Bizden bu kadar!

Allah gani gani rahmet eylesin mekânı cennet olsun! Sevimli Adamdı Rahmetli Turgut ÖZAL...

Döneminde, Türkiye pek çok yeniliklere imza attı.

Sindire sindire geçirmemiz gereken dönemleri o kadar hızlı geçirtti ki; alt yapısı olmayan ülkemizin insanlarının kimyası bozuldu.

Bugün yaşamış manevi çöküntüler, hazmedilmeden geçirilen yılların eseridir.

1965 de kurulan Boluspor da, Türkiye de pek çok başarılara imza atmış ama zamanın şartlarına ayak uydurulamadığından dolayı zor günler yaşar olmuştu.

Öyle ya da böyle Bolusporumuzu kuran, yaşatan, bu günlere taşıyan ve bu temeller üzerine bugün başkanlık ya da yöneticilik yapma imkânı sağlayan başkanlarımızın, yöneticilerimizin ahirete intikal etmişlerine rahmet etmek, yaşayanlara ise minnet duymak boynumuzun borcudur.

Niye anlattık.

Başkanımız Necip ÇARIKCI beklenen açıklamayı yaptı. Hedefin ilk ikiden çıkmak olduğunu ifade etti.

Coşkun DEMİRBAKAN Hocamız da aynı düşünceleri paylaştı.

Buraya kadar iyi!

Bu sezon uğranılan hayal kırıklığından sonra, camianın iri ve diri tutulması için böyle bir açıklama gerekliydi.

Ancak bunun bir de diğer boyutu var.

Çıkma garantisi var mı?

Yok!

Nihayetinde çıkamamada söz konusu, o zaman ne olacak?

Şampiyonluğa oynayacak takım demek, para demek.

Şampiyonluğa oynayacak takım demek, sadece bu sezon demek.

Şampiyonluğa oynayacak bir takım, camianın tümüyle büyük beklenti içersine girmesi demek.

Şampiyonluğa oynamak demek, gelecek sezonun bütçesine elini atmak demek,

Ama olmadı! Ne olacak?

Necip Bey "Bizden bu kadar."Diyerek takımı yüzüstü bırakıp gider mi?

İnanıyorum ki Başkanın;"A"planının yanında mutlaka "B"planı da vardır. Ve olmalıdır.

Gönlümüz, 5 senede büyük işler başaran Sayın Necip ÇARIKCI ve yönetiminin, bu başarılarını Süper Ligle taçlandırmasını istemektedir..

Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, şampiyonluğun hiçbir şekilde garantisi yoktur.

Olamamamız demek ve "B"planının olmaması demek, Bolusporun geleceğinin karanlık olması demektir.

Başkanımızın, yöneticilerimizin, esnafımızın, işadamımızın, taraftarımızın, kısacası tüm camianın heyecanının tükenmesi demektir.

Lale devrinin bitmesi, çöküntünün başlaması demektir.

Boluspor'u Süper lige taşıyabilecek tek Başkan ve yönetici olarak görülen mevcut yönetim kurulunun ve umut bağlayanlarının iflası demektir.

Bolusporun tekrar 2003-2004 sezonuna dönmesi demektir.

Bolusporumuz da Necip ÇARIKCI ve yönetimi ile rahmetli ÖZAL gibi, büyük işlere imza atarak, hazmedilerek geçirilecek zamanları hızla geçirtmiş ve her sezon hedef büyütmüştür.

Camia da her sezon başarı bekler duruma gelmiştir.

Süper lige çıkma sözü

2007-2008 sezonunda hedef Bank Asya Liginde kalmak iken, final oynanmış,2008-2009 sezonunda ise Süper Lige çıkma sözü ile lige başlanmış ama ne yazık ki hedefe ulaşılamamıştır.

Yeni sezon da, Başkanımızın açıklamalarını yorumlayacak olursak,  ayağını frenden çekmiş bir ruh hali sergilediğine şahit oluyoruz.

Derken, bir bakıyoruz ki spor sayfalarında bir haber ve aynen şöyle;

"Bank Asya 1. Lig´de mücadele eden 10 kulübün toplamda, 47.122.247,49 TL´lik borcu bulunuyor.

