetin temsilcilerinden, size de virüs sirâyet etmiş.
      Ama olsun bu virüs de gelip geçici...
      Her şeye rağmen sizi seviyor ve önemsiyorum...
    • Nevzat Hoca13 Temmuz 2010 . 11:15

      İsmini açıkça yazmaktan bile çekinen "Emanet.by." ve "fırçala" rumuzlu kardeşler...
      Bu kadar hararet ya conta yakar, ya da balata sıyırır..!
      Biraz sakin olun... "Yazdıklarım çerçevesinde" bir öneriniz, görüşünüz "varsa?" sizden faydalanalım...
      "Slogan savurmak" istiyorsanız hadi başka kapıya!!!!!
    • fırcala13 Temmuz 2010 . 00:26

      Ey Türk Gençliği! Birinci ödevin Türk bağımsızlığını,

      Türk cumhuriyetini, sonsuza dek korumak ve savunmaktır.

      Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur.

      Bu temel, senin en değerli (güven) kaynağındır.

      Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyecek iç ve dış kötücüller bulunacaktır.

      Bir gün, bağımsızlığını ve Cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan, ödeve atılmak için, içinde bulunacağın ortamın olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin!

      Bu olanak ve koşullar, çok elverişsiz olabilir.

      Bağımsızlığına ve Cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir yenginin temsilcileri olabilirler.

      Zorla ya da ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemi yapım yerleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine eylemli olarak girilmiş olabilir.

      Bütün bu durumlardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık ve üstelik hainlik içinde bulunabilirler.

      Dahası yönetim başında bulunan böyleleri, kendi çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan (dış) düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler.

      Ulus, yoksulluk ve darlık içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.

      Ey Türk geleceğinin genç kuşakları! İşte bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Gereksindiğin güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!
    • hamdi birgören12 Temmuz 2010 . 21:57

      Ağzına, kalemine sağlık üstad. Tarih, kültür, sanat, spor konularını devamlı vurguluyorsun. Sen sağ ol.
    • Emanet.by12 Temmuz 2010 . 18:16

      Referandumun sonucunun şimdiden  "açık ve net" olduğunu,
      sayın Nevzat Hoca gibi kestirip atamam ama
      sözün özü olarak şunu rahatlıkla vurgulayabilirim:
      Türk milleti 12 Eylül'de yapılacak olan referandumda,
      bölücü ve ihanet yasası taslağı olarak nitelendirilen
      bu sözde Anayasa taslağı maddelerine 'evet' diyerek geçit verirse;
      işte asıl o zaman, geleceğini kâhinlerin ahtapot kollarına atmış olacaktır...
      Bu ahtapotun kolları öyle bir semirdi ve güçlendi ki;
      Türk'ün malını, canını, kanını emer hale geldi...
      Umarım mankurtlaşmış beyinler aklını başına toplar;
      kâhinlerin tatlı diline, vaâdlerine kanmaz da ahtapotun acımasız, amansız kollarına bir kez daha düşmez!...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak