Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Bolu pat pat

Cumhur Bandakçıoğlu

    3 Mayıs 2011

        Hafta sonu bir yakınımız ve Çin uyruklu eşi ile birlikte Bolu'ya geldik. Her zaman dediğim gibi dışarıda Bolu'yu Paris gibi anlatsam da, Bolu'ya pek misafir getirmeyi sevmem. Hafta sonu Gölcük'ten Aladağ'a, Abant'tan Mudurnu'ya bol yol kat ettik. En son Nallıhan Seben üzerinden Bolu'ya dönüş planlıyorduk ki, Nallıhan Mudurnu arasında devrilen bir araç bu planımızı bozdu ve Mudurnu'dan tornistan Bolu yaptık.

       Gezelim görelim bölgelerimizden; Abant'a nazaran Gölcük'ün daha göze hoş geleceğini düşünüyordum ki, yanılmışım.  Maalesef Bolu ve turizm aynı karede bir türlü oturmuyor. Gölcük ve çevresi beni oldukça hayal kırıklığına uğrattı. Her köşe bakımsız ve özensiz! Girişi çıkışı, servis yoları dökülüyor. Galiba en iyisi artık; Gölcük'e de kartpostallardan bakmak olacak. Abant'a gelince; Abant başlı başına acınacak bir halde. Giriş ve giriş yolları tamamen baştan sağma. Defalarca yazdığım faytonlara ne demezsiniz? İnanın dünyanın hiçbir yerinde bu kadar basit, bu kadar zevksiz, o kır yaşamı ile hiç uyuşmayan birbirinden iğrenç renklere boyanmış fayton yoktur. E bir de bu faytonların yanında lunapark trenleri yok mu? Canım doğanın içinde cart renklerle boyanmış demir yığınları, adeta Bolu ve Turizm konulu resim yarışmasının birincisi olarak ortada duruyor. İşte karşınızda Apaçiler ve Demir Atlar. Ughh! Bir tek Ret Kit eksik! Gölün etrafındaki yolların yarısı yapılmış, yarısı yapılmamış. Piknik alanlarındaki keşmekeşlikler başka bir konu. Yani bu kadar zevksizliğin içine insan niye gider, anlamış değilim. Abant'ın geçmişten gelen ismi binlerce insanı bu diyara çekiyor ama, inanın bir gidenin bir daha gelmek için bir çaba harcayacağını hiç zannetmiyorum.

         Güzel bir şey yok mu? Evet, var sadece ahşaptan yapılan yürüme yolları güzel olmuş. Onun dışında Abant da bugünkü haliyle en ufak olumlu bir şey yok. Ya Abant'ın misafirleri? E tabii ki onlarda Abant'ın sahiplerinin doğaya büründürdüğü arabesk havada doğal olarak arabesk takılıyorlar.

        Gölcük ve Abant'daki hayal kırıklığımız bir nebze olsun Mudurnu ve bakir çevresinde biraz olsun düzeldi. Özellikle Mudurnu'nun batısı Nallıhan yolunda doğa tüm güzelliği ile fışkırıyordu.

        Bolu merkez mi dediniz? Çinli misafirimiz Bolu'nun adını Pat Pat taktı. Aracımız en fazla her on metrede aynı gürültüyü çıkarıyordu önce ön lastikler, sonra arka lastikler. Pat Pat, Pat Pat!!!

         Seçim yaklaşıyor... Kazan kaynıyor!

        Bolu ya gelip de siyasetin nabzına bakmadan olmaz. AKP İl Başkanımız. Sn. Ömer Sayın Yeniçağ da % 90 Oy bekliyormuş. Kendisinin hoş görüşüne ve mizah anlayışına inanarak yazıyorum. Başkanım, hafta sonu Yeniçağa gittim. Gözlerime inanamadım. Yeniçağa ismini değiştirmek lazım!  Yakınçağa koymak lazım! Ya da Elçağa Gülçağa koyalım! O ne öyle; göl olmuş sanki Cenevre Gölü. Etrafında oteller, tatil köyleri golf kulüpleri. Göl de sportif yarışmalar. İlçe merkezi deseniz, otoban açılmadan önceki hareketliliğini 10'a katlamış. Yeniçağalılar oylarını vermeyecek de kim verecek. Yani 8 yılda, Yeniçağa baştan yaratılmış. Çağ atlamış. Eğer Yeniçağa halkı bu gelişmeyi görmemezlikten gelirde, başka partiye oy verirse nankörlük etmiş olurlar!

        Gazetemizin etkin ismi, sevgili Nevzat Hocamız yazılarında her zaman memleket çıkarlarını ön planda tutar.  Bunun yanında da siyaseten biraz AKP'ye yakın duruş sergilediğini gözlemleyebiliriz. 'Bombalarımı o zaman patlatacağım' başlıklı son yazısının bir kısmında şöyle diyor  'Allah'a şükür Türkiye artık oldukça mesafe kaydetmiş durumda... "Made in Türkiye" etiketi aranır oldu. Çinliler bile bazı mallarına Made in Türkiye yazmaya başlamışlar, özellikle Ortadoğu pazarı için... Bugün ihraç mallarımızın % 80'i sanayi ürünlerine ulaştı. Peki, yeter mi?.. Yetmez!'  İhracatın içinde olan ve Made in Turkey'in konumunu iyi bilen biri olarak, hocam ve sizlerle şunu paylaşmak istiyorum. Evet, ürünlerimiz Ortadoğu ve Orta Asya'da oldukça ilgi görüyor burası doğru. Ama doğru olan başka bir konu daha var. Bu bölgelerde birçok Türk firması Çin de yaptırdığı ürünlere Made in Turkey damgasını vurduruyor. Kalitesiz ürünleri Türk Malı diye sırf günü kurtarmak adına, para kazanmak adına bu ülkelerde satıyorlar. Türk Malı kalitesine ihanet ediyorlar. Vatan hainlinin daniskasını yapıyorlar. Türk Malı kalitesine gelince; Daha çok yolumuz var. Made in Turkey ibaresi, ürün ne kadar iyi olursa olsun, ülkenin geneline olan bakış açışının desteğini almadığı sürece ileri gitme şansı yok. İşte size bir ürün etiketi; İsveç Markası FJALL RAVEN, gururla İsveç bayrağını da köşeye iliştirmiş. Ben henüz bu format da bir Türk Malı etiket görmedim.

         Seçime dönecek olursak, Bolu kulislerinde taraflı tarafsız konuştuğumuz birçok kişiden CHP'nin Bolu da bir koltuğu alacağı yönünde duyumlar alıyoruz. Tanju Özcan'a Ankara göz kırpmaya başlamış durumda. 2-1 ya da 1-1-1 sonuçlar sürpriz olmayacak gibi duruyor.

         Resim: Fjall Raven  Etiket.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak