İki insan...

İki insan…

Sizlere yerel üreticileri tanıma / destekleme hususunda iki değerli örnek sunmak istiyorum. Bunu yaparken herhangi bir menfaatim söz konusu değildir. Öküz altında buzağı arayanlar çıkacaktır. Ama ben yine de sözümü söyleyeceğim.

Kanaatimce son 20-30 yıldır yediğimiz yumurtalar sağlıklı bileşenler içermiyor. Çevremdeki bir çok insan yediği yumurtadan tat alamadığını dile getiriyor. Bolu'nun Kıbrıscık ilçesinin Bölücekkaya Köyünde 20 yıldır tavuk (piliç) yetiştiriciliği yapan Sayın Dursun Mercan bu işten para kazanamaz olunca 2 yıl kadar önce organik (doğal) yumurta yetiştiriciliğine başladı...

Kendisini 40 yıldır tanırım. Son derece çalışkan, düzgün, idealist bir insandır. Çiftliğini / kümesini bizzat gidip gördüm. Tavuklar tamamen doğal gıdalarla besleniyor. Serbest gezen tavukların faydalı yumurtaları kapışanın elinde kalıyor. Endüstriyel üretim süreçlerinde yetiştirilmiş tavukların yediği yemlerin çoğu GDO'lu yani  genetiği değiştirilmiş organizma…

Sahte gıdalarla, stres altında yaşatılan tavukların verdiği yumurtaların hiçbir faydasının olmadığını Prof. Dr. Kenan Demirkol, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. Dr. Canan Karatay birkaç yıldır sürekli olarak dile getiriyor. 

Alıç meyvesinden yapılan sirkenin ne kadar şifalı olduğunu ben söylemeyeyim... İnternette arama yaparak her türlü veriye ulaşabilirsiniz.

Elektrik enerjisi sektöründe yıllarca görev yaptıktan sonra emekli olan Sayın Halit Semen Bey, son 5 – 6 yıldır doğal alıç sirkesi üretimiyle uğraşmaktadır. 

Faydasız, kansorejen, pahalı endüstriyel ürünlerin bizleri kötürüm / hasta / dayanıksız hale getirdiğini uzmanlar her gün dile getiriyor. İhtiyarlık dönemimizi ilaç tekellerinin kölesi olarak geçirmek istemiyorsak doğal gıdalara yönelmemiz gerekiyor. Bu noktadan hareketle yerel üreticileri desteklememiz gerekiyor diye düşünüyorum …

www.aliozdemir.net