Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Bahçelievler'e Son Hançer ve yorumlar!

Cumhur Bandakçıoğlu

Bahçelievler'e Son Hançer ve yorumlar!
    16 Kasım 2012

          05.11.2012 tarihli 'başlıklı bir önceki yazımız oldukça ses getirdi. Birçok okurumuz yorumlarıyla yazıma ortak oldular.  Yorumların büyük bir bölümü benim düşüncelerimle aynı yönde olmakla beraber, bazı yorumlar her iki tarafa da hak verir türden olup, birkaç yorum da beni ciddi olarak eleştirmekteydi. Yorum gönderen tüm okurlara teşekkür ediyorum. İnternet gazeteciliğinin getirileri arasında; çıkan haber ve köşe yazılarına anında yorum yapabiliyorsunuz. Bu yorumların büyük bir bölümü çeşitli sebepler dolayısıyla rumuzlu olarak yani gerçek isimlerin dışında yapılıyor. Olumlu yorumlarda rumuz yazarı çok etkilemese de, olumsuz yazılarda yazar biraz çaresiz kalmaktadır. Ben, bir insanın başka bir insanı eleştirdiğinde, hakkında olumsuz imalarda bulunduğunda buna yiğitçe imzasını koyabilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
         Tekrar yazımıza dönecek olursak 'Bahçelievler'e Son Hançer, Bir Aladdin Yılmaz Filmi'  duygusal ve kişisel yönü daha ağırlıklı bir yazı olmakla beraber, yaklaşık 25 yıldır durmaksızın dünyayı gezip gören, gördüğü yerleri iyi inceleyen, irdeleyen ve yaklaşık 12 yıldır bu köşeden seslenen bir kişinin paylaşımıdır. Yani öyle işkembe-i kübradan sallayan, iğnenin ucu kendi topuğuna batınca bağıran, kuru siyaset yapan,  başka mahalleri unutan, daha önceleri yazmayan bir kalemden değildir.
         Yorum yapan kıymetli okurlarımdan,  Fransa'dan yazan ve bana mail yoluyla da ulaşan Nur Hanım'ın yorumlarını genel hatlarıyla sizlerle paylaşıyor ve ona kısa cevaplarla karşılık veriyor, teşekkür ediyorum.
           Gazetede yazınızı okudum, Yorum yaptım fakat yayınlanır mı bilemem! (Yorum bölümüne tamamı sığmadığı için yazınız kesilmiş bu yüzden yorumunuzu tümü yok) Bende Bolu da doğdum, fakat her şey doğduğumuzdaki gibi ya da çocukluğumuzdaki gibi mi? Benim çocukluğumda inek otlattığımız tarlalar nerde şimdi? Siteler yapıldı evler yapıldı? (Maalesef ülkemizde ekilir dikilir alanlar acımasızca yok edilmekte beton yığınlarına dönüştürülmektedir. Yaşadığınız Fransa da böyle şeyler olmaz!) Yazları Bolu'ya gelince yaylaya gidiyorum, peki oralar aynımı, kütük evler vardı Şimdi villalar! (Çok haklısınız, insanlarımız gelişim adı altında arabesk ve yoz kültürü kendilerine yaşam biçimi olarak kabul etmiş durumdalar. Canım yaylaları sonradan edindikleri zevksizliklerine kurban etmektedirler. Bunda devletimizin acizliği de oldukça büyüktür.) Her şey ayni kalmıyor, o çok sevdiğimiz, bahçelerde, tarlalarda yok Bolu ile önerilerinizi daha önceki belediyelere, sesinizi duyurabilirdiniz! (Ben hepsine elimden geldiğince sesimi duyurmaya çalıştım ve de çalışıyorum) Eskiden çöp kokuyordu sokaklar, bu sene yazın geldik Türkiye'ye Bolu'ya, tertemizdi, aynı Fransa gibi! (Bu konuda size katılmam mümkün değil, Acaba Safranbolu'dan mı bahsediyorsunuz Nur hanım? Hele hele yazın Bolu çok ciddi anlamda tavuk gübresi kokar) Çöp sistemi ne güzel, yine o hiç girmediğimiz yani korktuğumuzdan giremediğimiz Atatürk Park'ı nasıl harika olmuş, herkes gidebiliyor, hadi gençliğimizde gitseydik adımız çıkardı!! (Atatürk Parkı daha önce Orman Bakanlığı tarafından ağaç müzesi olarak yapılmıştır. Ve ağaçlar belli boya ulaşana kadar, buraya özellikle insan girmemesine özen gösterilmiş, korunmuştur. Park Belediye'ye devir olduktan hemen sonra yaşanan depremde uzun bir süre depremzede çadırlarına ev sahipliği yaptı. Bu Başkan ise kendisine bırakılan bu ağaç müzesini adeta katletti. Yüzlerce ağacı kesti. Köylü pazarı diye yaptırdığı parkla tamamen uyumsuz alüminyumdan dükkana benzer şeyler tam bir rezalet. Yani Orman İdaresi'nin yaptığı koruyup gözettiği şehrin içindeki adeta bu cennet köşenin mirası değerlendirilirken, burada çok daha güzel şeyler yapılmalıydı. Kaldı ki, Belediye'nin asli görevidir park yapmak. Belediye Başkanımızın çok övündüğü bu görevi vakti zamanında Orman İdaresi yapmıştır. Parkın esas alt yapısı ağaçlardan oluşur. Hikaye olan geri kısmı lutuf değildir. Kaldı ki bu parklarda bir dolu baştan sağma iş vardır. Bolulular 'ölümü gördüğü için sıtmaya razı olmaktadırlar')  
