Din

Kul ile Allah arasında bağ kuran,
Onu Yaradan'ına yaklaştıran,
İki dünyada da mutlu kılan,
Kötülüklerden koruyup, güzelliklere yönelten olguya DİN diyoruz.
Allah, verdiği akılı kullanmamızı,
Kendisini arayıp bulmamızı isterken,
Aracılara ihtiyaç olmadığını özenle vurguluyor.
İndirdiklerini okuyup, peygamberlerini dinleyenleri,
Yasaklarına uyanları ödüllendireceğini,
Aksi davranışları cezalandıracağını herkesin anlayacağı dille ilan ediyor.
Yapılan iyiliklerin çoğaltılarak verileceğini,
Günahında, sevabında kişisel olduğunu bildiriyor.
Yani, ne yaparsan kendine yaparsın.
Seni kurtaracak olan da, batıracak olan da sensin diyor.
Hal böyleyken kendilerini kurtarıcı önder ilan edenlerin çıkmasını,
Ve bunlara inananların, peşinden gidenlerin, kayıtsız şartsız biat edenlerin,
Onlara makam, mevki ve servet kazandıranların varlığına ne denmeli ?
Güzel dinimize yapılan kötülüklerin en yenisi ise siyasete alet edilmesidir.
En son BDP de seçim yatırımı yaptığını sanıp, mevcut imamların arkasında namaz kılmayacaklarını ilan ederek, bu kervana katıldı.
Oysa, devlet yönetimindeki aksaklıklar irdelense her partiye yetecek kadar malzeme çıkar da artar bile.
Haksızlıklar, hırsızlıklar, kayırmalar, kaydırmalar, kul hakkı yemeler, beceriksizlikler, yeteneksizlikler, iş bilmezlikler ortada dururken, sermayesi din sömürüsü olanlar hala en makbuller arasında oluyor.
Böylesi din tüccarlarının devre dışı kalacağı, Müslümanlığın seçmenleri kandırma aracı olmayacağı günlere en kısa zamanda ulaşmamızı diliyorum.
AMİN desek kabul olur mu acaba ?