ATATÜRK VE ÖTESİ

Yıllar önce bir meslektaşım anlatmıştı.

Öğrencilik yıllarımda, mevcut hükümetleri Amerikalıların kurduğuna inanır, olası halk iktidarını özlemle beklerdim.

İstanbul yerine Zapsuyu'na köprü yapılmasını, halkların kardeşliğini, sömürünün bitmesini, devrimle gelecek hükümetleri savunurdum. Mezun olduğumda tayinimi doğudaki illerden birine istedim.

Atandığım yere büyük bir arzu ve azimle gittim. Onlara mücadelemi anlattım, kendilerine vereceğim katkıya hazır olduğumu söyledim.

Dinlediler ve cevapları şu oldu. Seni takdir ediyoruz, ancak bizim davamız için bizden olanlara ihtiyacımız var.

Bir iki gün misafirimiz ol sonra buraları terk et. Yaşadığım şoku anlatamam. Şimdilerde o günlerimi hatırladıkça kendime gülerim." demişti.

Niye anlattım bu hikayeyi? Onsuz Çanakkale harbini canlandıranlar var ya, Atatürksüz 18 Mart hutbesi hazırlayanlar var ya,

İsmet Paşa'ya vatan haini diyenler var ya, 1923 sonrasına Devre arası diyenler var ya,

Modaya uyup esip gürleyenler var ya,

Acaba diyorum; Bunları düşledikleri, özlemini çektikleri, komşu Müslüman ülkelerden birisine yaşamaları için yollasak, kaç vakte kadar iadeli postalanırlar.

Ve Mustafa Kemal Atatürk'ü Türk Milletine armağan eden YÜCE ALLAH'a şükrederler mi? Ne dersiniz?