Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

Bir çeşmenin hüzünlü hikâyesi

M. Nevzat Özdemir

    19 Haziran 2006

    ?Böyle gelmiş böyle gider.?

    ?Eski köye yeni adet getirme..?

    Buna benzer sözleri sık sık duyarız.

    Bunlar statükocuların atasözleridir.

    Bu insanlar yeni bir fikirle karşılaşınca  ?aman başımıza iş çıkmasın!? derler ve hemen karşı çıkarlar.

    İnsanların kazandığı davranışları, alışkanlıklarını kolay kolay değiştiremediklerini de biliyoruz.  Bu yüzden ?değişime ve yeniliklere?  karşı her devirde kuvvetli bir ?muhalefet? ortaya çıkmıştır.

    Osmanlı Devleti de daha 17. yüzyıldan itibaren işlerin hiç iyi gitmediğini görmeye ve  eski tabirle ?ıslahat?ın lüzûmunu anlamaya başlamıştı. Lâkin bu iş hiç de kolay değildi. Değişime karşı olanlar reformları ?tehlike? olarak görüyor ve düzelmenin yolunu ?eski kanunlara? dönmekte görüyorlardı.

    Yeniliklere karşı bu büyük  direnç yüzünden Padişah 3. Selim ve 2. Mahmud zamanında  vahim olaylar yaşanmıştır.

    Günümüzde de aslında değişen pek bir şey yoktur.

    ?Her renk? değişim karşıtları,  yapılan reformların ülkeyi tehlikeye attığını söylemekte ve  ?vatan elden gidiyor.!? diye tutturmaktadırlar.

    *   *   *

    Kasaplar Köyü?nde yaklaşık 200 yıllık üç tane çeşme vardır. Bunlardan birisi Bolulu bir ?yenilikçi? adına yapılmıştır ve hüzünlü bir hikâyesi vardır.

    Mutasarrıf ( Sancak Valisi ) Hacı Ahmed oğlu İbrahim Ağa, 3. Selim zamanında Bolu'da ayan olarak görev yaparken padişahın yenilikçi fikirlerini Bolu'da da tatbik etmeye başladı.. İlk olarak yeni ordu Nizam-ı_Cedid?in bir birliğini oluşturdu ve (1803) Tabaklar Mahallesi yanında büyük bir kışla binası inşa ettirdi. Şehrimizde bir hastane yaptırdı. Bolu ve ilçelerinde halka zulüm yapan derebeylerini de cezalandırdı.

    Muhtemelen Hisar?daki eski Saat Kulesi?ni yaptıran da odur. Bana göre tarihler denk düşmektedir.

    Bilindiği gibi yenilikleri hazmedemeyen ve ayaklanan yeniçeriler ve destekçileri Kabakçı Mustafa marifetiyle 3.Selim?i tahttan indirdiler, Nizam-ı Cedidi de ortadan kaldırdılar. Daha sonra sadrazam olan Alemdar Mustafa Paşa, İstanbul?a gelen İbrahim Ağa?yı meziyetlerinden dolayı Bolu'ya geri göndermedi. Sarayda görev verdi. Yenilikçi özellikleri bir kaç ay sonra  ikisinin de sonu oldu. İbrahim Ağa Patrona Halil İsyanı olarak tarihe geçen Yeniçeri ayaklanması zamanında İstanbul?da ki konağından alınarak parçalanarak öldürüldü. ( 1808)

    İbrahim Ağa?nı hikayesini tarihçi Zekai Konrapa Bolu Tarihi adlı kitabında kısaca  böyle anlatmaktadır.

    Babası Hacı Ahmed Ağa Kasaplar Köyü?nde 1834 yılında onun adına bir çeşme yaptırmıştır. Bugün Kasaplar Camisi bitişiğinde bulunan çeşmenin kitabesi şöyledir;

    Nuş it Hüseyin aşkına çok ağladı bu su
    Uşşak-ı cemalin ciğerin dağladı bu su
    Su ismi ile salik olup rah-ı Hûdaya
    Yüz sürdü yere bağrına taş bağladı bu su
    Kıldı Hacı Ahmed Ağa bu çeşmeyi bünyad
    Oğlu Mir İbrahim için çağladı bu su
    Çoktur hele zevkin bilen erbab-ı safânın
    Hazm etti kebabın yüreğin yağladı bu su
    Tarihini tesrih ederek söyle Saidâ
    Bin iki yüz ellide ( 1834 ) akıp çağladı bu su...

    Kasaplar Köylülerini çeşmelerine sahip çıktıkları ve korudukları için tebrik ediyoruz.

    Eski mezar taşları ve çeşme kitabeleri milli tarihimizin önemli vesikaları olduğu için bunların korunmaları çok önemlidir.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Sincan Hurdacı