Turkcell Süper Lig´e yükselen Diyarbakırspor, Altay, Giresunspor, Karşıyaka, Kartalspor, küme düşen Malatyaspor ve Sakaryaspor, Orduspor, Çaykur Rizespor ve Samsunspor borçlu kulüpler arasında yer alıyor.

BORÇSUZLAR
Bank Asya 1. Lig´de, 10 borçlu takımın dışında 8 takımın ise borcu bulunmuyor.

Turkcell Süper Lig´e yükselen Manisaspor ve Kasımpaşa´nın yanı sıra Adanaspor, Boluspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, küme düşen Güngören Belediyespor, Kayseri Erciyesspor ve Kardemir Karabükspor ise borçsuz takımlar arasında yer aldı."

Şimdi buradan yola çıkacak olursak, bizle beraber aynı ligde oynayacak olan Altay, Giresunspor, Karşıyaka, Kartalspor, Orduspor, Çaykur Rizespor ve Samsunsporun işleri zor.

Neden?

Çünkü hem geçmişe yönelik hesapsız harcamaların ödemelerini yapacaklar, hem de yeni sezonun kadrolarını oluşturacaklar.

Buradan, hedefimize bu sezon ulaşmamız gerekirken,

Bir profesyonel kulüb için istenilen mükemmel bir huzur ortamı oluşturulmuşken,

Çıkmak için nedenlerimiz çok, çıkamamamız için hiçbir neden yokken, bizi Süper Lige ulaştıramayanlara serzenişte bulunmamız gerekiyor. Ama yeni sezona borçla başlatmadıkları için de alkış gerekiyor.

Neden? Dedik ya çıkmanın garantisi yok!

Borçsuz kulüplere baktığımızda ya A,Ş olduğuna ya da Belediye takımları olduğuna şahit oluyoruz.

Kardemir gibi büyük bir desteği alan Karabüksporun dışında bir tek takım olan Bolusporu görüyoruz.

Ben 2009-2010 sezonunda da Başkanımızın ve yöneticilerinin yine hesabı kitabı iyi yapacaklarına ve Boluspor'un yeni kadrosunu, geleceğe yönelik bir transfer anlayışı ile hayata geçireceklerine inanıyorum.

Ya geçirilmezse;

Sayın ÇARIKCI, Sayın GÜRSOY ve Sayın AYDOĞANLI bir arada otururlarken,

Sayın GÜRSOY sorar;

-Başkan şampiyonluğa oynayacak bir kadro oluşturacağız da, Allah korusun ya şampiyonluğa ulaşamazsak bize ne yaparlar?

Başkan;

-Bak Osman Ağa, 2 ihtimal var. Ya af ederler, ya da ölüm fermanımızı hazırlarlar.

Af ederlerse mesele yok, ölüm fermanımızı imzalarlarsa 2 ihtimal var.

Ya idam ederler ya da kurşuna dizerler.

Hemen kurşuna dizerlerse mesele yok ama idam sehpasına çıkarırlarsa 2 ihtimal var.

Ya hemen sehpaya tekme vururlar, ya da geçmişin hatırına bir defa daha düşünürler.

Geçmişteki başarılarımız adına af ederlerse mesele yok, etmezlerse 2 ihtimal yok.

İşte o anda yalvaralım ki hemen assınlar. Biri çıkar da,"bunlar asılmasın canlı canlı yağlı kazığa oturtulsunlar." Derse," işte o zaman ayvayı yedik. Der.

Şaka bir yana Necip Başkan'ı en iyi tanıyanlardan biriyim. Boluspor'u kesinlikle,"ayvayı yedik."Durumuna getirecek ve 5 senelik başarılarını bir hırsla heba edecek kadar düşüncesiz değildir."Ne getirir, ne götürür."Hesabını en iyi yapacak ve yağlı kazığa oturmayacak ve etrafındakileri de oturtmayacak kadar akıllıdır.

İster gelecek sezonda olsun ister bu sezonun herhangi bir yerinde,

İster kendileri olsun ister başkaları ama geleceği de düşünerek adımlar atılması, Bolusporun geleceğini de hazır tutmaktır.

Bizim şu anda düşündüğümüz de felaket tellallığı yapmak değil, geleceğe de ışık tutmaktır.