ONLAR ÜÇ ARKADAŞTI...

1978-1979 senelerinde ikinci lise deneyimini yaşamak üzere Sanat Okulu Torna Tesviye Bölümü?nü kazanarak, Bolu'da bir sene sürecek eğitim dönemine başlamıştık. Siyaset ve olaylar bizleri inanılmaz etkilemişti. Küçük ahşap bir evde kalan ve SİYO?da okuyan üç Mengenli ağabeyimiz vardı. Biz çömezdik. Özel İdare Öğrenci Yurdu?nda kalıyorduk. Hepsi de Mengenli olduğundan, ahşap evin kapısına zaman zaman uğrar, hal hatır ederdik. Aydın, Ümit, Hasan ve isimleri... Bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sorarlar, öpüp koklarlardı. Onların bu hareketi bize 62 km uzakta da olsak kuvvet verirdi.

Bu sıcak ilişkilerin ardından aynı sene okulu bıraktım. Ardından 1980 İhtilali... Başlayan fırıncılık hayatım. Ardımda bıraktığım sade ama anlamlı aşklar. Derken nişanlılık... Ve vatan görevi, Eğirdir Dağ Komando, Kayseri Hava İndirme Tugayı... 63/1 tertiplerden ilk ölenler... Yani ilk şehitlerimiz... PKK kurşununa hedef oldular... O mertebeye ulaşan ben de olabilirdim. Nasip olmadı! Çünkü Eğirdir?de kadro kalmıştım. Şans mıydı, şansızlık mıydı bilemiyorum. 1984'ün Ekim ayında terhis oldum. Kayınbabam yurt dışından izine gelmişti. Üç senedir nişanlıydım. İki babam infaz emrini verdi, evleneceksin dedi. Öyle de oldu. 11 Kasım 1984?te evlendim. Askeriyeden kurtulduk mu acaba derken, hücreye girmişiz, fark etmekte geciktik. O hızla senesi gelmeden ilk oğlumun müjdesini almışken ve daha görmeden on beş gün sefer görevi, Alemdağ... Geldik o da bitmişti. Ve oğlum oldu. Adı babamın adı. Sonrası üç tane daha... Hepsi şimdi okullu...

Oğlum oldu diye sevinirken, Hasan Abi?nin şehit düştüğü haberi geldi, şirin ilçemiz Mengen?e... İnanamadık. Ama doğruydu. Askerler de geldi. Resmi tören yapıldı. Hükümet Binası?nın önü ilk defa o gün çok kalabalıktı. Nemli gözlerle, avazımız çıktığı kadar ?Kahrolsun PKK? sloganları atarak tanıştık terörle... Üç arkadaştan Hasan Abimiz şehitlik mertebesine ulaşmış, bizleri inanılmaz üzüntülere sevk etmişti. Canı pahasına ?ERUH?u kasvete boğan, ?YASER? ve elemanlarını imhâ etmiş ve bunun karşılığında canını bu vatan topraklarına vermişti, ağabeyimiz. Tüm şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyor ve yıllar sonra yazılan bir kitaptan ağabeyimizin öyküsünü Aydın Ağabeyim sayesinde sizlere duyuruyorum. Onlar üç arkadaştı...

Sevgili Kardeşim,

Alfa yayınlarınca piyasaya çıkarılan emekli Korgeneral Hasan KUNDAKÇI paşanın kaleme aldığı Güneydoğu?da Unutulmayanlar adlı kitabı okudum. Kitabın 117. ve 122. sayfalarını sizin yardımınızla değerli hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum. Ümit AYDOĞAN ve kitapta bahsi geçen rahmetli Hasan DURMUŞOĞLU ile üniversite öğrenimim yıllarında beş yıl aynı evde kaldım. Sevgili Hasan DURMUŞOĞLU ve bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Ruhları şad olsun.

Son günlerde askerlik görevini yerini getirmek istemeyen bazı kişiler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?nde açtıkları vicdani ret davaları ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ni tazminat ödemeye mahkum ediyorlar.

Daha önemlisi askerlik gibi kutsal bir görevde gençlerimizin zihnini bulandırmaya çalışıyorlar. Kendilerine aydın diyen bazı gruplar ?Dünya değişiyor artık bu gibi gelişmeleri içimize sindirmeliyiz? şeklinde mesajlar veriyorlar. Ben rahmetli Hasan DURMUŞOĞLU?nun hikayesinden bu mesajları verenlerin ders çıkarmalarını arzu ediyorum ve duygularımı Yüce Atatürk?ün ?Ne Mutlu Türküm Diyene? sözü ile bitiriyorum.

En derin saygılarımla.

Türk Silahlı Kuvvetleri 1985 yılından itibaren Güneydoğu?da yaptıkları operasyonlarda çok iyi sonuçlar alıyor ve PKK?lı teröristlere darbe üzerine darbe vuruyordu.

Sırasıyla 7 Şubat 1985?te Hürmüz?de, 9 Mart 1985?te Sason?da, 16 Mart 1985?te Dereler?de PKK?lı teröristlere büyük darbeler vuruldu ve olağanüstü sonuçlar alındı.

Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen Eruh bölgesinde istenen sonuç bir türlü alınamıyordu.

Eruh bölgesinde Yaser kod adlı (Ali Kaya) teröristten bölge halkı çok korkuyordu.

Bu nedenle bölgede hiç kimse PKK?ya karşı çıkmıyor, direnemiyor, hatta PKK hakkında bilgi dahi vermiyordu.

Bölgeyi PKK?ya karşı örgütlemeye çalışan Jandarma Yarbay T.D. bütün çabalarına rağmen maalesef olumlu sonuç alamadı.

Anlaşılan, Yaser?in terörist grubunu yok etmeden Eruh Bölgesi?nde huzuru sağlayamayacaktık.

Siirt?teki komando bölüğü eğitimli, deneyimli ve disiplinli güzide bir birlikti. Bölgede pek çok operasyona katılmış ve olağanüstü sonuçlar almıştı. Bölük Komutanı Piyade Üsteğmen C.Ü. iyi bir asker ve yüreği vatan sevgisiyle çarpan bir subaydı.

Komando bölüğüne Yaser?in grubunu yok etme görevini verdim. Bölük Nisan 1985?te Fındık Bölgesi?ne sessizce sızdı. Birkaç gün sonra PKK?lı terörist grubunun Fındık-Güçlükonak arasında gidip geldiğini öğrendi.

11 Mayıs 1985 gecesi Piyade Komando Asteğmen Hasan DURMUŞOĞLU komutasındaki Pusu Timimiz Damlabaşı çukurlarında Yaser?in terörist grubunu pusuya düşürdü. Bu kahramanlarımız, teröristleri çember altına alarak sabaha kadar teröristlerle çatıştı ve kaçmalarına izin vermedi. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Damlabaşı çukurlarına batıdan yıldırım gibi takviye birlikleri sevk edildi. Gün boyu devam eden çatışmalarda, Yaser kod adlı PKK?lı terörist ile birlikte beş terörist ölü ele geçirildi.

Operasyona katılan kahramanlardan takım komutanı Bolu Mengenli Piyade Komando Asteğmen Hasan DURMUŞOĞLU ve iki erimiz şehit oldu.

Damlabaşı çukurlarında bugün dahi bu kahramanların sesleri yankılanır.

Operasyondan sonra Eruh ve Fındık bölgesinde huzur sağlandı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti?nin denetim ve otoritesi bütün bölgeye hakim oldu...

(Alfa yayınları, E. Korgeneral Hasan KUNDAKÇI, Güneydoğu?da Unutulmayanlar)