NE ARACI?

Geçen hafta yaptığımız telefon konuşmasında Yurdaer ?Hoca, toplumu ilgilendiren değişik konulara değiniyoruz ama sonuca bir etkimiz olmuyor. Buna üzülüyorum? diyordu.

Yurdaer haklı. Haftalarca hatta aylarca Tünelin Elmalık çıkışının, Bolu Dağının kaymağını yiyenler tarafından ele geçirileceğini, bizim ise her zamanki gibi avucumuzu yalayacağımızı yazıyordu.

Netice derseniz,

Elmalık çıkışındaki 500 dönümlük arazinin işini bitirmişler bile.

Bunun gibi örnekleri sıralayıp sizlerin sinirini bozmaktansa değişik konulara geçelim diyorum.

Araç bir minibüs,

Bildiğimiz Ford minibüslerden.

Plakasının zemini mavi, yani emniyet müdürlüğüne kayıtlı.

İki yanında ?KAZA KURTARMA ARACI? yazıyor.

Demek ki Trafik emrine verilmiş.

Benim ?anlama yeteneğim? kar tatiline girmiş ki, işin içinden çıkamadım.

Ne demek ?Kaza Kurtarma Aracı??

Allah vermesin, kaza olursa mağdurları insanlar ve arabalardır.

Kazaya uğrayan insanları kurtaracak desem Ambulans değil.

İçinde donanımı yok olsa olsa her arabada bulunan pamuk, sargı bezi, tentürdiyot... vardır.

Kaza yapan aracı kurtaracak desem, ?çekici? değil.

En fazla takozla çekme halatı vardır.

Şöyle yazsaydı nasıl olurdu diyorum?

?Kaza Araştırma Aracı? veya

?Kaza Tespit Aracı? veya

?Kaza Raporu Hazırlama Aracı?

Yani kaza yerine ulaşıp sebebini, hatalıyı, hata oranını, oluşan hasarı meydana çıkartmaya ışık tutacak raporu hazırlamakla görevli kişileri taşıyan bir araç olmalı.

Bütün bunları ?Kaza Kurtarma Aracı? ile anlatmaya benim aklım yetmedi.

Yardım eden olursa sevinirim.

KÖMÜR TORBAYA

İki yıldır kömürler torbaya girdi.

İyi de oldu gibime geliyor.

Kalorifer dairelerinin önü kirden kurtuldu. Kömür tozu tarihe karıştı.

Bu işin bir yüzü.

Yıllarca apartman yöneticiliği yaptım. İşli Kardeşlere gider alacağım kömürü seçerdim.

Fındık, Portakal, Kelle, Sibirya, Afrika, Yerli... beğendiğimi alırdım.

Kapının önüne yıkıldığında da ne aldığımı görürdüm.

Duyduğuma göre İstanbul?dan çuvallanmış olarak geliyormuş.

Yani Kuzu Kurda emanet edilmiş.

Sıkıntı da burada.

İstanbullu?nun insafına kalmışız.

Çok etkili denetim gerekli. Sordum ?ne gezer? dediler.

Hatta vermesi gereken ısı standardı bin kalori kadar aşağıya çekilmiş. Denetimlerden kalorisi düşük çıkarsa İstanbul ağalarının canı yanması diye.

Bizim ?can? ise zaten yanmaya antrenmanlı.

Geriye ne kalıyor ki?

Ne dersin Yurdaer, biraz da böyle yazalım mı?