11 Ayın Sultanı yaralandı!   

      11 Ayın Sultanı yaralandı!      

      Huzurun, sevginin, hoşgörünün, paylaşmanın, kucaklaşmanın ayıdır Ramazan. Gelenekleriyle görenekleriyle belki de dünyanın hiç bir Müslüman ülkesinde bu denli güzel yaşanamayan Ramazan-ı Şerifi ay yıldızlı bayrağın altında yaşamak başka bir tutku başka bir ayrıcalıktır. Ne acıdır ki bu mübarek ayın son çeyreğinde ülkemiz büyük bir acıya gark olmuştur. Ülkemizin gözbebeği Atatürk Havalimanın kana bulayan, 11 Ayın Sultanını yaralayan, Bayramı ülkemize zehir eden bu insanlıktan çıkmış yaratıklara ve onların ağababalarına lanet olsun!
      Atatürk Hava Limanı, benim gibi birçok kişinin sıklıkla kullandığı ülkemizin en önemli hava ulaşım merkezidir. Hava yoluyla dünya üzerinde birçok noktaya seyahat eden bir kişi olarak, Atatürk Havalimanı güvenlik uygulamalarının en üst düzeyde uygulanan hava limanlarının başında olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Açıkçası yaşanan menfur olayın icrası ve kullanılan enstrümanlara bakıldığında, hava limanı sınırları içinde engellenebilmesi konusunda daha fazlasının yapılabileceğinin pek olasılığı olduğunu düşünmüyorum. Tek küçük bir şans; taksinin ana nizamiye de durdurulması ve aranmasıyla olabilirdi.
      Artık hepimizin ama hepimizin kişisel egolarımızdan, bencilliklerimizden kurtularak geniş açıyla, moda terimle büyük resme bakması gerekmektedir. Türkiye'miz çok ciddi iç ve dış politika hatalarıyla büyük yaralar almıştır. Bugün bu hataların bedeli ödenmektedir. Kendi halinde yaşayan ve ülkemizle de son derece iyi ilişkiler içine girmiş Suriye'yi bir numaralı düşman ilan etmek, şu an geldiğimiz noktanın başlangıcı olmuştur. Tıpkı Rus uçağının düşürülmesi gibi! Anti parantez; Ben Sn. Cumhurbaşkanı'nın Rus uçağının düşürülmesinin hemen ardında yaptığı açıklamada aslında ne kadar büyük bir sıkıntının içine girildiğinin farkında olduğunu bilenlerdenim. Bu büyük hata, belki popülizm adına, belki iç politikada mevzi kazanmak adına maalesef kullanılmıştır. Rusya gibi her yönden önemli bir müttefiki 2-3 dakikalık bir hava sınırı ihlali yüzünden kaybetmek büyük bir akıl tutulmasıdır. Rusya ile olan ilişkilerin bir an önce düzeltilmesi ve karşılıklı güven artırıcı eylemlerin harekete geçirilmesi adına Rusya ya gönderilen mektup ve akabinde ki telefon görüşmesi ülkemize her yönüyle rahatlama getirecektir. Geç kalınmış doğru bir harekettir.
      Bugün meclisteki aritmetiğe dayalı olarak ülkemiz iktidar partisinin arzu ettiği şekilde yönetilmektedir. Bu yönetim şeklinin doğruluğunu veya yanlışlığını elbet tarih bir gün yazacaktır. Her ne kadar Polyanacılık oynasanız da, bugün yaşadıklarımızın sorgulanması gerekmektedir.
      Düşününki Cumhuriyet tarihinin en önemli ulaşım projelerinden bir tanesi olan Osman Gazi Körfez Köprüsü hayat geçerken, ülkenin dünyaya açılan en önemli hava ulaşım merkezi yabancı uyruklu teröristler tarafından patlatılıyor. Ülkemiz birçok dünya ülkesi tarafından güvensiz bölge olarak ilan ediliyor. Ülkemize uçuşlar yasaklanıyor. Böyle bir ülkede dünyanın en büyük hava limanını yapsan ne olur, yapmasan ne olur?
       Yaşadığımız bu terör olayları karşısında sınırlarımızın kontrol atına alınması, göçmen ve mülteci girişlerinin durdurulması, ülkemize öğrenci ve turist olarak giriş yapan şüpheli ülke vatandaşlarının ciddi anlamda takibe alınması gerekmektedir. Aksi takdirde mevcut konjonktürde kamunun kullanımında olan bütün yerler tehlike altındadır.
     Öncelikle Atatürk Hava Limanı'nda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza ve misafirlerimize Yüce Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu köşeyi takip etme nezaketini göstererek beni onurlandıran tüm büyüklerimin, küçüklerimin dost ve arkadaşlarımın Mübarek Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramı'nı, en içten dileklerimle kutluyorum.