Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Sakin Şehir Mudurnu! (CITTASLOW)

Cumhur Bandakçıoğlu

    28 Mart 2018

          Sakin Şehir Mudurnu! (CITTASLOW)
            Yener Abi, (Bandakçıoğlu) iflah olmaz bir Bolu sevdalısıdır. Bazen ona sorarım baba Bolu olmasaydı nerede yaşamak istersin diye. Verdiği cevap hep Mudurnu olmuştur. Demek ki varmış bu Mudurnu'da bir keramet. 1999 yılında İtaya'da kurulan, Dünyaca 208 üyesi bulunan 'sakin' felsefesine ve kendi özelliklerine sahip çıkan kentlerin bir araya geldiği Cittaslow Birliği'ne Mudurnu ilçemizinde seçildiğini öğrenmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Göynük ilçemizinde birliğin, Türkiye'deki 14 yerleşim biriminden bir tanesi olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Mudurnu ile birlikte ülkemizdeki 15 yerleşim birimimiz bu farklılığın onurunu yaşıyorlar.
           Cittaslow hareketi, 1999 yılında Greve in Chianti'nin eski belediye başkanı Paolo Saturnini'nin yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kentlerin kendilerini değerlendirmelerini ve farklı bir kalkınma modeli ortaya koymaları fikriyle ortaya çıkmış. Türkiye'yi bu kavramla tanıştıran İzmir'in Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye temsilciliği görevinin yanı sıra, Cittaslow Uluslararası Organizasyonu başkan yardımcılığı görevini de sürdürmekteymiş.

           Cittaslow'un felsefesinde; yavaş yaşamak, kent ruhu, sürdürülebilir kalkınma ve yavaş yemek gibi hayat tarzlarını ilke edinior.. Yavaş yaşamak, hayattan zevk alabilmek, sevdiklerine ve kendine zaman ayırabilmek, hız için dünyaya zarar vermemek. Kentin geçmişinden gelen, tarihi, yerel özellikleri gibi unsurlarından oluşan kent ruhunun yanlış politikalar sonucu kaybedilmemesi ve o topraklarda yaşayan uygarlıkların, üretilen ürünlerin, söylenen şarkıların, yazılan şiirlerin, dostlukların oluşturduğu bu ruhun korunarak kalkındırılması. Sürdürülebilir kalkınmada, küçük kentlerde istihdam ve sosyal olanakların eksikliği nedeniyle gençlerin büyük kentlere göçüne karşın, kentin kimliğine sahip çıkılarak kalkınması, sosyal ve ekonomik hayatın canlanmasının mümkün olduğu öngörülüyor.
           Sözün özü, insan gibi yaşamak, teknolojik gelişimin, insan hayatına ve çevreye verdiği tüm zararların minimize ederek mutlu bir yaşamın sürdürtebilir hale getirildiği, geçmişe sahip çıkılan zaman ve mekanda hayat sürmektir Cittaslow Felsefesi.
           Mudurnu, doğası ve tarihiyle, akıllı ve kültürlü insanlarıyla, gelişim adına karşısına çıkan her türlü acayiplikten kısmen de olsa kendisini koruyabilmiş, özünden uzaklaşmamış. nadir yerleşim birimlerimizden bir tanesidir. Bunun mükafatını da elbet alacaktır. Mudurnu'da yaşamak bir ayrıcalık olacaktır. Öncelikle Mudurnu Belediyesi'ni ve Mudurnu halkını tebrik ediyorum. Mudurnu halkı, paraya tamah etmediği sürece ve dar alanda kısa paslaşmalara izin vermediği ölçüde bu ayrıcalığını sürdürecektir. Aksi halde bu beldemizde ülkemizdeki bir çok yer gibi bozulmuşluktan nasibini alacak ve tüm özelliklerini zaman içinde kaybedecektir..
           Bülent Karacayır.
           Cumhuriyet Caddesi'nde bulunan Tekel binalarının bahçesindeki havuzda balıkların yüzdüğü, Devlet Hastanesi'nin bahçesinde Tavus kuşlarının uçuştuğu dönemlerdi bizim çocukluğumuz. Bahçelievler'in adına yakışır olduğu zamanlardı. Mahallenin en modern apartmanları Nergis Sokak'taki YSE Lojmanlarıydı. Hemen hemen her dairesinde bize yaşıt arkadaşlarımız vardı. Bunlardan bir tanesi de Bülent Karaçayır dı. Kardeşi Haluk ile birlikte arkadaşımızdı. Bülent abi, ince uzun, Haluk daha tıknaz ve kiloluydu. Biraz da yaş farkından dolayı genelde oyun kurucu olurdu mahallede Bülent abi. Zeki ve girişkendi. Birazda haşarıydı. İnişleri ve çıkışları vardı mizah ve espri yeteneği yüksekti. Bizim nesil değişimleri en hızlı yaşayan nesil olduğu için biraz sorunludur. O dönemin yaramadığı kişilerdendi. En son Antalya da karşılaşmıştık. Tam seneyi hatırlamıyorum 2004- 2005 olabilir. Patronumu dövdüm beni işten çıkardı dedi. Son yıllarda bir kez telefonla aradı ve benden bazı telefon numaraları istedi. Önce çok genç yaşta kardeşi Haluk'u, daha sonra babası Emin Karaçayır'ı ve 2 yaşında ki kızını, son olarak da annesi Melek Karaçayır'ı kaybetti. Kim olsa ayakta kalmakta zorlanırdı. O da zorlandı. Sosyal Medya dan takip ediyordum. Kalbi yaşadıklarına ve yaşam tazına dayanamadı. Geçtiğimiz hafta Bolu'da yaşama veda etti. Aradığı huzuru ebedi alemde bulması ve en sevdiklerine kavuşması dileğiyle. Mekanı, Mekanları Cennet Olsun.
                                                    Cumhur Bandakçıoğlu 

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak