Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

Fuar-muar hikâye!.. Bolu'ya birkaç ?deli? daha lâzım!

M. Nevzat Özdemir

    10 Mart 2008

    Geçtiğimiz ay İstanbul?da yapılan EMİTT Turizm ve Seyahat Fuarı vesilesi ile Bolu'da bir ?tanıt(MA) edebiyatı? faslı açıldı.Yine fikirler ortaya saçıldı. Bizim gazeteden de Cumhur Bandakçıoğlu kardeşimizle Yurdaer Abimiz bu tartışmaya katıldılar. Ben de konuyla ilgili birşeyler söylemeye karar verdim...

    Şimdi bu tanıtma meselesine bir de ?en sondan? bakalım...

    Diyelim ki biz; Medyada, internette, fuarda-muarda Bolu'yu ?en kral? şekilde tanıttık. Yurdaer Abimizin evvelki hafta yaptığı öneri de kabul gördü. İnsanlar otobandan ?akın akın? Bolu'ya girmeye başladılar. Caddeler, sokaklar lebalep insandan geçilmiyor... Evet... Sonunda muradımıza erdik, erdik de...

    Peki biz bu insanlara Bolu merkezde ne göstereceğiz?

    İşte esas mesele bu!

    Öyle ahım-şahım ?tarihi bir şehir? değiliz. Bir-iki cami, iki-üç hamam dışında bir eserimiz...

    Meselâ bir ?Selimiye?miz?, bir ?Aspendosu?muz? yok!

    Tarihi dokumuzu ?koruyamadık!? Safranbolu gibi falan da değiliz.

    Bir eğlence, alış-veriş kenti de değiliz...

    Şehir içinde; ?Vay be! Helâl olsun!? dedirten mekânlar da yok!

    Tek caddeye ?tıkıldık? kaldık. Mecburiyet caddesine...

    ?Aşçılar kenti? imajımız var, ?namımız yürümüş? ama bundan hiç yararlanamadık!

    ?Termal kenti olacağız? deyip duruyoruz... Daha ortada birşey yok!

    Şimdi... Bir gelen bu şehre bir daha niçin gelsin?

    Efendim... Dağımız, bayırımız, yaylamız, gölümüz var...!

    Tamam da buraları bilenler zaten geliyor. ?Şehre uğramadan? da çekip gitmiyor mu?

    Onun için kendimizi kandırmayalım. Bu manzara ile Bolu'da turizm falan olmaz!

    Bu yüzden ben yıllardır;

    Turizm hareketleri esas olarak ?kentlerde olur?, deyip duruyorum.

    Önce kent merkezini ?cazip hale? getirecek projeler yapmalıyız, deyip duruyorum.

    İnsanların Bolu'ya gelmeleri için bir ?sebepleri olmalı? deyip duruyorum...

    Yıl 2008...

    Biz daha ?alt yapı işleri? ile uğraşıyoruz. İçme suyu, çöp alanı, kanalizasyon kolektör hattı, yollar, kaldırımlar vs... Daha otopark sorununu bile tam çözemedik.

    Bütün bunlar ?yıllar önce? bitirilmeliydi! Öyle değil mi?

    Peki, Nevzat Hoca.... Durum çok mu umutsuz? derseniz...

    Hayır! Umutsuz değil ama kafayı yormamız, çalışmamız lâzım...

    Meselâ bakın Eskişehir?e...

    İnsanlar ta Bursa?dan, Bilecik?ten, Kütahya?dan gezmeye ya da alış-verişe geliyorlarmış...

    Peki niçin?

    Çünkü şehir son yıllarda ?sanatsal, kültürel ve kentsel? açıdan ?cazip? hale geldi de ondan...

    İşte bizim de önce Bolu'yu ?her yönden? cazip bir şehir haline getirmemiz gerekiyor.

    Burada da esas görev Belediyeye ve zenginlerimize düşüyor.

    Turizm demek proje demek, yatırım demek...Yatırım demek, risk demek, cesaret demek...

    Bolu'nun mahalli zenginleri de maşallah ?tatlısu? zenginleri... Pek risk almak istemiyorlar...

    30 yıl önce Aladağlar?ın tepesine, Kartalkaya?ya cesaretle oteller yapan ?Mazhar Murtezaoğlu? gibilerini bulmalı Bolu...

    Hani o vaktiyle ?deli? falan dediğimiz Mazhar Bey gibilerini...

    Bolu'nun acilen ?bu tip yatırımcılara? ihtiyacı var...

    Onun için dostlar ben...

    Son söz olarak...

    Fuar- muar hikâye!

    Bolu'ya birkaç ?deli? daha lâzım! Diyorum...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Sincan Hurdacı