Bir hafta sonu yazısı-II

Bizim sektörün (battaniye sektörünün) en kötü yönü, tam yaz ayını hissettiğiniz anda yani tatil havasına girdiğiniz anda canlanması ve hızlanmasıdır. Bundan dolayı da benim yaz tatili programlarım hafta sonunun 1-2 gün öncesi ve sonrasıyla sınırlıdır. Daha bir hafta geçmeden İngiliz alıcımız ve İtalyan potansiyel alıcı adayımız birer gün arayla fabrika ziyaretinde bulunmak için Uşak?a gelmek isteyince, bizde rotayı yine Antalya?ya çeviriyoruz Cuma akşamından. Bu sefer nereye gittiğimi yazıyorum çünkü geçen hafta yaptığımız saklama operasyonu bir işe yaramadı. Sevgili Adil Gürkan Ağabeyimize yutturamadığımız operasyonu kendisinin yazdığı ağır bir mesajla bolununsesi mesaj defterinden öğrendik. Artık Adil Ağabeyi görmeden Antalya?da hiçbir yere adım atma şansımız yok. Bu ulvi görevi yerine getirmemiz gerekiyor. Ön bir mesajla Adil Ağabeyden koordinatları alıyoruz ve kendisine bir sorti yapmayı planlıyoruz. Antalya Lara Bölgesi Güzeloba civarında buluşmamızı gerçekleştiriyoruz. Bu arada Adil Ağabeyi tanımayanlara hatırlatma babında birkaç şey söylemek istiyorum. Adil Gürkan bolununsesi nin ilk yazarlarından olup, farklı üslubuyla her biri edebi değer taşıyan çok güzel yazılara imza atmış bir köşe yazarıdır. Gerçek mesleği olan turizmcilikte müdürlükler, genel müdürlükler, koordinatörlükler yapmış olup, bugün Lara bölgesindeki muhteşem tatil köylerinden Miracle Resort?da Spa (sağlıklı sular ve güzellik merkezi) işletmeciliğini yapmaktadır. Antalya turizm sektörünün

Adil Gürkan, Ben ve Murat Başara.

klişeleşmiş isimlerinden biridir. Deyimi yerindeyse kurt bir turizmcidir. Adil Ağabey ve yine onun gibi turizmci olan herkesin tanıdığı arkadaşım Murat Başara ile derin bir sohbete dalıyoruz. Adil Ağabey de bizler gibi Bolu'nun turizm potansiyelini değerlendiremediğini, özellikle termal turizminin çok daha üst seviyede rahatlıkla yapılabileceğini, üstüne vurarak bizlere anlattı. Hem de buradan Bolulu girişimcilere, neden yapmıyorsunuz sorusunu gönderdi. Bolu'nun doğasının çok radikal kararlarla koruma altına alınmasını, ayda bir kullanılan doğa içinde yapılan villa katliamlarının durdurulması gerektiğini, o da çok net bir şekilde söyledi. Tabi bu durumun ancak aklıselim idealist yöneticilerle ve aynı özelliklere sahip sorumlu yöre insanıyla olabileceği konusunda hepimiz hemfikiriz. Biz her ne kadar Antalya?yı iyi bildiğimizi iddia etsek de, Adil Ağabey?in Antalya konusunda bizden çok daha ileride olduğunu bize vermiş olduğu adreslerden öğrenmiş olduk. Eğer yolunuz Antalya?ya düşecekse, önceden muhakkak Adil Ağabey ile iletişim kurmanızı tavsiye ederim. Bu kısa ama önemli ziyaretle üstümdeki ağır manevi yükü atmış bulunuyorum. Zaman darlığı nedeniyle bir dahaki sefere buluşmak üzere Adil Ağabey?den ve doyumsuz muhabbetinden üzülerek ayrılıyoruz.

Bir kez daha bolununsesi farkı

ABD eski Büyükelçisi Eric Edelman?ın Devlet Bakanımız Sayın Mehmet Aydın?a gönderdiği ve ulusal basına yansıyan 10 maddelik rapor ve mektupta, bolununsesi?nin yapmış olduğu habere de yer vermesi, bolununsesi ?nde yapılan haberciliğin bir başarısıdır. Yani bolununsesi Beyaz Saray?ın kayıtlarına geçmiş bir gazetedir. Sn. Edelman?ın bakış açısı ise bana göre diplomatik bir kusurdur. Türkiye?de ve özellikle de Bolu'da herhalde çok küçük bir azınlığın dışında hiç kimse, ne Hıristiyanlığa nede Hıristiyanlara karşı kin ve nefret içinde bu dini hedef haline getirmesi söz konusu olamaz. Başta ben olmak üzere birçok kişinin bir dolu Hıristiyan arkadaşı var. Değil onları hedef göstermek, ülkemizde bulundukları ve yaşadıkları süre içerisinde tüm benliğimizle koruruz. Gazetenin ve gazetecinin en büyük görevlerinden biride eşyanın tabiatına aykırı gelişmeleri sorgulamak ve halkla paylaşmaktır. Bolu'daki olayda eşyanın tabiatına aykırıdır. Konunun muhatapları ve savunucularına benimde basit bir kaç sorum var. Bugüne kadar hiç tatil köyü yaptınız mı? İşlettiniz mi? Veya herhangi bir tatil köyünde yöneticilik yaptınız mı? Yok, biz bu işin inşaat yükleniciliğini yapıp, tatil köyünü bir gruba kiralayacağız diyorsanız şirketinizin kayıtlı sermayesi nedir? Yani biraz ayrıntı lütfen! Bunların cevabını verebiliyorsanız amenna ama veremiyorsanız çok üzgünüm.

2014 ucu açık bir tarih

Avrupa Birliği, Türkiye?nin üyeliğinin 2014 yılından önce olamayacağını ve ucu açık olduğunu bir kez daha resmi yoldan dile getirdi. 2014 anlamı nedir? Çok basit. Avrupa Birliği, Türkiye?yi AKP iktidarı döneminde içine almayacaktır. Avrupa?nın, Avrupalıların Türkiye vitrinindeki insanları ve düşünce dünyalarını kabul etmesini beklemek, saflıktan öteye geçemez. AKP?ye gönül vermiş dostlarımız belki bana kızacaktır ama, merak etmesinler CHP?de tek başına iktidar olsaydı ona da verecekleri tarih farklı olmayacaktı. Onlara da bunların vitrini iyi ama, içerdekilerin durumu vahim derlerdi. Türkiye kendi gelişimini kendi başına sağlayamadığı sürece, bu masal Brezilya dizilerinden bile daha uzun sürer. İktidarlar ve yağdanlıkları medya, Avrupa Birliği?ne girdik diye kendi kendilerine sürekli bayram yapar ve halkı uyuturlar.