Matematiği önemsemek?

OYAK Bolu Çimento?nun ?matematiği sevdirmek? amacıyla 2003 yılından beri gerçekleştirdiği liselerarası matematik yarışmasında bu yıl Bolu Fen Lisesi il birincisi olmuş? Okulumuzu tebrik ediyor, Türkiye finalinde başarılar diliyoruz.

Bolu Çimento?ya da her yıl böyle bir etkinlik düzenlediği için teşekkür ediyoruz.

Kendi öğrencilik yıllarımıza doğru bir yolculuk yaparsak matematiğin nasıl ?öcü? bir ders haline getirildiğini hatırlayanlar hiç de az değildir. Benim de bu dersle ilgili hatıralarım var. Maalesef çoğu da pek hoş değil! Nedense korkuyorduk bu dersten? Onun için de hep sıkıntı çektik. Okullarda bize matematiği bir türlü sevdiremiyorlardı. Tabi biz de hocalarını sevmiyorduk. Ders sınıfta zaten 3-5 öğrenci ile işlenip gidiliyordu.

Öğretmenlik mesleğine girdiğimde ben de dersi yıllar boyu pedagojik ?noksanlıkları? olan ve hiç ?yenilenmeyen? matematik kitaplarından zevk almadan yaptım. Ben ilköğretim 1. kademe için konuşuyorum ve bu kademede matematiğin öneminin hâlâ tam olarak ?anlaşılamadığına? da inanıyorum. Hâlbuki matematiğin temeli bu sınıflarda alınır değil mi?

Yıllar sonra yurt dışına Türk çocuklarının eğitimi için gönderildim. Şimdi orada yaşadığım matematik ile ilgili bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Alman okulundaki ilk yılımda 2. Türk sınıfını okutuyordum. Okulumuzda haftalık ders çizelgesine derslerin yerleştirilmesini sınıf öğretmenleri kendileri yapıyordu. Ben de Türkiye?den gelen alışkanlıkla günün ilk saatlerine hep Hayat bilgisi dersini, 2. saatlere Türkçe, 3. 4.saatlere de matematiği ve diğer dersleri yerleştirip onay için Alman müdüre getirdim. Müdür şöyle bir inceledi ve;? Bay Özdemir çizelgen yanlış olmuş! Günün ilk ders saatleri hep matematik olacak. Bu saatlerde zihin yorgun değildir. Matematik çok önemlidir. Çünkü hayatın her alanında matematik vardır? dedi. Adamların sisteminin içine iyice girdiğimde matematiğe ve bu dersin öğretim sistemine ne kadar önem verdiklerini gördüm. Ben de gördüklerimi sınıfımda uyguladığımda matematik birden zevkli ve coşkulu bir ders haline gelmeye başladı. Türkiye?ye dönüşte bir grup meslektaşla yurt dışındaki tecrübelerimizden de istifadeyle ?matematik alıştırma kitapları? yazdık. Bu kitaplarımızdaki metot 15 yıl sonra daha ?şimdilerde? Bakanlığın ?yeni ders kitaplarında? az-çok yer almaya başladı. Bu arada bakanlığımızın ders kitaplarını yenilemedeki çabasını da takdirle karşılamak lazımdır?

Peki? Matematik esas olarak nedir ve matematiği niçin sevdirelim?

? Matematik bize içinde yaşadığımız maddi ortamda var olmayanı kurgulama, onunla düşünme, doğru akıl yürütmeyi, neden sonuç ilişkilerini doğru kurmayı öğretir. Bize hayat boyu sorun çözmede, mantıklı davranmada rehber olur. Matematik, yalnızca ve yalnızca ?insanla? var olan bir âlemdir. Biz yok olacağımız zaman bizimle yok olacak olan yani tümüyle bize ait olan, keşfedilmeyip, ?icat edilmişlerin? en yücesidir.? (Gülay Göktürk)

Şimdi buradan yola çıkarak ?Bolu Milli Eğitimine? bazı önerilerde bulunmak istiyorum?

Geliniz, Bolu Çimento?nun bu anlamlı gayretine sizler de katkıda bulununuz ve önümüzdeki 2007 - 2008 Eğitim Öğretim Yılını ?matematik yılı? olarak ilân ediniz.

Peki bu yıl da neler yapılabilir?

Matematik öğretiminde ?yeni yöntemler? ve özgün ?matematik materyalleri? geliştirmiş arkadaşlar ödüllendirilebilir. Yıl boyu seminer, canlı ders ve zümrelerle deneyimler paylaşılabilir. Her sınıf düzeyinde ?matematik olimpiyatları, yarışları? düzenlenebilir. Öğretmenler arasında ?matematik çalışma kitapları? yazma yarışması yapılabilir.

Bunlar şimdilik benim hemen aklıma gelenler?

Tabii ki daha değişik faaliyetler de düşünülebilir?

Amaç neticede matematiği sevdirmek değil mi?

Sözün özüne gelince?

Matematik aklın şaşmaz kanıtıdır.

Matematiği önemsemek gerekir?