BolununSesi; Halkın Gazetesi

Değişen ticaret ve Bolu'nun küçük esnafı

M. Nevzat Özdemir

    18 Aralık 2006

    Geçtiğimiz hafta Bolu'daki bakkallar belediye başkanımızı ziyaret ettiler ve kendisine büyük marketlerle ilgili şikayetlerini aktardılar.

    Geçenlerde okuduğum ?geleceğin ticareti?ile ilgili bir yazıda, bu tür küçük esnafın akıbeti hakkında bizlere önemli ip uçları veriliyor. Gelecekte maalesef sadece bakkalları değil, diğer küçük esnafı, pazarcıları, köylü satıcıları da zor günler bekliyor.

    İletişim uzmanı Ali Saydam Akşam Gazetesi?ndeki köşesinde, İstanbul?daki bir pazarın kaldırılıp mevcut alanın yeşil alan olarak değerlendirilmesi ile ilgili olarak pazarcı esnafının ?şiddetli direnişini? bakınız nasıl değerlendiriyor;

    ?Bu pazarcıların birazcık okuma-yazma bilenleri şöyle bir etraflarına baksalar dünyadaki gelişmeleri öğrenecekler, ?tarihin çarklarını geriye sarmanın? imkânsız olduğunu anlayacaklar ve sızlanıp ?en geri? üretim ilişkilerini savunacaklarına, kendilerini geleceğe hazırlayacaklar...

    Peki ?tarihin çarkı? hangi yönde dönüyor?

    1- İnsan sağlığı giderek daha önem kazanıyor. Gıda maddelerinin pis ortamlarda satılması imkânsızlaşıyor. Semt pazarlarının ?hijyenik bir ortam sağlamaları? ise çok zor...

    2- Kimsenin artık haksız rekabete ve kazanca tahammülü yok! Alış-veriş merkezleri, irili ufaklı marketler takır takır vergilerini öderken semt pazarlarında ?kayıt dışı?ekonominin cirit atmasına uzun vade de kimse izin veremez.

    3- Doğada olduğu gibi ekonomide de ?verimsiz?olanın yerini ?verimli?olan alır.

    Ali Saydam yazısının devamında bu esnafa çıkış yolu da gösteriyor.

    1- Kooperatif veya benzeri şekilde örgütlenip mevcut pazar yerlerini modern, verimli, temiz ve ?kayıt içine alınmış? birer ?organize alış-veriş alanı? haline getirmek.

    2- İkili üçlü gruplar halinde ?franchise sistemi? ile ?bir araya gelip? çeşitli zincirlerden birine katılmak.

    3- Ya da hiçbir şey yapmadan ?YOK OLMAYI? beklemek.!

    Ali Hoca?nın fikirlerine aynen katılıyorum. Ben de çeşitli ( yüksek fiyat, etiketsiz mal sunumu, fiş kesilmemesi, hijyen gibi ) nedenlerle bir müddetten beri artık küçük ticarethaneleri ve pazaryerini eskisi kadar tercih etmiyorum..

    Siz de mutlaka yaşamışsınızdır... Vaktiyle şahsen ?Bolu Pazarı?ndan meyve-sebze alıp poşeti evde açınca, maalesef bir miktar ?çürüğe?de para verdiğimi gördüğüm çok olmuştur. Bu pazar esnafı ancak son yıllarda büyük marketler devreye girince ve kontroller artınca biraz düzelmeye başlamadılar mı?

    Aslında AB süreci de bu tür ticarete değişik hükümler getiriyor. Girelim girmeyelim o ayrı mesele ama insan sağlığı için bu hükümler mutlaka er-geç yurdumuzda da geçerli olacaktır.

    Bundan böyle artık açıkta gıda maddesi vs. satımı konusunda da çok daha hassas davranılmaya başlanacaktır. Örneğin 2007 yılında ?tüm bakliyat ürünlerine?de Türk Gıda Kodeksine göre ?ambalajlı? satılma zorunluluğu getirilecekmiş.. Bu köylü esnafımızı da etkilemez mi? Yine yakında köylülerimiz yoğurt, peynir vs. gibi ürünlerini pazarda ?açıkta? rahatça satamayacaklardır. Bunlar ancak ?birleşerek? kurdukları küçük işletmelerinde mamûllerini ?yönetmeliklere? uygun halde yapacaklar ve öyle piyasaya sürebileceklerdir.

    Artık meseleye ?ideolojik? bakarak da yaklaşamayız. Çünkü bugün artık alıcının istekleri ve yüksek rekabet etkili olmaya başladı. Dolayısıyla bu sosyo-ekonomik süreçte ?küçük esnaf?ın işi oldukça zorlaştı. Halbuki yıllar evvel piyasada ?mal kıtlığından? dolayı durum böyle mi idi? Biz bu ülkede vaktiyle tezgâh altından gizli gizli ve adamına göre satış yapılan günleri de yaşamadık mı?

    O zaman kral ?esnaf? idi.

    Şimdi ise artık ?müşteri? kraldır...

    Bu gelişmeler diğer bütün küçük esnaf için de geçerlidir. Meselâ dünyaca tanınmış bir ?yapı malzemeleri?zinciri Bolu'da büyük bir market açsa bundan kaç Bolulu esnaf zarar görür?

    Bunların Bolu'ya gelmesinin önünde bir engel mi var? Elektronikten mobilyaya bir çok uluslararası zincir mağazanın ülkemize gelmeye hazırlık yaptığını da gazetelerde okuyoruz.

    Bugün dünyadaki eğilim,?istesek de istemesek?de büyük alış-veriş merkezlerine doğrudur.

    Bu süreç gelişmiş ülkelerde ?yıllar önce? yaşanmıştır. Bizde de yaşanacaktır. Bütün bunlardan da anlaşılacağı gibi ?geleneksel ticari anlayışımız? hızla değişecektir.

    Peki öyleyse ne yapılmalı?

    Saydam?a göre adı geçen esnaf ?yok olmayı? beklemeden ?çağa uymanın? yollarını arayacak.

    Başka da çare yok.!

    Bu değişim kent plânlamacılarını da yakından ilgilendiriyor. Meselâ Belediyemizin yapmayı düşündüğü ?Pazaryeri Projesi? tasarlanırken bu gelişmeler de dikkate alındı mı bilmiyorum...

    Yazımızı ?sözün özü? ile bitirelim;

    ?Bir şehrin geleceğini etkileyen? büyük kentsel projelere yalnız ?teknik gözle? bakmak yeterli olmaz...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak