29 Ekim 2010

    Cumhuriyetimizin 87. yılı kutlu olsun.  Cumhuriyeti bize armağan eden başta büyük Atamız olmak üzere Cumhuriyet'in kurulmasında emeği geçen yüce büyüklerimize şükranlar olsun.
Bu büyük emanete madden manen layık olabilen, bu emaneti koruyan kollayan herkesin Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum.
    87. yılda her ne kadar umut kırıcı gelişmeler yaşansa da, memleketin hemen hemen her kurumunda kuruluşunda, tükenmişlik ve ahlaksızlık yaşam alanı bulsa da, elbet bir gün bu Cumhuriyet hak ettiği çağdaşlığa ve mertebeye ulaşacaktır.

    Seçimler ve Bolu

    Genel seçimlerin yaklaşmasıyla yerel basının sayfalarında hareketliliği fark etmişinizdir.
    Son referandum sonrası sonuçlarla, iktidar partisinin çok önemli olumsuz bir gelişme yaşamadığı sürece Bolu'da seçime oldukça rahat gireceği su geçirmez bir gerçektir. Dolayısıyla AKP içinde milletvekilliği yarışı oldukça çetin geçecektir. CHP'ye gelince, şu anki görüntüye bakarak 1 milletvekilliğin bile zor gözüktüğü Bolu gerçeğinde AKP'ye nazaran daha bir hareketlilik olduğunu yine yerel basından görüyoruz. Hatta öyle ki, CHP kanadında mevcut il başkanın her zaman olduğu gibi doğal aday olması ve sonrasında kimin il başkanı olacağı sorusu ve bu makam üzerinde birçok ismin gündeme gelmesi, getirilmesi seçime çok daha garantili giren iktidar partisinde olması gereken yarışın bile önüne geçmiş durumda gözükmektedir. Birazda yerel basının mikserliği ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'a yakın gözükmek isteyen onunla dostluğu ön plana çıkarılma girişimlerini hep birlikte izliyoruz. Muhtemelen yakın bir dönemde basınımızda Sn. Umut Oran'la aynı karede gözüken birçok CHP'liyi görebiliriz. Açıkçası bu yaklaşımın, tanıdığım, hissettiğim hatta meslektaşı sayılabileceğim Sn.Umut Oran'nın pek de tarzı olmadığıdır.

     Ben okurum

    21 Eylül'de Moskova'da, 25 Eylül de St. Petersburg'da, 6 Ekim'de Kiev'de, 14 Ekim'de Uşak'da, dün Denizli'de yarın Antalya'da, Bolu yerel basınını okurum. Köşe yazarlarını da okurum. Ara sıra köşemde kavga etmiş olsam da, selamı sabahı kesmiş olsam da okurum.
    Ve sen Nil Erdem, sen iyi bir köşe yazarısın. Dilinle, edebiyatınla, kurgunla, öngörünle okunan, hem de çok okunan bir yazarsın. Bolu Basının Kraliçesi sensin. Sen, bende dâhil birçoğumuza okuma yazma dersi verirsin. Hem de diplomalı olarak. Güneş balçıkla sıvanmaz.
   Sıkma canını, maalesef bizim yerel basında zaman zaman yaşanıyor böyle gereksiz kalem kavgaları.