Güzel İzmir'de hakiki bir BOLU markası!

      İzmir'de düzenlenen Sea Trade Kurvaziyer (Büyük Yolcu Gemisi) Çalıştayı için geçtiğimiz Salı günü itibarıyla rotamızı İzmir'e çevirdik. Hiç şüphe yok ki İzmir Türkiye'nin en modern ve güzel şehri. Tabi bu güzelliğin altındaki gerçek, insan unsurudur. 8500 yıllık bir tarihin var olduğu bereketli toprakların şehridir İzmir. İzmir sakinleri diğer büyük şehir sakinlerine göre çok daha güleç yüzlü, pozitif ve mutlu insanlardan oluşmaktadır. İzmir ve çevresi sayılamayacak kadar mesire ve ören yerini barındırır. Bu durum büyük şehir yaşamının sıkıntılarını yarım saat, 45 dakika içinde çok rahatlıkla geride bırakmanıza olanak verir ki, bu da yaşayanlarına büyük bir avantaj sağlar.
      Kimileri İzmir'e 'Gavur İzmir' yakıştırması yapsa da (Bunu sadece Başbakanımız'ın sürçü lisan sözleri için söylemiyorum), bu olsa olsa büyük bir kıskançlığın sadece dışa vurumudur. Biz Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları içinse bir mabettir İzmir. Semt, cadde ve sokak isimleri bile Cumhuriyeti ve kurtuluşu fısıldar. Milli Mücadeleyi anlatır. Bu sebeple de ruhu olan bir şehirdir. Paylaşılamayan bir şehirdir. 2 milletvekili bugün Bakan olarak kabinede görev yapmaktadır. Bu da İzmir'in önemini bir başka yönden sergilemektedir.
'Güzel İzmir'de hakiki bir Bolu markası' derken Bolulu olmayan Bolulu Hasan Usta'dan bahsetmeyeceğim. İzmir'in kalbi, Cumhuriyet Meydanı'nda eski adıyla Efes Oteli, yeni adıyla Swiss Hotel Efes'in hemen karşısında oldukça merkezi bir noktada yer alan, bizlerin bildiği adıyla MET Stüdyo, İzmir deki yeni adıyla MET Profesyonel Fotoğrafçılık'tan bahsedeceğim. Bolu'nun daha Bolu gibi olduğu yıllarda İzzet Baysal Caddesi'nde (eski adıyla Hürriyet Caddesi) bizleri ve anılarımızı çoğunlukla siyah beyaz belgeleyen fotoğraf stüdyoları vardı. Foto Arman, Foto Kemal, Foto Tunç, Foto Şaban, Foto Tevfik, Foto Cevat, Foto Güngör, Foto Mutlu, Foto Yaren gibi! 80 li yıllarla birlikte teknolojik gelişmeler, siyah beyaz kareleri yavaş yavaş renklendirmeye başlamış ve fotoğrafçılık mesleğinin de kabuğunu değiştirmişti. İşte o dönemde cadde üzerinde bulunan Foto Cevat müessesi dönemin yakışıklı ve de tanınmış gençlerinden Mehmet Şerbetçi abimizin devreye girmesiyle ilk kabuğunu kıran ve değişime ayak uyduran müesseselerden bir tanesi olmuş, kısa bir süre sonrada MET Stüdyo adını almıştı. Bir dönem yakın arkadaşım Tarkan Tombak'ın da METDde çalışmasıyla bizimde okul sonrası saatlerde vakit geçirdiğimiz bu müessese kısa sürede Mehmet Şerbetçi abimizin ileri görüşü ve farklı çizgisiyle Bolu'nun en popüler fotoğraf stüdyosu olmuştu. Özellikle genç nesil Bolulular, Met Stüdyo'yu tercih ediyordu. Ta ki bu durum 1999 depremine kadar devam etti. Depremin olumsuz etkileri Bolu halkını madden ve manen oldukça sarsmıştı. Bu sarsıntılardan MET Stüdyo ya da nasibini almış ve İzmir'e doğru savrulmuştu. O dönem hatırlarsanız birçok Bolulu'da Antalya'ya yerleşmişti.
     Foto Cevat'ın temelleri üzerine kurulan ve belkide Bolu'da modern ve renkli fotoğrafçılığın ilk adımlarını ve örneğini oluşturan hakiki Bolu markası MET Profesyonel Fotoğrafçılık, bugün İzmirlilere fotoğraf nasıl çekiliri, İzmir'in göbeği Cumhuriyet Meydanı'nda öğretiyor. Muhtemelen böyle ikinci bir markamız yok. Bolu'da ki markasını başka bir yerleşim biriminde sürdürebilen tek marka diyebiliriz MET için. Mehmet abiyle oldukça uzun zamandır görüşmüyorduk. Güzel İzmir'de güzel bir sürpriz oldu benim için. Buradan bir kez daha kendisine başarılar diliyorum. MET İzmir de daim olsun! Sayesinde yine havamı attım. Ya siz Bolulular ne kadar birbirinize bağlısınız dedirttim. Hoş bu bağlılık meselesi tartışılır ama yinede bir farkımız var. O da Bolu'yu her türlü olumsuzluğuna rağmen içten seviyoruz, ondan olmalı.
      Fotoğraf; Mehmet Şerbetçi ve ben