           Tam tanımıyorum sanırım ama Belediye Başkanı inşaat mühendisi galiba, işinin gereğini yapıyor, Bolu bir şantiye oldu! Muhasebeci belediyecinin de nasıl olduğunu gördü Bolu halkı! (Nur hanım burada kullandığınız kelimelerde bir tutarsızlık var, hem tam tanımıyorsunuz, hem de başkanı işinin gereğini yaptığını söylüyorsunuz. Muhasebeci belediye başkanını da görüldüğünü söylüyorsunuz. Bu bölüme dışarıdan destek var galiba! Belediye Başkanlığı için inşaat mühendisliğinin çok artı bir kıstas olduğunuz zannetmiyorum. İyi bir mimarın belki katkıları daha fazla olabilir tabi) 
            Bu yaz belediye önünden geçerken başkanı gördüm ve yanına gittim! Yurt dışından geliyoruz, çalışmalardan memnunuz dedim, kendiside önerileriniz varsa söyleyin dedi. (Yurt dışından kısa bir izin süresiyle Bolu'da bulunmakla Bolu'da yaşamak farklı! Genelde Başkan'ın kendisinden başka kimseyi dinlemediği söyleniyor hem de kendisine yakın olan insanlar bunu dile getiriyor)  Benim babamın da yerlerine 18. madde vurmuş belki de yazın gördüğüm gibi olmayacak bahçemiz ağaçlarımız, olmayacak, her şey değişiyor! Tarihi eser değil ki yasadığımız evler korunsun! (Bir şehri planlamak çok kapsamlı bir konudur ve akla estiği gibi yapılacak bir iş değildir. Oturmuş bölgelerle sürekli oynanmaz. Tarih eser değil diye o zaman her 10 yılda bir evlerimizden 3 metre verelim, yollar genişlesin araçlar rahat etsin)
           Babaannemin yattığı mezarlıktan yol geçti neyse ki, dedem rahmetli babaannemi mezarından çıkardı ve başka mezarlığa taşıdı. 80li yıllarda belediye kimdi? Hiç görmediğim babaannemi, babamın gençliğinde vefat etmiş, kemiklerini gördüm ben!!! Mezarda bile rahat yok!!!!!!!!!! (Evet bu trajik ve üzücü bir olay ama insanların yaşarken evlerinden atılması, evlerine girilmesi daha da trajik) Herkes bilir ki hükümet hangi partiyse belediyede ayni olsun ki çalışmaların önü de açık olsun! (Bunun Bolu için geçerli olduğunu pek söyleyemeyiz, Bolu bu konuda merkezi hükümetten yeterli desteği alamamıştır.) Umarım daha da gelişsin Türkiye! Her ne kadar Fransa'da ikamet etsek de, isteğimiz ileride Bolu'da yaşamak! ve bu gidişle de inşallah Avrupa standartlarına kavuşacak böyle çalışan belediyelerle inşallah!!! (Avrupa'yı iyi bilen ve tanıyan biri olarak bunun Bolu da pek mümkün olmadığını zannediyorum) Umarım okursunuz. ( Okudum)

          Bu hafta bir başka Köroğlu diyarı Azerbeycan / Bakü'deyiz. Önümüzdeki hafta izlenimlerimizi paylaşacağız. Hazır konu açılmışken, Prestij Caddesi yapmaya çalışan sevgili başkanımıza ve meclis üyelerine tavsiyem Bakü'yü görüp faydalanabilirler ve prestij caddelerinin nasıl yapıldığını görebilirler.

                                                                     Cumhur Bandakçıoğlu

    • Mükemmel...20 Kasım 2012 . 09:26

      Her yönüyle kaliteli ve mükemmel kişinin yazıları da kaliteli oluyor... Eline sağlık sevgili Cumhur...
    • köprü17 Kasım 2012 . 12:47

      THY nin bolu isimli uçağının önünde'ki fotoğrafın görkemli olmuş yazılarını okuyorum bildiğin konularda yazmaya devam etmelisin gerçekten ufkunun çok açık olduğunu düşünüyorum  

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak