Dost, yoldaş zor günde gerektir!

Birçok siyasiyi olduğu gibi sayın Abdüllâtif Şener?i de uzaktan, yaptıklarıyla, söyledikleriyle izleyen biriyim. Gerçi vaktiyle bizim Karacasu?da, Büyük Ilıca?nın bünedinde bir defa hâl-hatır sormuşluğum vardır.

Hepsi o kadar...

Yalnız, uzun zamandan beridir kendisiyle ilgili bir yazı yazmak istiyordum.

Artık zamanı geldi. Zira senaryo iyice ortaya çıktı... Haber gazetelere, internete düştü.

En son olarak geçen hafta Hürriyet?te Ahmet Hakan yazdı...

Senaryonun ana konusu; Ak Partiyi nasıl devre dışı bırakabiliriz?

Çeşitli gruplar zaten böyle bir proje üzerinde uzun zamandır çalışıyorlardı. Önce bu gruplara bir bakalım...

Birinci grup;

Seçimlerden umudunu kesen ve ?Ah! bir darbe olsa da şu Ak Parti?den kurtulsak!? diye sabahtan akşama ellerini oğuşturanlar grubu...

İkinci grup biraz daha tecrübeli...

Bunlar bir darbenin ülkeyi kaç yıl ?geri götüreceğini? görebiliyorlar. Onun için işi demokratik yoldan yani halk oyu ile bitirmek istiyorlar. İşte bu gruptakilerden bazıları düşünmüşler, taşınmışlar AK Partinin hakkından gelecek ismi bulmuşlar; ?Abdüllâtif Şener...?

Mülkiyeli, eh oldukça da tecrübeli, ?şarabın tadını bilmem ama kitabını yazabilirim? diyerek ?sinyal göndermesini? bilen, natıkası iyi, orta yolcu, arada bir solcu (?) ve de muhafazakârlığına kimsenin lâf edemeyeceği Abdüllâtif Şener...

Şimdi... Sana ne kardeşim! İnsanlar parti de kurabilirler, birini de başına geçirebilirler, diyebilirsiniz... Elbette buna hiç itirazım yok!

Yalnız, hafızama yer etmiş bazı fotoğraflar var ki; bana ?bu yazıyı? onlar yazdırıyor...

İşte en önemli fotoğraf....

22 Temmuz öncesi cumhuriyet mitinglerinin yapıldığı günler... Hergün şehit cenazeleri geliyor... Bir Türk- Kürt çatışması için provakosyonlar da yapılıyor. ( Mersin olayı) Çeteler devrede... (Danıştay baskını)

O günlerde Ankara?da bir cenaze merasimi... Hükümetin Bakanları yuhalanıyor. Abdüllatif Şener hariç... Ona ?onurlu bakan? diye bağırılıyor. O ise uzatılan bir mikrofana sadece; ?Böyle gitmez!? diyor... Ertesi gün bir basın toplantısı yapıp, ? arkadaşlarım da onurludur? diyemiyor...Yol arkadaşlarını töhmet altında bırakıyor. Hep ?ortadan? konuşuyor. Zaten o günlerden bir süre sonra da 22 Temmuz seçimlerinde aday olmayacağını açıklıyor. Hem de AK Parti için ?en zor günlerde? bunu açıklıyor...

Şimdi burada biraz da şeytanın avukatlığını yapayım. Sayın Şener bence yaşanan kaotik dönemin bir darbe ile sonuçlanacağını düşünüyordu. Böyle bir durumda siyasi yasaklar vs. ortaya çıkacaktı. O bundan korunmak ve daha sonra potansiyel bir lider adayı olarak ortaya çıkmak istedi.

Esas ?kafayı taktığım? diğer bir nokta ise şudur...

Ben, bir grubun içinde yer alan ama kendisini o grubun içinde değilmiş gibi ?göstermeye çalışan? ve de her zaman kendini bulunduğu grup ile ?farklılaştıran? kişilerden pek hazzetmem...

?Zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkmak? tavrıdır bu...

Ayrıca bedavadan bir ?imaj kolaycılığıdır? da....

?Dürüst bakan, onurlu bakan? imajı...

Sanki diğer bakanlar dürüst değil ve de hepsi onursuz.... Böyle bir şey olur mu?

Sayın Şener aynı zamanda partiden de istifa etseydi pek lâfım olmazdı.. Ama O partide kalmayı istedi.

Elde ettiği bu imajı günün birinde ?en iyi şekilde? kullanmak için...

Bugüne kadar siyasi tahlillerimde pek yanılmadım...

Evet... Sn.Şener ?masabaşı? senaryoları ile kurulacak yeni bir siyasi oluşuma girmeyecektir... Bekleyip, aktif siyaset için tekrar AKP?de görev isteyecektir ama herşey artık ?eskisi gibi? olmayacaktır...

Çünkü...

İyi günde yarenlik kolaydır...

Dost, yoldaş ?zor günde gerektir!?