Bizimde bir teşviğimiz varmış

24 Ağustos 2005 tarihli Dünya gazetesinin okurken dikkatimi çeken başlık ?16 il için yatırım teşviği getirildi? oldu. İçlerinde Bolu'nun da bunduğu 16 il kırsal alanında yapılacak yatırımları teşvik edecek yönetmelik yürürlüğe girmiş. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı?nın ?Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programlarının Desteklenmesi Yönetmeliği? Resmi gazetenin 23 Ağustos 2005 tarihinde yayımlanmış. Bolu, Hatay ve Malatya illerinde et işleme ve paketlemeye, yönelik projeler teşvik kapsamına girmesi için teklif edilebilecekmiş. Yönetmeliğe göre Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı kapsamındaki çalışmaların izlenmesinde; Bakanlık adına Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü sorumlu olacakmış. Bu projeye, söz konusu illerin kırsal kesiminde yaşayan, fiilen tarımsal üretim kaynaklarını kullanmak suretiyle tarımsal üretimle iştigal eden veya küçük ölçekli kırsal iş alanlarında faaliyet gösteren kişiler, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olmak şartı ile bireysel olarak bu teşvikten yararlanabilecekmiş. Bu illerdeki çiftçilerin bir araya gelip oluşturdukları şirketler, vakıflar, kooperatif veya birliklerde başvuru yapabileceklermiş. Ayrıca kırsal alandaki kamu projelerinde (köy yolu, köy içme suyu, köy kanalizasyonu, sulama projeleri, eski altyapı tesisleri iyileştirme vs.) bu teşvikten faydalanabiliyormuş. Özel kişi ve kuruluşlara KDV dahil hibe tutarı toplam tutarın %50?si olup bu tutar gerçek kişiler için 17,500.-USD, özel kuruluşlar için 125,000.-USD geçmeyecekmiş. Kamu projelerinin ise %75?i hibe yoluyla olacakmış. Proje teklifleri en geç 7 Ekim 2005 tarihinde mesai bitimine kadar tarım il müdürlüklerine teslim edilecekmiş. Bu teşvikler nasıl duyurulur, nasıl kırsal alandaki yatırımcılara ulaşır bilmiyorum. Gazete yoluyla ilan, ne kadar etkilidir onu da tahmin etmek çok kolay. Herhalde burada asıl görev vilayete ve tarım il müdürlüklerine ya da ziraat bankasına düşmektedir. Umarız kutsal toprakların(Bolu) kırsalındaki vatandaşlarımız bu teşviklerden faydalanabilir. Teşvik mi, teşvik işte size.

Yine günler günleri kovaladı ve koca bir yaz daha ben artık gidiyim dercesine yüzümüze bakıyor. Denizlerde fırtınalar başladı. İstanbul?da baharın ve yazın müjdecisi eflatun erguvanlarını bir daha görmemiz için nerdeyse 8 ay var. İstanbul trafiği tatilcilerin dönüşü ile birlikte yine o sinir bozucu halini almak üzere, 3 gün sonra Eylül kapıyı çalacak. Biz yine uyduruk 2 günlük tatillerin dışında düzgün bir tatil yapamadık. Burnum da Akdeniz?in kokusu tütüyor. 30 Ağustosu da bahane ederek bu yılkı 4.Antalya seferimize 26 Ağustos günü 16:45 de çıkıyoruz. Uçuşun 25 dakikasında girdiğimiz ciddi sert türbülans bize, Akdeniz bir yana ne Karadeniz?i, ne de Ege?yi bir daha göremeyeceğimiz hissini verdiriyor. Neyse ki 5 dakika içinde tekrar düşüncelerimiz değişiyor. Hostesimiz, ?hep bu karayollarının işi bozuk satıh işaret levhalarını yine koymamışlar? diye işi espriye vuruyor ama biliyorum ki oda bu mesleğe nerden bulaştım diye belki bininci defa içinden söyleniyor. Sonuçta sağ salim iniş yapıyoruz ve Antalya?da Büyükelçim Sir Murat Başara tarafından karşılanıyorum. Adil abi ben Antalya?dayım abi.. Seni çok seviyorum.. Biliyorum işlerin yoğun o yüzdende rahatsız etmek istemiyorum.. Hürmetler ağabeycim. Belki birçokları bize ne senin Antalya?daki tatilinden diyebilirler. Yazının gereği sadece bir tavsiye! Hayat şartlarının elverdiği kadarıyla bulunduğunuz ortamdan kısa sürelide olsa başka bir yerlere gitmek farklı bir havayı teneffüs etmek insana her yönüyle zindelik ve moral veriyor. Bu yüzdende dönem, dönem herkesin imkanları dâhilinde kısa süreli de olsa mekan değişiklikleri yapması gerekiyor. Belek Maritim Pine Beach?e yani Muratın yanına yerleşip Akdeniz?in en güzel döneminin başladığı su günlerde bir kez daha bu çok sevdiğimiz havayı teneffüs etmeye başlıyoruz. Ertesi gün Murat?ın makamına gittiğimde yanında tatil köyünün başka bir personeliyle oturuyordu. Cumhur tanıştırayım Pazarlama Müdür Yarımcımız Necip Fazıl Güldemir bey. Necip beyle tanışıp kısa bir sohbet sonrasında kendisinden aldığım pozitif enerji ile nerelisiniz diye soruyorum. Necip bey Bolu-Gerede diyor tabi Murat?la biz başlıyoruz gülüşmeye. Murat, Necip bey yeni olduğu için onun nereli olduğunu benim sayemde öğrenmiş bulunuyor. Necip kardeşimiz bizden daha genç. Gerede?nin tanınmış simalarından Sn. Yunus Güldemir?in oğlu. Böylelikle genç ve başarılı bir hemşehrimizle daha rastlantı sonucu tanışıyoruz. Necip?e yeni iş yerinde başarılar diliyorum.