Yenilenemeyenler yine yenilecekler!..

     Türkiye artık eski Türkiye değil ve kabına sığamıyor. Küresel bir güç olma yolunda hızla ilerliyor.  XXL bedene bir çocuk elbisesi nasıl olmazsa, 1930'ların, 1940'ların hatta 1980'lerin "paradigması" da bu ülkenin ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Ülkenin "yeni" bir paradigmaya geçmesi şart!. Bu da "0 km. sivil bir anayasa" ile mümkün... Kürt sorununun çözümünde de özgürlükçü yeni anayasanın etkisi çok olacak...

     Bu anayasanın hazırlanması konusunda artık muhalefet de olumlu sinyaller veriyor. İlk başlarda "biz yeni anayasa çalışmasında yokuz!" diyen MHP'de çark ederek katkı yapacağını açıkladı.

     Referandum, partilerin kendilerini çek etmeleri açısından mühim bir ders oldu. Ak Parti'nin ezici galibiyeti özellikle ana muhalefeti hareketlendirdi. CHP Abant'ta bir toplantı yaptı. Sn.Kılıçdaroğlu başta türban konusu olmak üzere olumlu tespitlerde bulunmaya başladı.Üniversitelerde giyim özgürlüğünden yana olduğunu söyledi. Bunlar güzel gelişmeler... Ben, CHP'nin önümüzdeki dönemde büyük oy patlaması yapacağını öngörenlerdenim. Daha "sosyal demokrat" bir çizgiye oturursa tabii... Yani "değişirse"...!

     Söyleye söyleye dilimde tüy bitiren, yaza yaza bilgisayarımın klavyesinin harflerini eskiten  konum, malûm bu "değişim" konusudur. Ben 2011 seçimlerinde bu kavramın yine etkili olacağını düşünüyorum.

     Değişime direnenlerin ve "felâket tellallığı" yapanların ise işlerinin yine "zor olacağını" düşünüyorum...

    " Lâiklik elden gidiyor, mahalle baskısı var, satılıyoruz, ölüyoruz, batırılıyoruz!" gibi

 "statüko üfürmelerine" halk yine inanmayacak, 2011 seçimlerinde yani...

      Referandumdan "gereken dersi almayıp" önümüzdeki seçimde bu söylemleri tekrar dillendirecek partiler ya barajın altına düşecekler ya da büyük oy kaybedecekler!..

     Velhasıl, millete "umut" verenler, "projeler üzerinden" siyaset yapanlar yine itibar görecekler...

      Peki, gelecek seçimde hangi tezler öne çıkacak?..

      1- Daha özgürlükçü yeni bir anayasa tezi... 2- Refah / kalkınma projeleri...

      Bunların dışındaki hiçbir konu "halkın ilgisini" çok fazla çekemeyecek!..

      Projeler deyince de...

      Bunun sinyalleri şimdiden gelmeye başladı. Malûm, iktidar partisinin ilk seçime girdiği dönemde önemli projelerinden biri de duble yollar idi. Bunu büyük oranda gerçekleştirdiler ve oya da dönüştürdüler.

      Şimdi de Çin ile 5000 Km'lik bir hızlı demiryolu ağı antlaşması yaptılar. Buna benzer etkili "kalkınma projeleriyle" 2011 de yine milletin karşısına çıkacaklar gibi...

       Başbakan geçenlerde İstanbul için büyük bir projeleri olduğunu söylemiş gazeteci yazar Hıncal Uluç'a... Sn.Uluç bunu açıklamadı ama şimdiye kadar duyduğu en çılgın proje olduğunu yazdı köşesinde... Şimdi herkes bunu merak ediyor.( Haftaya bu konuyu işleyeceğim ve ben de Bolu için çılgın bir proje önereceğim.)

       Değerli okurlarım...

      Yeni, büyük projeler her zaman "öz güven, heyecan, umut" doğururlar ve "pozitif algıyı" arttırırlar..

   "Hayır!, İstemezük!, Batıyoruz vb." kavramlar ise  "negatif algıya" yol açarlar..

     Bunu, tüm siyasilerin tabii Bolu'daki siyasilerin, siyasete gireceklerin de öğrenmesi şarttır...

     Onun için...

     Mahalli muhalefet de yeni kadrolarıyla, yeni düşünceleriyle, yeni projeleriyle, yani "kendilerini yenileyerek" karşımıza çıkmalıdır...

    Unutmamalıdırlar ki...

    "Yenilenemeyenler yine yenileceklerdir!."

*     *     *