O NE DERSE

Geçtiğimiz Salı ve Cumartesi günleri CHP Bolu teşkilatı ve Belediye Başkanlığı iki önemli toplantıda işbirliği yaptı.

İlkinde, Sayın Yüksel Ceylan'ın CHP'den aday adaylığının, "Belediye Başkan Adaylığı"na dönüştüğü ilan edildi.

İkincisinde ise, CHP'lilere Belediye hizmetleri hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Partiye yeni kayıt olanlar ile adaylar tanıtıldı.

Her iki toplantının haber kısmını gazetemiz sayfalarında okursunuz. Ben olayın başka bir yönüne değinmek istiyorum.

12 Eylül sonrası kurulan Sosyal Demokrat Partilerden SHP, ülkede kendisini kanıtlayıp girdiği seçimlerde elde ettiği başarı sonucu meclise girmiş ve iktidar ortağı olmuştu. Kapatılan partilere yeniden açılma izni çıkınca CHP sayın Deniz Baykal'ın yönetiminde yaşama döndü. SHP büyük bir özveri göstererek CHP ile birleşirken, hem meclis ağırlığından, hem de iktidar nimetlerinden Sosyal Demokratlığın bütünlüğü için fedakarlıkta bulundu. Böylece tavanda birleşme gerçekleştirildi.

Aradan yıllar geçti, tavandaki bu evlilik tabanda tam anlamı ile kabul görmedi. Gün geldi biri diğerini "sonradan gelme"likle suçladı. Kimdi bu suçlayanlar veya suçlananlar? 12 Eylül öncesi aynı partide aynı hedefler için el ele çalışanlar.

Bunları niçin hatırlattım?

Geçen haftaki toplantılarda CHP'ye dönüş yapan sayın Yüksel Ceylan ile beraberinde gelenlerin CHP'liler tarafından nasıl karşılandığını dikkatle izledim.

Memnuniyetle gördüm ki; bir dışlama, hatta bir yadırgama söz konusu değil. Parti yöneticileri tarafından Yüksel Ceylan'ın takdim edilmesi ve yaptığı konuşma sonucu beklenen alkışların "içten" olduğunu gördüm. Diğer aday Nihat Başer ile bir önceki Başkan sayın Necdet Gören'i alkışlayan ellerin de yapmacıktan uzak ve samimi olduklarından şüphe etmiyorum.

Diğer partileri bilmem ama, CHP Belediye Başkanı adayını belirleme yarışını yara almadan gerçekleştirdi diyorum.

Zira, Nihat Başer'in aday adaylığını açıkladığı gün yanında Yüksel Ceylan, onun toplantısında da Nihat Başer vardı. Daha da önemlisi her ikisinin en büyük destekçisi, önceki dönemin karizmatik Belediye Başkanı sayın Necdet Gören'in olmasıdır.

Toplantılara eski il ve ilçe başkanlarının eksiksiz katılımı, üyelerin coşkusu partideki birlik ve beraberliği ilan ediyordu.

İş kalıyor bugüne kadar başarılanlar ile bundan sonra yapılacak olanların seçmenlere duyurulmasına.

Daha önce de sık sık söylediğim bir gerçek var. Belediye Başkanı başarılı bir beş yıl geçirmiş ise, Bolulular onun görev süresini otomatik olarak uzatıyor. Bu tamam da;

Sıra üçüncü beş yıla geldiğinde ince eleyip sık dokuyor. Yeni yüzler peşine düşüyor. Sonucu-nu bilmeyeceği maceraya atılmayı tercih ediyor.

Ne diyelim seçmendir. Herşeyi herkesten iyi O bilir. O'na darılmak olmaz. Herkes çalışsın çabalasın varını yoğunu ortaya koysun. Sonucu O tayin edecektir.

O ne derde O olur.