KAZI ÜZERİNE

1970?li yılların sonu, seksenli yılların başı olmalı.

Şehrimizin alt yapı ihalesini alan Veziroğlu firması kısa sürede cadde ve sokakları kazdı.

Oluşan hendekler aylarca açık kaldı.

Vatandaşlar karşıya geçmek için, kalaslar üzerinde cambazlık yapardı.

Yağmur yağdığında çamur, kuruduğunda toz bulutu kaderimiz olmuştu.

O yıllarda insanlar daha bir sabırlı mıydı?

Yoksa hakkını aramaktan çekinir miydi?

Demokrasimizin boyu daha bir kısamıydı? Bilemiyorum.

Kendi aramızda tartışmakla yetinirdik.

Ara sıra çıkan seslerin fazla bir etkisi olmazdı.

Müteahhidin adamlarına ?söz anlatmak? ne mümkün.

Biraz inatlaşırsan, ya evin pis su gidişini tıkarlar veya suyunu keserlerdi.

Onarımı parası karşılığı onlara yaptırmak zorunda kalınırdı.

***

ALLAH sağlıklı uzun ömür versin. Annesine ?ANAM? dediğim, can dostum bir arkadaşım, o yıllarda Haznedarlar Sokakta otururdu.

Geceleri gittiği öğretmenler lokalinde biraz fazla takıldığı için sabaha karşı evine dönüyor.

Gözlerinin iyi görmemesi, sokağın loşluğu ile buluşunca kendisini hendekte buluyor.

Yağmurun etkisi ile toprak kayganlaştığı için, ayakları ve elleri ?çıkmada? işine yaramıyor.

Epey bir uğraştan sonra yorgun düşen dostum işi oluruna bırakıyor ve başlıyor beklemeye.

Bu arada sabah ezanları okunuyor ve sokağın camiye gidenlerinden birisi imdadına yetişiyor da çıkabiliyor.

O günlerde bu anlattığım, günlük olağan vakalardı.

***

Belediye Fen İşleri Müdürü arkadaşın ?Bolu'da kazılmadık yer bırakmayacağız? beyanı bana bu anımı tazeletti.

Elbet, kazıyı yapacak olan Veziroğlu?nun adamları değil.

Elbet, hedeflenen amaçların başına Boluluların daha az rahatsız olması konmuştur.

Elbet, işin başında Bolu Belediyesi var.........

Batı ülkelerinde veya iş bilen şehirlerde bu işler önce bir güzel planlanıyor.

Hangi sokağa ne zaman girileceği ilan ediliyor.

O plana çok zorda kalmadıkça uyuluyor.

Burada önemli olan, makul sürede ?kapatabileceği? kadar yerin kazılmasıdır.

Kazacaksın, borularını döşeyeceksin, üstünü kapatıp, parke veya asfaltını yapacaksın.

Bahsettiğim makul süre birkaç günü geçmemeli.

Yoksa, makinelerin mesaisi, yüklenişinin keyfi, çekilen sıkıntıların önüne geçerse vay halimize.

***

İnsanlar, sunulan kolaylıkları, bir süre sonra unutur ama, kendisine çektirilenleri uzun süre belleğinde taşır.

Hatırlatayım dedim.

GIYABIMDA

Birkaç hafta önce kendisini eleştiren yazımdan dolayı sayın başkan Meclis üyelerine beni şikâyet etmiş.

Ama yazımın sadece bir bölümünü okuyarak.

Tamamını okursa, dinleyenler tek yönlü düşünmek zorunda kalmazlardı.

Başkanın tavrını yadırgadım. Zira;

- Bulunmadığını, cevap veremeyeceğini bir toplantıda gündeme getirdiği için yadırgadım.

- Yazımın, işine gelen bölümlerini okuduğu için yadırgadım.

- ?Dost acı söyler ama gerçekleri ifade eder? dememe rağmen alınmasını yadırgadım.

- Çevresini aşamayıp, doğruyu söyleyene bozulmasını yadırgadım.

- Rutin politikacılar gibi tenkit düşmanı olmasını yadırgadım.

- Uyarılarımda politik bir uğraşım olmadığını anlamamasını yadırgadım.

- Başarısının kazancımız, aksinin ise kaybımız olacağına inanmasını yadırgadım.

***

Beni şikayet ettiklerinin büyük bir bölümü tarafından yakınen tanıdığım bildiğim için rahatım.

Ha bir de ?ben kendisi ile yeni yolları gezmedim ki, berabermişiz gibi yazıyor? demişsiniz.

Oysa sonbaharda koluma girip Kuruçaydan başlayıp, orada biten turumuzu unutmuş olmalısınız.

O gezintimizi yazı konusu yapmıştım.

Şoförümüz ve molalarda konuştuklarımız şahittir.

***

Sayın Başkan çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Tenkitsiz.

Dikeni alınmış güller arasında

Ve, seni mutlu edenlerle nice huzurlu yıllar diyorum.