BolununSesi; Halkın Gazetesi

2000'li yılların gençliğini nasıl eğiteceğiz?

Ali Özdemir

    13 Kasım 2013

     Şu anda, 2000'li yıllarda doğmuş çocuklarımızın kaliteli eğitim alması, topluma faydalı bireyler olması için uğraş veren bir kendi halinde eğitimciyim.

     Son 10-15 yıldır bilgi-beceri kazanmak için karşıma gelmiş lise düzeyindeki çocuklarımızda şu olumsuz özellikleri sıklıkla gözlemliyorum.

    - Bilgisayarı sadece oyun amacıyla kullanmak istiyorlar.
    - İnternet sitelerinde yazılı olan her bilgiyi doğru kabul ediyorlar.
    - Ödevleri / projeleri kitaplardan yararlanarak değil, web sitelerinden kopyalayarak yapmayı uygun buluyorlar.
    - Öğretmenlerini dinlemek istemiyorlar.
    - Yeni bilgileri öğrenmeye istek duymuyorlar.
    - Markasız elbiseleri giymeye razı değiller.
    - Saç, sakal kesmeyi, temiz olmayı eziyet olarak algılıyorlar.
    - Hemen hemen tümünün cebinde 500-1500 TL'lik akıllı (?) telefonlar mevcut.
    - Sürekli olarak sosyal medya sitelerine bağlı kalmak istiyorlar.
    - Klasik sınavları değil şıklı (test) sınavlarını talep ediyorlar.
    - Bir konuda fikir yürütmeyi gerektiren metinleri yazmakta çok zorlanıyorlar.
    - Teneffüs saatlerinin ders saatlerinden daha uzun olmasını istiyorlar.
    - Ders araç gereçlerini (kitap, defter, kalem, silgi, cetvel, pergel, T cetveli, pense, tornavida, kontrol kalemi, havya vb.) okula getirmeye üşeniyorlar.
    - Eğitim materyallerini uzun süre kullanamıyorlar
    - Sık sık kişisel eşyalarını kaybediyorlar.
    - Kitap, dergi, gazete okumayı önemsemiyorlar.
    - Matematiksel işlemleri hesap makinesi olmadan yapamıyorlar.
    - Verilen ödevleri asla zamanında getirmiyorlar.
    - Çoğunlukla kahvaltı yapmadan okula gelip ilk molada kantindeki zararlı ürünlere saldırıyorlar.
    - Sigara, içki gibi zararlı alışkanlıklara meyilleri çok yüksek.
    - Anne-babalarının doğru nasihatlerini kaale almıyorlar.
    - Bahis/şans oyunlarına para vererek kısa yoldan köşeyi dönme hayalleri kuruyorlar.
    - Okullarda yapılan kültürel ve sosyal etkinliklere (folklor, tiyatro, koro, satranç, spor vb.) katılmayı değil bir an önce sokağa çıkmayı doğru buluyorlar.
    - Dersler işlenirken sürekli olarak telefon ile oyalanmaya yelteniyorlar.
    - TV'lerde yayınlanan abuk eğlence (?) programlarını ve dizileri ezbere biliyorlar.
    - Geleneksel mutfağımızın sağlıklı yemeklerini değil Amerikan tipi sahte yiyecekleri talep ediyorlar.
    - Öğretmenlerini 5-10 dakikadan fazla dinleyemiyorlar.
    - Amerikan yapımı sıradan filmlerin oyuncularını ve sahte sanatçıların tümünü biliyorlar.
    - Futbol maçlarını ciddi biçimde takip ediyorlar.
    - Dinsel konularda akıl almaz yanlış yargılara varıyorlar.
    - Kendilerini eğitmek için uğraşan insanlara kaba ve saygısız davranmayı normal görüyorlar.

    15 yıl öğrenci olmuş ve çeyrek asırdır öğretmenlik yapan ortalama bir vatandaş olarak gidişatın negatif olduğunu düşünüyorum. Belki de yaşlandıkça tutuculaşıyor, durumları abartıyorum.

    "Yukarıda sıraladığın feci durumlara nerede şahit oldun" diye soranlara mekanın ve bölgenin hiç önemli olmadığını da belirtmek istiyorum.

    Hiç olumlu davranışlara sahip öğrenciniz yok mu derseniz var ama bu yüzde 10'luk oranı maalesef geçemiyor.

    Bu yazıyı hazırlamaktaki amacım siyasal eleştiri yapmak, hükümetleri karalamak değildir. Niyet okuması yapılmamasını diliyorum.

    Daha nitelikli bir nesil yetiştirmek için daha çok gayret göstermemiz gerekiyor diyerek sözümü bağlıyorum.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak