Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Moskova`da bir Sonbahar

Cumhur Bandakçıoğlu

    17 Eylül 2007

    Bu yıl ikinci kez kuzeyin en gizemli, entrikalı, tarih sayfalarının dolu dolu olduğu kenti Moskova?dayız. Şeremetyova 2, hava limanının insanı kasan havasından kurtulup kendimizi dışarıya attığımız anda, adeta Nazım Hikmet in dizeleri bizleri karşılıyordu. Deli çığlıklar atıp avaz avaz / burnumun dibinden gelip geçti de yaz /ben, bir demet mor menekşe olsun getiremedim sana! / Ne haltedek /dostların karnı açtı/ Soğuktu ve yağmur yağıyordu Moskova?da. İstanbul?da 27 derecelerde bıraktığımız hava bizi 9 derece ile karşılıyordu. Üzülsek mi sevinsek mi bilemedik. Yağmur demek, kar demek bizim için iş demekti. Uzun lafın kısası Moskova?da yaz bitmiş sonbahar gelmişti. 1147 yılında Yuri Dolgaruki?nin küçük bir kasaba olarak kurduğu Moskova, eşsiz güzellikleri ile bir çok devlet adamının rüyalarını süslemiş bu sebeple de kurulduğundan bu güne bir çok yıpratıcı saldırıya uğramış ama hiçbir zaman ulaşılamamış, elde edilememiştir. Rusya?nın yıllardır parlayarak atmakta olan kalbidir. Büyüleyici mimarisi, dünyanın 2. büyük metrosu, sarayları, tiyatroları, kiliseleri ve tabiî ki Kızıl Meydan?ı ve de muhteşem gece hayatıyla, dünyanın en önemli merkezlerindendir. Moskova her ziyaretimizde bizi hayretler içersinde bırakan bir gelişim sergilemekte. Zannediyorum dünya üzerinde bu şekilde değişimin yaşandığı, yatırımın yapıldığı ikinci bir kent yoktur. Kentin her yeri şantiye! Yeni yapılan iş merkezleri, alışveriş merkezleri, konutlarla yenilenen bir Moskova! İşte bu çarpıcı gelişimin ortasında ise bir Türk markası gurur veriyor, Enka Moskova?nın yeni yüzünde birçok esere imza atıyor. Bizlere de onur veriyor. Moskova?da, Avrupa?nın birçok şehri gibi yeşille barışık ve iç içe. Kent ve orman hemen her noktada birbirine karışıyor. Artık iyice inanıyorum ki yurdum insanı yeşili sevmiyor. Genlerinde yeşil sevgisi yok. Bunu Moskova ve İstanbul?a hava yoluyla gelen herkes çok net bir şekilde görebilir. İstanbul?un durumu gerçekten tam bir facia, bırakın yeşili toprağı bile görmek yakında imkânsız olacak. Bununla beraber Moskova?da da olumsuz bazı yönler mevcut. Dünyanın 2. büyük metro ağı ve aynı zamanda dünyanın en geniş bulvarlarıyla çevrili Moskova?da trafik tam bir arap saçı olmuş durumda. Trafik günün her saati meşgul. Altyapı ve nüfus karşılaştırması yaptığınızda bunu nasıl olduğuna bir anlam veremiyorsunuz. Mantıksal bir açıklama bulmak zor, tek sebep ucuz akaryakıt fiyatları ve araç fiyatlarının ucuz olmasıyla yılların acısını çıkartan bir psikoloji diyebiliriz. Kısacası Moskova?da trafik sizi canınızdan bezdiriyor. Biliyorum biliyorum, bazılarınız yediğin içtiğin senin olsun anladık da, sen bize Moskova?yı anlat diyor! Kadın ağırlıklı bir şehir olan Moskova?da güzel Rus kızlarına bakmamak olanaksız gibi bir şey! Mevsim sonbahardı ve aylardan Ramazan?dı. Ramazan Ayı?nı bu yıl Moskova da karşıladık. İlk iftarımızı da Moskova da yaptık. Bizim için bu sefer birinci dereceden ilgi alanı, iftarımızı nerede açabiliriz sorusunun cevabıydı. Başka bir Moskova yazısında, belki ilkbaharda Moskova?yı farklı bir şekilde anlatmak dileğiyle.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak