İmari, mimari, istismari durumlar!

Bir aylık aradan sonra tekrar kutsal topraklardayız. (Bolu) Kutsal Topraklar deyimini, bugün itibarıyla AZİZ BOLU deyimiyle değiştiriyorum. Evet Aziz Bolumuza gelmek her zaman olduğu gibi yine heyecan verici. Büyük ölçekte olduğu gibi Aziz Bolu'da da bir inşaat furyasının alıp başını gittiğini gözlemliyoruz. Açıkçası benim kafam bu işi pek almıyor. Bolu'nun bütün verimli topraklarının üzerine bir bir evler apartmanlar konuyor. Kime, kimin için sorusunu kendi kendime soruyorum. Memleketin sıvacıları boyacıları bile müteahhit olmuş durumda. Bir zamanlar büyük ölçekte tekstilcilik furyasında olduğu gibi (80?li yılların 2. yarısından sonra simitçiler bile tekstilci olmuştu) Bolu'nun nüfus artışı nedir net olarak bilmiyorum ama sanayileşmenin ve yatırımın olmadığını, dolayısıyla ciddi bir göç almadığını biliyorum. Öyleyse bu kadar konut inşaatının talebi kimden geliyor. Ekonomisi üniversiteye dayalı bir şehre gelecek 50-60 yeni üniversite hocasından değildir herhalde! E öteki tarafta Bolu'nun yerlisi ve kaymak tabakasının hali hazırda birden fazla dairesi villası bulunuyor. Açıkçası ben bu evlerin kimler tarafından alınacağını çok merak ediyorum. Mortgage sisteminin fos çıktığını orta gelir ve alt gelir düzeyindeki insanlarımızın bundan yararlanamayacağını biliyoruz. Bu durumda karşımıza şu sonuç çıkıyor. 135 m2 bir evin en babasından maliyeti 60 -70 Bin YTL. E arsa payını da koy üstüne ve 180- 200 Bin YTL?ye sat 100 % kar? Daha kolay ve temiz para kazanma şansı şu an herhangi bir ticari faaliyette yok.. O yüzden de gerek Aziz Bolu gerek büyük ölçek (İstanbul) imari mimari durumlar liste başı olmuş durumda. Birde yeni moda emsal göstererek imar durumunu değiştirme ve bundan misli kar etme yöntemi memleketin yeni istismar kapısı olmuştur. Hani bir zamanların tahsis bereketinin yerini almış durumda. Olan kime olacak tabiî ki gelecek nesillere. Bu ülke yakın bir gelecekte patatesi bile ithal edecek. Bir gün gelecek Bolu Patatesi Bolu Müzesi?nde müstesna yerini alacaktır. Hali hazırda büyük ölçek İstanbul?un her gün içine edilmekte çekilmez bir şehir olması için her türlü ihanet yapılarak her köşesi satılmaktadır. Aziz Bolu'daki bu yapılaşma şekli ve müteahhit olma hevesi pek iç açıcı değildir.

Geçtiğimiz cumartesi akşamı Türk futbolu adına harika bir gece geçirdik. Maç boyunca kalecimize atılmadık madde kalmadığını, Tribünlerde Yunanlı taraftarların birbirine girdiğini maçı anlatan spikerimizden dinledik. Ekranlarda ise çok az görebildik. Hâlbuki Türkiye ? İsviçre maçında bizim üstün zekâlı kameramanlarımız ve görüntü yönetmenlerimiz ise en ince ayrıntıya kadar dünyaya göstermek için yarış içinde bulunmuşlardı. Kendilerini buradan bir kere daha tebrik ediyorum. Gördüğünüz üzere ülkeye ihanet yaşamımızın her alanında mevcut. Dünyanın en dürüst milleti biziz ya!

Tarsus maçı öncesi cep numarama şu mesaj düştü. Yarenlerin futbol coşkusu cebimizde!! KAYIT BOLUSPOR yaz 7997 gönderin. Takımımızın maç gol haber ve skorlarını mesaj başına 1 kısa mesaj -2 kontör cebinizden takip edin. Öncelikle bu işten BOLUSPOR?un bir karı var mı yok mu? Yerel basında ben bu yönde bir haber görmedim.. Eğer BOLUSPOR?un bir karı varsa problem yok üye olurum. Eğer BOLUSPOR?a bir fayda yoksa zaten yıllardır dünya ortalamalarını çok üstünde cebimizdeki parayı çekenlere zırnık çıkmaz benden.

Bolununsesi?nde yazmaya başladığım gün itibarıyla Avrupa Birliği?ne girmenin bir hayal olduğunu, Türkiye?yi asla almayacaklarını, hele hele AKP iktidarı ve dünya görüşü ile bunun hiç mümkün olmadığını defalarca yazdım. Bugün Türkiye?nin en güçlü olduğu Avrupa ülkesi olan Almanya Başbakanı?nın bunun 50 yıl sonra bile mümkün olmadığını söylemesi başta yalaka medyamız olmak üzere mevcut siyasi irademizin oturup ağlamasını gerektiren bir durumdur. İşte bu yüzden diyorum ki bizden, yani bu milletten cacık bile olmaz!